YAŞAYAN EFSANE: ERDAL ÇARBOĞA
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi
Bana, “Aliağa, Bergama, Dikili, Foça, Kınık ve Menemen ilçelerini kapsayan Bakırçay bölgesinin en başarılı ve en popüler gazetecisi kim?” diye soracak olursanız tereddütsüz şöyle derim:
Bakırçay’ın en iyisi Erdal Çarboğa’dır.
Aslında sadece kuzey İzmir’in değil, Ege Bölgesi’nin hatta Türkiye'nin en iyi gazetecilerinden biri olma yetisine malik bir gazetecidir Erdal Çarboğa…
İzmir basın camiasının renkli kişiliği, ödül avcısı ve benim de kendime mesleki olarak örnek aldığım Erdal Çarboğa, biz alaylı gazetecilerin her zaman ağabeyi, kılavuzu ve gurur kaynağı olmuştur.
Bugüne kadar çok rahat bir şekilde İzmir’in merkezine, oradan da kısa zamanda mesleğin zirvesine yani Ankara’ya veya İstanbul’a sıçrama şansını yakaladığını çok iyi bildiğim Erdal Çarboğa, önüne gelen fırsatları elinin tersiyle iten bir isimdir.
Son derece mütevazı bir kişiliğe sahip olan Çarboğa, ülke çapında şöhreti yakalamak yerine, mesleğini her daim kendisini ait olduğunu hissettiği bölgede icra etmeyi tercih etmiştir.
Sevgili Erdal Çarboğa, her hangi bir kurumda yine çok rahat bir şekilde basın danışmanı olabilme şansına sahipken, bu yönde kendisine yapılan sayısız teklifi ret etmiş ve bazı meslektaşları gibi işin kolay kısmını tercih etmemiştir.
Aynı Erdal Çarboğa masa başında basın danışmanlığı yapmak yerine, daha az para kazanarak, 7/24 sahada koşturmayı, yani daha çok çalışmayı göze almıştır.
Çünkü Erdal Çarboğa, işini severek yapan, mesleğine aşık ve adeta kendisiyle yarışan bir gazetecidir.
Etik gazetecilik ilkelerine sadıktır. Haberin kutsal olduğuna inanır. Mükemmeliyetçidir, haberini belgelemek için çektiği sıradan bir fotoğrafa dahi çok büyük önem verir.
Haber fotoğrafı çeken bir muhabirden daha çok, safariye çıkmış fotoğraf sanatçılarının titizliğinde ve hassasiyetinde kullanır makinesini...
Kafasına koyduğu fotoğrafı çekmek için risk almaktan korkmaz, yeri gelir kılık değiştirir, yeri gelir dağlara tırmanır, yeri gelir yerlerde sürünür, yeri gelir yağmura, soğuğa, sıcağa aldırış etmeden avını bekleyen avcı misali saatlerce bekler hiç üşenmeden sadece en güzel kareyi alabilmek için…
Yeri gelmişken Erdal Ağabey 20 yıllık arşivinden derleyerek, memleketi Aliağa’da bir haber fotoğrafları sergisi açsa ne güzel, ne keyifli olurdu kim bilir.
Yıllardır cesurca haksızlıkların üzerine giden, yol, su, elektrik, sağlık, eğitim, asayiş ve çevreyi tehdit eden unsurlar başta olmak üzere; bölgenin tüm sorunlarını gazetesinin sayfalarına taşıyan, toplumsal ve bireysel başarıları güzel haberleriyle taçlandıran Erdal Çarboğa, Bakırçay ahalisinin müşterek sesidir. O, bölgenin Erdal abisidir.
Taşra muhabirlerinin yaptığı başarılı haberleri, metropolde çıkaramayan merkez muhabirleri başta olmak üzere; Erdal Çarboğa’nın başarısına tahammül edemeyenler de olmuştur elbet, zira meyve veren ağaç taşlanır, ama Erdal ağabey herkese sevgi ve saygıyla yaklaşmayı kendine şiar edinmiş hümanist bir insandır.
İzmir’de iletişim fakültesi bulunan üniversiteler, Erdal Çarboğa’yı davet etmeli, gazeteci adayı öğrenciler, Çarboğa’nın başarı hikâyesini birinci ağızdan yani kendisinden dinlemeli ve tecrübelerinden yararlanmalıdır.
Bu arada İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir şekilde Türkiye'nin en büyük medya kuruluşlarına kapak atan bazı gazeteci dostlarımız üzerlerine alınmasınlar lütfen…
Geniş imkânlarla merkezde muhabirlik yapmak kolaydır. Sallarsınız başınızı alırsınız maaşınızı…
Peki ya taşra da muhabirlik yapmak kolay mıdır?
Nasrettin hocanın ifadesiyle ‘eşekten düşenin halini eşekten düşen anlar’ misali, taşra muhabirliğinin zorluklarını yaşayanlardan biriyim ben…
Fedakârlık, özveri, sevgi, sabır ve hoşgörü ister taşra da muhabirlik yapmak…
Metropolde muhabirin, hakkında olumsuz haber yaptığı biriyle karşılaşma olasılığı neredeyse hiç yoktur. Ancak, taşra da haberini yaptığınız kişiyle hemen hemen her gün karşılaşmak mümkündür.
Ayrıca kaza, yangın vs gibi felaket haberine giden taşra muhabiri, çoğu zaman yakın dostlarının acısını görüntülemek zorunda kalabilir.
Bir düşünsenize olay yerinde arkadaşınız, dostunuz, komşunuz, hatta yakınlarınız can çekişiyor ve siz fotoğraf çekip haberi kurtarma derdine düşüyorsunuz. Bunun içindir ki taşra da muhabirlik yapmak ateşten gömlek giymek gibidir.
Velhasıl kelam zordur taşrada muhabirlik yapmak, nice isimler vardır ki; muhabirliğe soyunmuş, ama kısa zamanda havlu atmıştır yaşadığı zorluklar karşısında…
İşte Erdal Çarboğa’nın önemi bu noktada çıkar ortaya…
Çünkü o gönül verdiği mesleğinde her türlü zorluğa göğüs germiş, azimle mücadele etmiş ve bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmiştir.
Gazeteci Şenol Gök’ün veciz sözüdür: Gazetecilikten ancak ölünce emekli olunur.
Bu sözün ışığında düşünürsek, Cenab-ı Allah ona ömür verdiği sürece bizler Erdal Çarboğa’nın birbirinden güzel haberlerini büyük bir keyifle okumaya devam edeceğiz.
Öte yandan her şeyden önce benim insan olarak çok sevdiğim Erdal ağabeyime Allah uzun ömürler versin, ama kendisinin dünyada var olan tüm canlılar için kaçınılmaz olan akıbete uğraması durumunda ki yineliyorum! Allah geçinden versin, onun ismini bölgemizde yaşatmak için “Erdal Çarboğa Gazetecilik Yarışması” mutlaka düzenlenmelidir. Böyle bir organizasyonu düzenlemekte; Aliağa Belediyesi’ne yakışır.
Not: Yöresine yıllarca hizmet etmiş, Allah ömür verdiği sürece de etmeye devam edecek olan bendeniz ’in yukarı da Erdal Çarboğa ile ilgili kaleme aldığı ifadeler; tarihe not, gelecek nesillere ise vasiyet olsun!
Bu çerçevede yazımı Erdal Çarboğa’nın sık kullandığı bir sözü ile noktalamak istiyorum: Her şey Haber Değildir, Haber Her şeydir.
Günün sözü: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.