NURGÜL UÇAR: HER ŞEYLE YÜZLEŞMEK İÇİN ADAYIM
Eski Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir ikinci bölge milletvekili aday adaylığı için ön seçim çalışmalarını sürdürüyor. Ön seçimi demokrasinin başlangıcı olarak gören Uçar, üyelerin hem seçici hem de seçilen olduğunu, kimsenin kimsesi olmadan herkesin eşit şartlarda yarıştığını söyleyerek her şeyle yüzleşmek için mücadele etmek istediğini vurguladı.
İzmir’in on altı ilçesinin dahil olduğu ikinci bölgede milletvekili aday adaylığı için çalışmalar sürüyor. Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Bölge Milletvekili aday adayı Eski Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar, ön seçim için çalışmalarına hızla devam ediyor. İkinci bölgeyi kapsayan ilçeleri karış karış gezerek belediyeleri, parti ilçe örgütlerini, sendika ve dernekleri ziyaret eden Uçar, parti yöneticileri ve üyeleriyle bir araya gelerek kendini tanıyor. Ön seçimin demokrasinin başlangıcı olduğunu, tüm aday adaylarının hem seçici hem de seçilen olmak için çalıştığını bu nedenle de kimsenin kimseyi kıramadığını vurgulayan Uçar, meclise gitmek isteme nedenini “Kimsenin kimsesi olmadan, özgürce toplumu yüzleştirme zorunluluğumuz var. Ben her şeyle yüzleşmek için adayım” şeklinde ifade etti.
‘ÖN SEÇİM DEMOKRASİNİN BAŞLANGICIDIR’
Aday adaylığı çalışmaları kapsamında parti üyeleriyle bir araya gelerek kendini tanıtan Uçar, ön seçimin partililere umut, heyecan, uyanış ve diriliş getirdiğini, tüm üyelere kendilerini değerli hissettirdiğini vurguladı. Ön seçimi çok önemsediğini söyleyen Uçar, “Şu ana kadar gördüğümüz, gezdiğimiz örgütlerden edindiğim izlenim, partililer kendilerinin değerli olduğunu hissediyor. Ben seçiciğim, ben beni temsil edecek milletvekilini seçeceğim diyor ve araştırıyor. Bu demokrasinin başlangıcı. Buna çok sahip çıkmamız gerekiyor. Biz üye olarak, özgür birey olarak, kimsenin kimsesi olmadan, sandığa gidip bizi temsil edecek insanı seçeceğiz. Gruplar halinde, şucudur bucudur, şunun adamıdır, buralıdır, bu dindendir diye bakmıyorum, böyle hissetmiyorum. Ben, özgür olarak kendimi temsil edecek insanı seçiyorum, bunun için ders çalışıyorum, önemsiyorum” dedi. Atamanın da şartlarını yaşadığını ifade eden Uçar, herkesin eşit şartlarda yarıştığını vurgulayarak, “78 aday var ve 78 adayın hepsi hem üye seçici hem de seçilmek istiyor. Hiçkimse hiçkimseyi incitemiyor, öyle bir yetkisi yok. Bunu çok önemsiyorum. Atamanın şartlarını yaşamış bir insanım. Şu anda genel merkeze gidip sadece çay içmenin keyfini yaşıyorum. Ruhumun daha önce yaralandığını hissetmiştim, şu an o yaraların sarıldığını hissediyorum” diye konuştu.
‘KADINI GÖRÜNMEZ KILMA ÇABASI VAR’
Ülke nüfusunun yarısının kadın olduğuna ve iktidarın kadını görünmez kılmak üzere bir çabası olduğuna dikkat çeken Uçar, “Bazen görünür bazen görünmez cümleler içinde, nufün yüzde 50’si olan kadını görünmez kılmak için çaba var. Savaş açıyor cumhurbaşkanı, öznesi kadın. Mini etek konusunda kadın, 3 çocuk doğur kadın, nasıl doğuracağına karar veriyor kadın, hep kadın. Şu an bir tek Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da soldan bakanların kadını anlama zorunluluğu var. Kaçışları yok, görevleri var. Ön seçimde bu bir şanstır. Kota tabii ki gerekli. Çünkü siz 84 yıl yaşamın içinde görmemişsiniz kadını. Ben CHP’nin 84 yılda İzmir’deki tek kadın belediye başkanıyım. Bu övünülecek bir şey değil. Meclisin yarısının kadın olmaması için hiçbir engel yok. Olabilir, olmalı. Bunu yapacak olan tek parti CHP’dir. Bunu MHP’den AKP’den bekleyemeyiz” dedi.
‘BEN HER ŞEYLE YÜZLEŞMEK İÇİN ADAYIM’
Yarısı kadın olan ülkede, kadınların görünmez kılınarak yoksayılması söz konusuyken demokrasiden söz edilemeyeceğinin altını çizen Uçar, kendi varlık sebebini ve meclise gitmek isteme sebebini şu sözlerle açıkladı: “Bizim, kimsenin kimsesi olmadan, özgürce bu toplumu yüzleştirme zorunluluğumuz, görevimiz var. Çünkü matematiği koyamazsak yaşama, yarısı kadın olan bir ülkede kadınlar hiç yoksa, demokrasiden söz edemeyiz. Sahtekarlığa ve ikiyüzlülüğe hiç gerek yok. Ben sahtekar değilim. Emekliyim, garantim var, her şeyim var, hiçbir derdim yok. Ama bir derdim var. Ben şanlı bir kadındım, on yaşında da değerliydim, bireydim, özgürdüm. Şimdi 55 yaşındayım. Benim kadar şanslı kadınlar olmadı. Şimdi ben başka şanssız kadınlar için, engelli sınıfında görülen kadınların engelli olmadığını ve onların da herkes gibi, hepimiz gibi özgür, kendine yeten bireyler olması için mücadele etmek istiyorum. Herkesin çok değerli olduğuna inanıyor ve onların temsilcisi olmak istiyorum. Yaşamın kendisiyle yüzleşeceğiz. Ben her şeyle yüzleşmek için adayım.”
8 MART YASTIR
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Uçar, kavramların laf olsun diye, -mış gibi yapıldığına dikkat çekti. Uçar, “Aslında o kadar çarpığız ki. 8 Mart’ın anlatılmasını istiyorum. 8 Mart’ta kadınlar katledildi, bunu anıyoruz. Yastır 8 Mart. Kadınlar öldürüldü, katledildi. Nasıl oynanır, nasıl göbek atılır ki. Aslında kavramları laf olsun diye -mış gibi yapıyoruz. Baskıya, zulme, adaletsizliğe ve şiddetin her türlüsüne karşı mücadele eden; barış, hukuk, demokrasi ve emek için direnen herkese selam olsun” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.