"Tanzimat Fermanı Teslimiyettir"

    Aliağa Belediyesi Haziran ayı konferansında, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kardeşi Bahçeşehir Üniversitesinden Doç.Dr.Mehmet Çelik’i konuk etti. AB sürecinde insanın değişim macerası-fikri ve felsefi değişim konulu konferansta Marmara Üniversitesinden Dr.Levent Bilgi’de kimlik değişimi konusunda katılımcılara geldiğimiz nokta ve kimliğimiz konusunda bilgiler verdi. Hayatın en önemli kaidelerinden birisinin üstün olanın taklit edilmesi olduğuna işaret ederek konuşmasına başlayan Doç.Dr. Mehmet Çelik,” AB yada Avrupa Dünyası bizden hangi konularda ileridedir bunu iyi anlamak ve algılamak lazım. Sanıldığı gibi Medeniyet=Teknoloji değildir.

“TANZİMAT FERMANI, MİLLET OLARAK MAĞLUBİYETİN BELGESİDİR”
Batı dünyası Rönesans ile yakaladığı ilerleme hamlesini ve teknolojiyi,sanatı hayata aktarıp yepyeni bir boyut ortaya koyma çabasının meyvelerini kendi adına toplamaktadır. O zamanların Türk ve İslam Dünyası bu yenilenme ve gelişme atağında gücü tebaasında ve topraklarında gördü. Tanzimat Fermanı kimilerine göre bir yenilik ve atılım olarak görülse de aslında bir millet olarak mağlup olduğumuzun ilk belgesidir.” Dedi. Mehmet Çelik bizde Devleti yönetelim mantığı yerine Devleti ele geçirelim mantığı vardır o yüzden bizim Devlet politikamız değil Hükümet politikamız vardır diyerek,” Eksiklerimizi çok iyi görmemiz lazım. AB yolunda ilerlerken ne kendi kimliğimizden ödün verelim nede biz AB nin bir kurtuluş olduğuna inanalım. Evet AB bizim için gelinen noktada bizi bir yerlere getirme adına önemli bir araçtır. Ama bu araç amaç olmamalı ve AB bizi kendi kimliğimizden etmemeli. Güçlü olanın kuralını koyduğu bir Dünyada yaşıyoruz, o halde hem sosyal kimlik olarak hem de teknoloji ve eğitimli insan profilimizle güçlü olmalıyız. Bizim diplomasi, Felsefe ve Eğitim gibi 3 önemli eksiğimiz var. Diplomaside yani dış ilişkilerde iyi değiliz. Toplumumuzun bir felsefesi yok. Eğitimli iş gücümüz ve insanımız batı normlarının çok altında. Osmanlı zamanında yetişmiş bir çok ilim din ve felsefe adamının eserleri birçok dile çevrilip batı dünyasında okunur ve okutulurken gelinen bun noktada durum tersine dönmüştür o halde çıkaracağımız dersler var demektir ve biz bu derslere iyi çalışmak zorundayız.” Dedi.

ÇELİK:“TÜRKİYE DE KİMLİK PROBLEMİ SOSYAL TRAVESTİDİR.”

Batı Teknolojisi Batı ahlakının bir eseridir diyen Çelik Bilimsiz Din Taasuba, Dinsiz Bilim de şüpheye yol açar diyerek,” Kendimize ve sadece bize has özelliklerimiz var. Şayet biz güçlü olsaydık Avrupa bizi örnek alırdı, ama ne yazık ki şimdi kendi hayatımıza baktığımızda örneğin Batı Dünyası olduğunu görüyoruz.” Dedi. Türkiye’nin yaşadığı kimlik problemini çok çarpıcı bir dille özetleyen Doç.Dr.Mehmet Çelik,” Türkiye de kimlik problemi sosyal travestidir.” Dedi. “ Travesti kelime manasıyla olmadığı hali yaşamaya çalışmaktır. Bizim insanımız da aynen bunu yapıyor ve ne Türkiyeli nede Avrupalı oluyor. Aslında durum sadece bundan ibarettir. AB süreci içinde bizim durumumuz budur. Ama AB bizim kendimizi yenileme çabamıza büyük katkıda bulunabilir bunu da unutmamak lazım.” Dedi.
Osmanlı’nın yüzyıllar boyunca çok farklı din ve farklı kimlikleri kendi bünyesinde barındırabilmesinin ve yüzyıllar boyunca bir çok konuda örnek alınmasının altında yatan gerçeğin güçlü olmasından, kendisi olabilmesinden ve inandığı gibi yaşamasından kaynaklandığını ifade eden Çelik,” Kimlik olabilmek için önce ben olabilmek lazım. Ben olgusunu egoizm olarak söylemiyorum. Önce ben sonra biz olacağız ve doğal olarak kendimiz olacağız.” Dedi.

DOÇ.DR.MEHMET ÇELİK:” AVRUPA’NIN ZENGİNLİĞİ SÖMÜRÜDEN GELİR”

“Japonya’nın ABD’nin neden AB üyesi olma gibi bir beklentisi yoktur. Çünkü güçlü ve zenginlerdir. Avrupa’nın zenginliğinin kaynağı yeni kıtaların farkına varılması ve buralardan getirilen altın ve gümüşlerdir, yani kısacası sömürüdür. 1492 yılın da Kuzey ve Güney Amerika diye bir kıtanın farkına varılıyor ve burada resmi kayıtlara göre belli bir zaman diliminde 80 milyon insan katlediliyor.” Açıklamasında bulunan Mehmet Çelik,” Okuyan ve düşünen bir toplum olmaktan uzaklaştık. Bazı gerçekleri iyi anlamamız ve öğrenmemiz gerekiyor. Ayakları yere sağlam basan bir toplum kökleri toprağa sıkı sıkı yapışmış bir ağaç gibi sağlam durur ve güzel meyveler verir. Biz AB sürecinde AB’nin bize dayattığı her şeyi kabul etmemeliyiz. Zaten biz, biz olduğumuz taktirde AB diye bir oluşuma ihtiyaç duymayacağız belki de onlar bizi örnek alacak ve kendilerini ona göre ayarlayacaklar. Ama şunu da kabul etmemiz gerekiyor ki bizim biz olabilmemiz için AB önemli bir araçtır. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım.” Dedi.
Marmara Üniversitesi’nden Dr.Levent Bilgi’ de Konferans boyunca sorularıyla programa yön verdi. Kavramların devamlı yenilendiği bir dünyada Türkiye olarak yerimizi ve kimliğimizi belirlememiz gerektiğini ifade ederek,” Tarihten gelen misyonumumuzu ve bulunduğumuz durumu iyi analiz ederek geleceğimize yön vermeliyiz. Eğitim ve kültürel yapımızı geliştirmeli bizi biz yapan değerlere sahip çıkmalı ve yaşamalıyız, işte o zaman güçlü oluruz ve işte o zaman kendimizi tüm dünyaya kabul ettirip Dünyada söz sahibi olabiliriz.” Dedi. Soru cevap şeklinde devam eden konferansın sonunda Aliağa’ ya ilk defa geldiğini ama sorulan sorulardan çok mutlu olduğunu belirten Çelik,” Aliağa’da bilinçli bir kitlenin varlığını hissettim bu da son derece sevindirici.” Dedi.
Konferansın sonunda Doç.Dr. Mehmet Çelik’e plaketini Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Dr. Levent Bilgi’nin plaketini de Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya verdi.