Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan Aliağa'da ilçe örgütü ile bir araya geldi. Yaklaşık 35 partiliye hitaben bir konuşma yapan Ayhan Öncelikle hükümetin AB politikalarını eleştirdi. Türkiye'nin AB'ye girme aşamasında olan diğer ülkelerle eşit şartlarda olmadığını savunan Ayhan "AB diğer aday ülkelere , destekleme fonları ile yardım etti. Bu Türkiye'ye yapılmadı. Türkiye'de Türkiye'yi bölmeye yönelik olarak ince ince bazı muhtariyet ve cumhuriyetlerin kurulması çalışmaları var. Bazı komşu ülkelerin sınırlarının genişlemesine yönelik çalışmalar var. Yani sevr anlaşmasının uygulanamayan maddelerinin uygulanmasına yönelik çabalar var. Bugünkü Hükümet bunu hafife alabiliyor. 1997 yılında Mesut Yılmaz'ın Başbakan olduğunda biz bu şartları kabul edemeyiz diyerek terk etiği toplantı ne yazık ki bu hükümet zamanında önümüze zafermiş gibi konuldu." diye konuştu.
Türk halkının AB'ye girmek denilince Serbest dolaşım hakkını anladığını ifade eden Ayhan, "Halkımız serbest dolaşımdan yararlanacağını düşünerek AB'yi destekliyor. Ama maalesef bu böyle değil. Bu gerçekleri anlatmak zorundayız. Bunu yaparken de önce kendi ordumuzu, Cumhuriyet Halk Partisi ordusunu birbiriyle barışık, birbiriyle uyum içinde çalışan bir ortam haline getirmek durumundayız. Yılların getirdiği bir başıboşluk, bozukluk, gerilim, gerginlik tüm bunların doğurduğu aşiret kavgası gibi bir kavga partimize yakışmıyor. Ne yazık ki partimizde bunlar var. Her geçen gün tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz, bunları aşmaya çalışıyoruz ama, yılların getirdiği bir birikim var. Seçmenden oy almaya çıkacak bir parti, erken seçimi zorlayacak bir parti, erken seçimi zorlayıp baraj altında kalmış bir siyasi parti bundan sonra, tek başına iktidar partisi olmalı. Bunun temel kriteri de öncelikle kendi ordusunu düzenli ordu haline getirmekten geçer. Kendi partilisiyle barışık olmaktan geçer. Dayanışma içinde olmaktan geçer." şeklinde konuştu.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzdeki sürecinin laisizim ve irtica arasında geçeceğinin bilinciyle yok kırgınlıkları yok saymamız gerekir" diyen Ayhan, " Olgunlukla kendinizle birbirinizle barışık olmanız gerekiyor. Bizim örgütümüzden beklediğimiz bu. CHP ciddi çalışmalar yaparken Belediyelerimiz ile tek sorun birbirleriyle arasındaki koordinasyondu. Sadece dolaşmayla birkaç belediyemizin çöp aracı sorununu çözebildik . Türkiye'nin temel sorunu olan işsizliği aşmak gibi bir şansımız yok. Ama istihdam projeleri üretmek gibi bir görevimiz var. Olanak olduğu zaman elbetteki Büyükşehir belediyesi başta olmak üzere, çevre belediyelerimizin CHP'li kardeşlerimizin iş ihtiyacını iş sorununu çözmeleri için çaba harcamak görevimiz. Şu ana kadar bir şey yapmış değiliz, bilginiz olsun diye söylüyorum. Piriştina burslarının dağılımında ciddi değerlendirme hatalarının olduğuna yönelik eleştirile geliyor. Bunlar içinde haklı olanları var, düzeltilecek," dedi
Bir partilinin Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahine yönelik İl başkanlığınca başlatılan soruşturmayı hatırlatması üzerine Ayhan şu karşılığı verdi: " Öncelikle şunu söyleyeyim Türkiye'de Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana Kubilay gibi nice şehitler olmuştur. Ama hep Kubilay'ın anma törenleri yapılır. Bunun bir anlamı var oda şu; Türkiye Cumhuriyeti binbir zorlukla yobaz kafalarla sömürgecilerle mücadele ederek kurulmuştur. O sömürgeci yobaz zihniyet Kubilay gibi genç bir teğmeni öğretmeni bekçilerle birlikte şehit etti ve hala o tehlike devam ediyor . Bu sene sayın Başbakanın İzmirle ilgili manidar demecinden sonra Kubilay anma etkinliği laik cumhuriyeti koruma anlamındaki dayanışmanın daha da güçlü olması gereken bir anlam kazandı. Önce İlçe Başkanlarımızla konuştuk geçen sene hatırlarsanız dönemin İlçe başkanı sayın Alaaddin Yüksel'le sayın Sarıgül'ün ve sayın başkanın jeneriklerde günlerce devam eden şeklini tekrar anımsatmak adına görüntüler vardı. İlçe başkanlarımıza dedik ki Kubilay'ı anma töreninin amacı budur. Bu amacın Cumhuriyet Halk Partisi'ni medyada bu şekilde empoze eden bir anlayışa dönüşmesine müsaade etmeyin. Size küfür etseler yanıt vermeyin dedik tüm arkadaşlarımız tamam dedi. Ondan sonra sayın Belediye Başkanımızı çağırdık durumu anlattık ve dedik ki bu kimsenin siyasi şov yapacağı bir alan olmamalı. Sayın Başkan da bana söz verdi. Böyle bir şeye müsaade etmeyeceğini söyledi. Biz de o sözü aldık. Sayın Genel Başkan geldi. İzmir de havaalanına karşılamaya gelmedi. İzmir'e gelememesini ilçedeki yoğunluk nedeniyle hoş karşıladık. Menemen girişinde sayın -Genel Başkanı karşılamasını söyledik. Tabi başkanım dedi. İkinci bir konu da saat 9:30'da başlayacak törenleri 9:45'de başlatması için anlaştık. Biz Menemene girmek üzereyiz yürüyüş başlatıldı. Bütün Belediye Başkanlarını genel başkanları çağırdım diyorsunuz. Orda konuşma yaparken sayın şu bu derken sadece şişli belediye başkanının ismi anons edildi. Bunlar ne. Parti hiyerarşisi hiçe sayılacaksa kendi meslektaşlarına saygısızlık yapılacaksa. Ben bunları belediye başkanına yakıştıramadım hakkında soruşturma açtım"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.