Ege Üniversitesi, kuruluşunun 50 yılı onuruna, İzmir ve Ege Bölgesi için bir ilk olan 1. EgeArt Sanat Fuarı’nda, düzenlenen “Türk Grafik Sanatlarının Gelişimi ve İstanbul Grafik Sanatları Müzesi” konulu söyleşide konuşma yapan Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan müzeyi kurmanın kolay olmadığını söylerken, “Hep ateş ettiğim bir hedef oldu. Bir hedefim de bu müzeydi. Müzeyi kurmadan önce, ülkemizde özgün baskı resimleri alanında Türk sanatındaki eserlerin sergileneceği bir mekan yoktu. O nedenle gerekliliğini düşündüm. Aslında bu müzenin gerçek kurucuları, uzun süredir sanata katkı sağlamak ve üretmek için çalışanlardır” dedi.
Sanatta eğitimin çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Tekcan, “Ülkemizde sanat eğitimi yok denecek kadar az. Bu eğitimi almak isteyen bireyler için müzeler yapıyoruz. Müzemizin içinde, sanat eğitimi vermek ve hangi tekniklerin kullanıldığını anlatmak için atölyeler kurduk. Bu benim ülkeme olan borcumdur” diye konuştu.
SANAT İÇİN MÜZE ŞART
Sanatın yaşaması, için müzelerin şart olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tekcan, “Yaşayan bir organizma yapılmazsa, müzeyi de yaşatamazsınız. Bu bağlamda bizim müzemiz, yaşayan bir müzedir” dedi. Avrupa’da bu tür müzelerin olmadığının üzerinde duran Prof. Dr. Tekcan, “Almanya’da müzemizi anlattığımda, şaşkınlıkla dinlediler. Çünkü orada sadece ufak atölyeler var. Sanatçılar o atölyelere ham ürünlerini getiriyor. Ham ürünlere başka kişiler de karışıyor. Bizim müzemizde bu yok. Bizim en büyük özelliğimiz, sanatçılarımız eser üretimlerinin her safhasında, ürünlerinin başında duruyorlar” şeklinde konuştu.
Sanatın ülkelerin gelişimine büyük katkısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tekcan, “Tarlaya hangi tohumu ekerseniz, o tohum yeşerir. Tarlaya sanat ekerseniz, sanat yeşerir” diyerek görüşlerini bildirdi.
Sanat Fuarının ilk günü saat 16.00’ya kadar 4 bin 862 kişi ziyaret etti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.