Üretimiyle Çelik Üreticisi 15 AB üyesi ülke arasında 8. sırada, dünyada 48. sırada yer alan, 2004 yılını rekor üretimle kapatan, köklü şirket kültürü, ileri teknolojik yapısı, dünya çapında ürün kalitesiyle, kârlılığı ve verimiyle göz kamaştıran, önümüzdeki 3-5 yıl içindeki yatırım hedefleriyle Avrupa'nın en üst sırasında yer almaya aday, Türk sanayisinin lokomotifi olan ERDEMİR, bir dünya şirketi olarak yurt dışındaki güçlü demir-çelik firmalarının ağızlarını sulandırmaktadır.Çünkü ERDEMİR, aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere 2003-2004 yılları arasında personel sayısında % 3 azalma olmasına rağmen esas faaliyet kârı % 578, net dönem kârı % 119 artan verimli bir işletmedir.
ERDEMİR Türkiye'nin sanayileşme ve kalkınmasının simgesidir. Ekonomi-deki yerini başarıyla sürdürmektedir. Şirketin başarısı sayesinde devlet, Ereğli'ye aktardığı kaynağın çok daha fazlasını bu bölgeden geri almaktadır.
Özelleştirme sonucu ülkedeki ve dünyadaki arz/talep dengesinden dolayı Türkiye büyük bir artı değer ve vergi kaybına uğrayacaktır. ERDEMİR'in borsada oluşan fiyatıyla satılması da özelleştirilmesindeki diğer olumsuzlukların yanında başka büyük bir olumsuzluktur.
Şu anda devam eden yatırımlar ile önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde 1. sıcak haddeleme tesisi kapasitesinin 1.150.000 ton/yıl'a, 2. sıcak haddeleme tesisi kapasitesinin 3.650.000 ton/yıl'a erişmesi sonucu; sıcak haddeleme kapasitesinin 3 milyon tondan 4,5 milyon tona , 2006 yılı başında üretime başlayacak olan 500 bin ton/yıl üretim kapasiteli Levha Tesisi'nin de devreye girmesi sonucu şu an 3,5 milyon ton olan yıllık kapasitenin 2-3 yıl sonra 5,5 milyon ton'a ulaşması beklenmektedir.
EREĞLİ DEMİR VE ÇELİK FABRİKALARI T.A.Ş.
BAĞLI ORTAKLIKLAR:
İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.
Erdemir Romania S.R.L.
Erdemir Çelik Servis Merkezi A.Ş.
Erdemir Mühendislik, Yönetim ve DanışmanlıkHizmetleri A.Ş.
Çelbor-Çelik Çekme Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Erdemir Maden San. ve Tic. A.Ş.
Erdemir Lojistik A.Ş.
Yarımca Porselen San. ve Tic. A.Ş.
Erdemir Gaz San. ve Tic. A.Ş.
İŞTİRAKLER:
Sollac Ambalaj Çeliği A.Ş. (% 25)
BAĞLI MENKUL KIYMETLER:
Borçelik (% 8,92)
Türk Sanayisinin gururu olan ERDEMİR, bağlı 9 şirketi ve yaklaşık 15.000 çalışanı ile yıllık cirosu 3,3 milyar dolara ulaşan bir Şirketler Grubu'dur.
Demir-Çeliğin Stratejik Önemi 1965 yılında faaliyete başlayan ERDEMİR'in önderliğinde Türkiye Avrupa'nın en hızlı gelişen çelik üreticisi ünvanını kazanmıştır. 1993'den 2004 yılına kadar geçen sürede çelik üretimimizin yüzde 60 civarında artmasının en önemli faktörlerinden biri ERDEMİR'dir. 2008 yılında üretim hacmini 23.5 milyon tona çıkaracak olan Türkiye, dünyanın en önemli üreticilerinden biri olacaktır. Özellikle AB, İran, Körfez ülkeleri ve Ortadoğu'ya yapılan satışlar Türk ihracatında önemli bir yer tutmaktadır.
ERDEMİR Sektördeki Stratejik Konumu ileYabancı Çelik Üreticisi Devletlerin İştahını Kabartmaktadır!.
ERDEMİR ve ERDEMİR Grubu'na katılan İskenderun Demir-Çelik Tesisleri, özellikle yassı mamul üretimini artırarak Türk sanayiinin önemli bir gereksinimine daha geniş ölçüde katkıda bulunma çizgisindedir. 2007 yılında 7 milyon tonluk bir kapasiteye kavuşacak olan ERDEMİR, 2003 yılındaki 4.9 milyon tonluk üretim kapasitesi ile dünyanın sayılı büyük çelik üreticisi gruplarından biri konumuna erişmiştir.
Bu gelişmeler ve dünya çelik üretimindeki çağdaş teknolojik konumuyla ERDEMİR Grubu, yabancı çelik üreticisi devletlerin iştahını kabartmaktadır. Türkiye'nin AB ile ilişkileri, Ereğli Demir Çelik Fabrikasının stratejik konumu ve Türkiye'nin otomotiv, beyaz eşya ve inşaat alanlarındaki giderek yükselen liderlik düzeyi bu ilgiyi arttırmaktadır.
Petrol Ulaşım Hatları ve Ülkenin Ulusal Savunma Sanayii Özelleştirmeden Olumsuz Etkilenecektir !. Türkiye'nin hedeflediği ulusal savunma sanayii her çeşit çelik gereksiniminin artmasına neden olacak bir durum arz etmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin petrol ulaşım hatları üzerinde oynamaya başladığı rol ve giderek artan petrol ve doğalgaz hatları inşaatları da, bunlarla ilgili malzeme ve boruların yapılmasında ERDEMİR ve diğer sanayi kuruluşlarımıza daha fazla önem kazandırmaktadır. ERDEMİR savunma sanayiine yönelik namlu, zırhlı çelik vs. üretimi ve gemi inşa sacları üretimine yönelik yatırımları ile savunma ve gemi sanayimiz için de büyük önem arz etmektedir.
Sürdürülmekte olan modernizasyon çalışmaları sonucunda, 2006 yılında üretime geçmesi beklenen Levha Tesisi ile Kdz. Ereğli bölgesindeki kilit endüstrilerden biri olan gemi inşa sektörüne ve savunma sanayiine yönelik ince ve kalın levha üretimi gerçekleştirilecektir.
Bugün bir entegre demir-çelik tesisinin kuruluş maliyeti ton başına 1500-2000 dolardan kuruluş değeri 6-7 milyar dolar olan ERDEMİR, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın elindeki % 46,12 lik hisseleri blok satışla 1-2 milyar dolar gibi düşük bir bedelle satılacaktır. 2002 yılında, Arcelor'un oluşmasıyla hız kazanan demir çelik sektöründeki konsolidasyon eğiliminin son örneği LNM, Ispat ve ISG'nin birleşmesiyle ortaya çıkan Mittal Steel'de gözlenmiştir. Mittal Steel'in oluşumundan sonra, uluslararası çelik üreticileri, daha büyük, dolayısıyla piyasalarda daha güçlü bir oyuncu olabilmek için, birleşmelere ağırlık vermeye başlamışlardır. Sözkonusu eğilimin bir parçası olarak, Mittal Steel, Arcelor, Corus ve Severstal gibi uluslararası çelik devleri, yüksek kârlılık ve Orta Doğu pazarlarına yakınlık avantajına sahip olan ERDEMİR ile ilgilenmeye başlamışlardır.
ERDEMİR'i satın alanlar, bağlı şirketlere sahip olacağı gibi, Akdeniz'de stratejik bir liman olan İskenderun İsdemir Limanı ile Karadeniz'de ERDEMİR Limanı'na da sahip olacaktır.
ERDEMİR LİMANI (ER-PORT) 150,000 DWT kapasiteli gemilerin yanaşmasına uygun, toplam 1343 metre uzunluğundaki rıhtımları, 20 metre su derinliği, 110 ton romörk çekme gücü ve 4'ü saatte 1500 ton dökme yük boşaltma kapasiteli 11 vinci ile ERDEMİR Limanı, üreten Türkiye'nin kalbi ERDEMİR'in dünyaya açılan kapısı konumundadır.
ERDEMİR Limanı'nda 405 ve 350 metre boyunda iki dökme yük rıhtımı, 295 ve 200 metre uzunluğunda iki genel kargo rıhtımı, 1 Ro-Ro rıhtımı, 1 curuf rıhtımı ile 11 liman vinci mevcuttur.
ERDEMİR Limanı, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları'nın hammadde, yarı mamül vb. üretimi için gerekli malzemelerin tamamına yakını ile mamullerinin % 35'inin deniz yolu ile sevk edilmesini sağlamaktadır. Ayrıca liman, ülke ihtiyacı doğrultusunda, tüm sanayi ve ticari kuruluşların liman ihtiyaçlarını öncelikle karşılamak için yapılmıştır. 3. şahıs yükleme ve boşaltmaları, dünya standartlarında yürütülmektedir. Doğu Akdeniz'in en derin ve mendirekle korunan tek limanı olan İSDEMİR Limanı'nda, İSDEMİR ve 3. şahıslara katı, sıvı, dökme ve genel kargo yükleme ve tahliye işlemleri, 24 saat römorkaj ve pilotaj hizmetleri yapılmaktadır.Yassı ürün ihtiyacımızın tamamının karşılanabilmesi için ikinci bir ERDEMİR'in kurulması gerekmektedir. Yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi Türkiye'nin yassı mamul/uzun mamul üretim dengesi dünyadaki mevcut durumun aksine yassı mamül aleyhine oluşmaktadır. Uzun mamulde üretim fazlası mevcut iken, yassı mamulde tam aksine üretim ihtiyacı görülmektedir. Hal böyle iken ülkenin en önemli yassı ürün üreticisi kuruluşunun özelleştirilmesini anlamak mümkün değildir.Dünya demir-çelik üretimini ve ticaretini yönlendiren US Steel, Mittal, Arcelor, Corus gibi şirketler alıcı olarak ortaya çıkmış fırsat kollamaktadırlar.2004 yılı ham çelik üretimini 3.616.000 ton olarak gerçekleştiren ERDEMİR, ülkemiz yassı çelik ihtiyacının ancak yarısını karşılayabilmektedir. Yani yassı ürün ihtiyacımızın tamamının karşılanabilmesi için ikinci bir ERDEMİR'in kurulması gerekmektedir.
Özelleştirmeler durdurulmalı, ERDEMİR'in satışı iptal edilmelidir!
Dünyada 1970 sonrasında neo-liberal politikalarla uygulanmaya başlayan özelleştirmeler, Türkiye'de de 1980 sonrasında gündeme gelmiştir. Özelleştirmeler yıl-larca "kamu işletmelerinin siyasi arpalık olduğu, zarar ettiği" söylemi ile meşrulaştırıl-maya çalışılarak yapılmıştır. Siyasi iktidar ise özelleştirme sürecini daha önceki gibi kâr-zarar üzerinden meşrulaştırma yoluna gitmeden, doğrudan neo-liberal politikaları dile getirerek, "devlet işletmeci olmaz, devletin elindeki işletmeleri kâr da etse, zarar de etse, parayı verene satacağız" mantığı ile hareket ediyor. Bu uygulamaların arkasında uluslararası sermayenin çıkarları ve IMF'nin direktifleri bulunmaktadır.
ERDEMİR'in yassı çelik üretiminde tekel niteliğinde olması özelleştirilmesini bir kez daha sakıncalı hale getirmektedir.
Dünya demir-çelik piyasası istikrarlı olmayıp, üretici konumdaki birkaç dev şirketin spekülasyonu ve yönlendirmesi ile iniş-çıkışlar göstermektedir. Özelleştirme sonucu ERDEMİR'e sahip olacak şirket, ülke demir-çelik piyasasının da hakimi konumuna gelecektir. Dünyadaki oluşumun tersine bir yapı gösteren Türkiye'nin yassı mamul/uzun mamul üretim dengesi nedeniyle, ERDEMİR'e sahip olacak yabancı şirket "en fazla kâr anlayışıyla" özellikle kriz dönemlerinde elindeki yassı mamul stoklarından dolayı piyasa dengelerini değiştirecek, üretimi kısacak, şirketi küçültecek ve bundan dolayı da ülke vergi kaybına uğrayacak, çalışanlar işsiz kalacaktır.
Özelleştirmelere, yerli-yabancı karşıtlığının veya "ucuza gitti-gitmesin" tartışmalarının ötesinde bu sürece yön veren küreselleşme ve neo-liberal politikalar dikkate alınarak karşı çıkılmalıdır. Biz gerçekleşen özelleştirmelerin yöntem ve zamanlamasına değil, özelleştirmenin bizatihi kendisine karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.
Kamu tekelinin özel tekele dönüştürülmesi rekabete, verimliliğe ilişkin gerekçelerle izah edilemez. Özel tekellerin piyasayı bozan, fiyat istikrarına zarar veren etkileri bilinmektedir. ERDEMİR2in yerli ya da yabancı şirketlere satılması bu durumu değiştirmeyecektir. Türkiye2de yassı çelik talebi sürekli yükselmekte olduğundan ERDEMİR'i hangi şirket alırsa alsın iç piyasaya yönelik olarak çalışacak, iç piyasadaki tekel konumundan yararlanacaktır.
Siyasal iktidarlar yalnız bugünü değil yarını da düşünmek zorundadır.
Özelleştirmeler bir yandan kamu mülkiyetinin sermayeye devri ile gerçekleşirken diğer yandan da kamu hizmetlerinin ticarileşmesi ve paralı hale getirilmesini içermektedir. Biz, kamusal alanın sermayeye devrini içeren bu uygulamalara karşı kamusal yararı ön plana alan kamu mülkiyetini ve kamusal hizmeti savunuyoruz. ERDEMİR Türkiye'deki ortalama performansın çok üzerine çıkmış bir kurum niteliği taşımaktadır. Kamuya yük olmadığı gibi, küresel düzeyde rekabet ederek ayakta kalmayı başarabilecek niteliğe sahiptir. Yarattığı gelirin önemli bir kısmını kuruluş sözleşmesi gereği yeniden yatırıma dönüştürmek zorunda oluşundan dolayı da yüzde 12'si işsiz olan ülkemiz için vazgeçilmez konumdadır.
ERDEMİR halkındır, satılamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.