Özgürlük ve Dayanışma yolunda başlattığımız uzun yürüyüş 10. yılını doldurdu. ÖDP kurulduğu günden bugüne, yavanlaşan, bir umutsuzluk kapısı haline gelen siyasete yeni bir dil, yeni bir soluk, yeni bir anlayış getirdi. Nerede bir haksızlık, nerede bir eşitsizlik, nerede bir adaletsizlik, baskı ve zulüm varsa, orada mağdurdan yana duruşu ve mücadeleci kimliğiyle ÖDP vardı. Hiçbir ezilenin, dışlananın, hor görülenin, yok sayılanın feryadına kulağını tıkamamaya çalıştı. Emeğin ve özgürlüğün kürsüsünü oluşturma çabasından hiç vazgeçmedi.
ÖDP kurulduğu dönemde, “Şimdi Halk Süpürecek!” sloganıyla devlet içindeki çeteleşmeye karşı temiz bir toplumdan yana sesini yükseltti. 28 Şubat müdahalesine “Ne Refahyol, Ne Hazırol!” diyerek ilk tepkiyi gösteren parti oldu. 1 Mart’ta tarihin en haksız savaşlarından biri olan Irak’ın işgaline karşı çıktı, tezkerenin Meclis’ten geçmemesi için verilen mücadelenin ön saflarında bulundu; bugün de uluslararası savaş karşıtı hareketin bir parçası olarak, savaşlara ve işgallere karşı çıkmaya devam ediyor. ÖDP, “Sokakların Partisi” sıfatını, grevli toplu sözleşmeli sendika talebini yükselten kamu çalışanlarıyla, toprağa akıttığı terin karşılığını almanın kavgasını yürüten tarım emekçileriyle; özelleştirmeye, işten çıkarılmalara, sendikasız-sigortasız çalıştırılmaya karşı direnen emek ve hak mücadelesi veren işçilerle; YÖK’e karşı özgür, özerk demokratik bir üniversiteyi savunan öğrencilerle, ayrımcılığa, şiddete karşı sesini yükselten kadınlarla meydanlarda, tarlalarda, işyerlerinde, okullarda birlikte direnerek kazandı. ÖDP, Kıbrıs konusunda çözüm için Yunan ve Kıbrıs soluyla çaba gösteren; AB’nin neoliberal tasarımına karşı çıkan, “Emeğin Avrupası”nı Avrupa Sol Partisi ve Avrupa Anti –Kapitalist Solu zemininde savunan Türkiye’deki tek parti oldu. Yine toplumuzun kanayan yarası olan Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünden yana mücadelesini ısrarlı bir biçimde sürdürmeye devam etti. ÖDP, “Özgürlükçü Sosyalizm” anlayışıyla, solun iki temel değeri “eşitlik ve özgürlüğe” sahip çıkıyor. Kapitalizmi, toplumun maddi kaynaklarının hakça paylaşıldığı, herkesin bir iş sahibi olduğu, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik başta olmak üzere tüm kamusal hizmetlerden eşit, parasız, nitelikli yararlanılabilen bir toplumla aşmayı planlıyor. Bireysel hak ve özgürlüklerin, her türlü sömürü, ezilme, ayrımcılık ve dışlanmaya karşı yükselen özgürlük taleplerinin, eşitlikçi bir toplumun önünü açacağına inanıyor. Bugün siyasette tıkanmışlık devam etmektedir. Haksız ve adaletsiz siyasi partiler ve seçim yasasıyla, ne siyasete güveni tazelemek, ne de temsilde adaleti sağlamak olanaklıdır. En geniş kesimleri, direnme hakkımızı kullanmak ve toplumun demokratikleşmesinin önünde önemli bir engel olan seçim barajlarının kaldırılması, anti demokratik siyasi partiler ve seçim yasasının değişmesi için harekete geçirmek zorundayız.
Susurluk’tan sonra Şemdinli’nin de üzerinin örtülmesi çabaları devlet-mafya-siyaset üçgeninin ülkeyi sürüklediği batağı bir kez daha gözler önüne serdi. 12 Eylül’ün tüm kurum ve zihniyetleriyle hesaplaşmadan, ülkenin kalıcı bir demokratikleşmeye kavuşamayacağı ortada. Bu hesaplaşmayı gerçekleştirmek önemli sorumluluklarımızdan biri olarak önümüzde duruyor. ÖDP kendine ve tarihe karşı sorumluluklarını yerine getirdiği ölçüde yarının daha güzel olacağını biliyor. Toplumun her sorunu tartışılırken emekten, özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden yana taraf olmayı sürdüreceğiz. ÖDP kendisiyle yetinmemeyi bilenlerin, kendini devrimci bir tarzda yenileme cesareti gösterenlerin partisidir.
8-9 Nisan 2006 tarihlerinde Ankara’da yapacağımız Program ve Tüzük kongresiyle solda yenilenmenin en önemli adresi olduğumuzu bir kez daha göstermek fırsatını bulacağız. Bu nedenle yarına daha umutla bakıyoruz.
Hayri KOZANOĞLU
Genel Başkan
21 Ocak 2006
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) 10. kuruluş yıldönümü sebebiyle bir basın açıklaması yapan ÖDP Sivas İl Başkanı Hidayet Yıldırım, "ÖDP, emeğin ve özgürlüğü kürsüsünü oluşturma çabasından hiç vazgeçmedi" dedi.
Yıldırım, parti binasında yaptığı açıklamada, ÖDP'nin özgürlük ve dayanışma yolunda başlattığı uzun yürüyüşün 10. yılını doldurduğunu ifade etti. Yıldırım, "ÖDP, kurulduğu günden bugüne yavanlaşan ve bir umutsuzluk kapısı haline gelen siyasete yeni bir dil, yeni bir soluk ve yeni bir anlayış getirdi. Nerede bir haksızlık, nerede bir eşitsizlik, nerede bir adaletsizlik, baskı ve zulüm varsa orada mağdurdan yana duruşu ve mücadeleci kimliği ile vardı. Hiçbir ezilenin, dışlananın, hor görülenin, yok sayılanın feryadına kulağını tıkamamaya çalıştı. ÖDP, emeğin ve özgürlüğü kürsüsünü oluşturma çabasından hiç vazgeçmedi" diye konuştu.
ÖDP'nin, kendine ve tarihe karşı sorumluluklarını yerine getirdiği ölçüde yarının daha güzel olacağını bilerek hareket ettiğini ifade eden Yıldırım, "Toplumun her sorunu tartışılırken, emekten, özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden yana taraf olmayı sürdüreceğiz. ÖDP, kendisiyle yetinmemeyi bilenlerin, kendini devrimci tarzda yenileme çabasını gösterenlerin partisidir. 8-9 Nisan 2006 tarihinde Ankara'da yapacağımız program ve tüzük kongresiyle solda yenilenmenin en önemli adresi olduğumuzu bir kez daha gösterme fırsatını bulacağız" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.