Prof. Dr. Büke; “Soğuk algınlığından korunmak için hasta kişilerle mümkün olduğu kadar az temasta bulunulmalı, eller sık sık sıvı sabun ile yıkanarak, burun ve ağız temizliğine önem verilmelidir. Sanıldığının aksine soğuk algınlığının tedavisinde antibiyotik kullanımı gereksiz ve sakıncalıdır. Bunun yerine bol sıvı ve meyve tüketilmelidir. Hastalığın tedavisinde istirahat şarttır” dedi.
Sonbahar aylarıyla birlikte solunum ve sindirim yolu enfeksiyonlarında bir artış görüldüğünü belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Münir Büke, okulların da açıldığı bu dönemde özellikle kapalı mekanlarda bu hastalıkların çok çabuk yayılabildiğini söyledi.
Vücudumuzda vücut hücrelerinden bin kat fazla mikrop bulunduğunu açıklayan Prof.Dr.Büke, “Ancak doğal bir denge mevcut. Vücudun doğal direnci olduğu müddetçe, bu bakteriler, dışarıdan gelen mikroorganizmalara karşı savunma mekanizması oluşturuyor. Vücut direnci düştüğü zaman hastalıklar ortaya çıkıyor” dedi. Beslenme, egzersiz, sigara kullanımı, stres gibi faktörlerin vücudun doğal direncini etkilediğini vurgulayan Prof.Dr.Büke, “Okulların açıldığı sonbahar aylarında bu mekanlarda insanlar arası yakın ilişkiler artıyor.Bunun sonucunda da özellikle soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış görülüyor. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, kırgınlık, boğaz yanması gibi belirtiler ile soğuk algınlığı ortaya çıkıyor” diye konuştu.
SOĞUK ALGINLIĞI GRİP DEĞİL
Soğuk algınlığının grip ile karıştırılmaması gerektiğini kaydeden Prof.Dr.Büke, “Sonbahar ve kış aylarında tüm dünyada salgınlara yol açan grip virüsleri görülüyor. Grip; soğuk algınlığından farklı olarak şiddetli kas ağrıları, yüksek ateş ve ileri derecede bitkinlik ile kendisini gösterir” dedi. Soğuk algınlığına karşı korunmada en birincil yolun kişisel hijyen olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Büke, “Bu hastalıktan korunmak için hasta kişilerle mümkün olduğu kadar az temasta bulunulmalı, eller sık sık sıvı sabun ile yıkanarak, burun ve ağız temizliğine önem verilmelidir. Sanıldığının aksine soğuk algınlığının tedavisinde antibiyotik kullanımı gereksiz ve sakıncalıdır. Bunun yerine bol sıvı ve meyve tüketilmelidir. Hastalığın tedavisinde istirahat şarttır” dedi.
Özellikle küçük çocukların soğuk algınlığı virüslerine karşı daha duyarlı olduğunun altını çizen Prof.Dr.Büke, “Hasta çocuklar evlerinde istirahat ettirilmeli, ağız ve burun temizliğine önem verilmeli, elleri sık sık yıkanmalıdır. Ayrıca hasta odaları ve ortak kullanılan mekanlar sık sık havalandırılmalıdır” diye konuştu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.