YEME BOZUKLUĞU ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞLIYOR
Yeme bozukluğu olarak da bilinen anoreksiya ve bulimiya, ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Zayıf olduğu halde kendini kilolu gören anoreksiya hastaları, diyet yaparak ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor.
08 Temmuz 2016 Cuma 21:00
YEME BOZUKLUĞU ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞLIYOR
Yeme bozukluğu olarak da bilinen anoreksiya ve bulimiya, ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Zayıf olduğu halde kendini kilolu gören anoreksiya hastaları, diyet yaparak ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Uzmanlar, beslenme davranışında görülen bozukluğa ilişkin ailelere önemli tavsiyelerde bulunuyor: “Çocuğunuzu denetlemeyi, suçlamayı ve ona müdahaleci davranmayı bırakın. Kilo aldırmaya çalışmayın, tedaviye ikna edin.”
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Aslıhan Dönmez, ergenlik döneminde ortaya çıkan yeme bozukluklarının önlem alınmazsa kişinin hayatını olumsuz etkileyeceğini ve önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi. Prof.Dr. Aslıhan Dönmez, şu bilgileri verdi:
“Beslenme davranışında görülen bozukluklarla seyreden hastalıklara yeme bozukluğu denir. Yeme bozukluğu başlığı altında iki temel bozukluk vardır: Anoreksiya nervozada günlük alınan kaloride belirgin kısıtlama yapma, kilo almaktan aşırı korkma ve zayıf olduğu halde kendini kilolu görme (beden algı bozukluğu) söz konusudur. Bulimiya nervozada ise tıkınma ve çıkarma (kusarak, idrar sökücü ve laksatif ilaç kullanarak, aşırı egzersiz yaparak) atakları vardır.
FİZİKSEL VE RUHSAL DEĞİŞİKLİLER ETKİLİ OLUYOR
Yeme bozukluğu çoğunlukla ergenlik döneminde başlar. Bunun en önemli nedeni ergenlik döneminde meydana gelen fiziksel ve ruhsal değişikliklerdir. Vücudun değişiyor olması ve yağlanmanın artışı önemli bir tetikleyici etkendir. Sosyal alanda kabul edilmek ve beğenilmek bir ergen için giderek daha önemli olmaya başlar ve fiziksel görünüm bunun önemli bir belirleyicisi haline gelir. Bu dönem arkadaş çevresinden görünüm veya kiloyla ilgili bir eleştiri almak yeme bozukluğunu tetikleyebilir.
BU DEĞİŞİKLİKLERE DİKKAT
Ergenlik dönemindeki yeme bozukluğunun bazı belirtilerine dikkat çeken Prof.Dr. Aslıhan Dönmez, şunları söyledi:
“Yemekler hakkında takıntılı bir hale gelmek, kilo ve görünümle ilgili aşırı uğraşlara başlamak, çok sıkı diyetler yapmak, tuvalette uzun süreler kalmak, yiyecek saklamak, takıntılı bir şekilde kalori saymaya başlamak, saatler süren spor aktivitelerinde bulunmak, özellikle yedikleri konusunda yalan söylemeye başlamak yeme bozukluğu göstergeleri olabilir. Ayrıca akademik başarının düşmesi, sosyal ilişkilerde bozulma, odadan dışarı çıkmamak, öfkede artış, içe kapanmak gibi genel belirtiler de ortaya çıkabilir.
YEME BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Yeme bozukluğu tedavisinde psikoterapi yöntemleri ve psikiyatrik ilaçlar kullanılır. Hastalığın ilerlemiş olduğu vakalarda bir süre hastaneye yatırmak gerekebilir. Tedavinin en önemli aşaması hastayı tedavi olmaya ikna etmektir. Çünkü hastalar tedaviyle aşırı bir kilo alacaklarından korkarak tedaviye başvurmakta isteksiz davranabilirler.”
ÇOCUĞUMDA YEME BOZUKLUĞU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM, NE YAPABİLİRİM?
Prof.Dr. Aslıhan Dönmez, anne ve babalara şu tavsiyelerde bulundu:
Onu denetlemeyi bırakın: Ne yediğini, çıkarıp çıkarmadığını denetlenmeyi bırakın. Denetleme davranışınız onun kendini daha fazla baskı altında hissetmesine ve bu davranışları arttırmasına neden olacaktır. Üstelik yalan söylemesini de arttıracaktır.
Onu suçlamayın: Bazı aileler yeme bozukluğunun bir “şımarıklık” göstergesi olduğunu düşünerek hastayı suçlarlar. Unutmayın ki yeme bozukluğu tedavi gerektiren bir psikiyatrik hastalıktır, şımarıklıkla bir ilgisi yoktur.
Aşırı müdahaleci davranmayın: Bazı ergenler için yeme bozukluğu hayatından kendi kontrolü altında tutabildiği tek alan, bir özgürlük mücadelesi olabilir.
Ona kilo aldırmaya çalışmayın: Unutmayın ki hayatta en korktuğu şey kilo almak. Çünkü buna bir başlarsa durduramayacağını düşünüyor. Bu nedenle ona zorla yüksek kalorili bir şeyler yedirmeye çalışmayın.
Onu tedaviye ikna etmeye çalışın: Fakat bunu yaparken zorlayıcı bir tutum içerisinde olmayın. Zorla götüreceğiniz tedaviden fayda görmeyecektir. Bunun yerine onunla sakin bir şekilde konuşun, onunla ilgili kaygılarınızı dile getirin ve tedaviye başvurma konusunda cesaretlendirin.” / EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.