ULUSLARARASI TERÖRİZM VE TÜRKİYE
İstanbul'da 15 ve 20 Kasım'da yaşanan, 57 kişinin ölümü, 513 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan 4 ayrı bombalı saldırı, 'Uluslararası Terörizm'i gündemin ilk sırasına taşıdı.
2005-09-24 18:49:53
İstanbul'da 15 ve 20 Kasım'da yaşanan, 57 kişinin ölümü, 513 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan 4 ayrı bombalı saldırı, 'Uluslararası Terörizm'i gündemin ilk sırasına taşıdı. Saldırıların bomba yüklü kamyonetlerle yapılması, patlayıcıların tahrip gücünün çok yüksek olması, eylemlerde 'canlı bomba'ların kullanılması ve eylem planları ile birbirleriyle bağlantıları incelendiğinde, Türkiye'nin bu tarzda bir terör hareketine çok yabancı olduğu rahatlıkla söylenebilir. İstanbul'da meydana gelen terör olaylarının perde arkası aralandıkça göz önüne çıkan dış kaynaklı bir çok örgütün ismi de saldırıların uluslararası boyutta ele alınması gereğini bir kez daha ortaya koyuyor. Dünyada en çok tartışılan sorunlar arasında yerini alan 'Uluslararası Terörizm'in, özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'deki Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a yapılan terörist saldırılardan sonra küresel boyut kazandığı gözleniyor.
İHA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgiler, Türkiye'nin 1960'lı yıllardan bugüne kadar planlı, programlı ve örgütlü bir terörizmin hedefi konumunda olduğunu gösteriyor. 1980'li yıllardan sonra, 30 bin insanımızın bölücü terör yüzünden hayatını kaybettiği biliniyor. 1990'lı yıllardan itibaren yüzlerce vatandaşı öldürerek mezar evlere gömen irticai terör örgütlerinin kanlı eylemleri ise hafızalardaki tazeliğini hala koruyor.
İstihbarat ve terör uzmanları, bir eylemin uluslararası tepki olarak nitelendirilmesi için şu hususların dikkate alınması gerektiğini bildiriyor:
1- Terör olayı, bir ülkede planlanır, bir diğer ülkede icra edilir.
2- Fail, eylemi bir ülkede yapar, başka ülkeye kaçar.
3- Örgüt bir ülkede kurulup konuşlanır, bir başka ülkeyi hedef alır.
4- Faaliyet yürüttüğü ülkenin dışında, bir başka ülkeden silah, malzeme, eğitim, parasal kaynak ve destek alır.
5- Amaçlarına ulaşmak için, başka örgütlerle de işbirliğine girerler.
İşte, gerek Türkiye ve ABD'de, gerekse diğer ülkelerde meydana gelen terör saldırılarının uluslararası boyutta ele alınmasını gerektiren ana maddeler bu şekilde sıralanıyor. Bu bağlamda İstanbul'da Neve Şalom ve Beth İsrael sinagoglarıyla, HSBC Bankası ve İngiliz Başkonsolosluğu'na yönelik bombalı saldırıyı gerçekleştirdikleri belirtilen Gökhan Elaltuntaş, Mesut Çabuk, İlyas Kuncak ve Feridun Uğurlu'nun haklarında yapılan araştırmalar, saldırıların dış bağlantılı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Derinleştirilen soruşturmalarda gözaltına alınan çok sayıda kişinin sorgusu sonucu elde edilen bilgilerde, Beyiat El İmam (İmamlar Birliği) örgütü ön plana çıkmıştı. Halen bu örgütün, uluslararası terör örgütü El Kaide ile olan bağlantıları incelenmeye devam ediyor. Ayrıca, olayların bir numaralı failleri oldukları ileri sürülen Habib Aktaş ve Azad Ekinci'nin de halen yurt dışında oldukları ve faaliyetlerine devam ettikleri kaydediliyor.
TERÖRİZMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Dünyada faaliyet yürüten terör örgütleri ve onların eylem şekilleri çerçevesinde uzun yıllar çalışmalar yapmış olan terör uzmanları, terörizmin temel özelliklerini ise şu şekilde sıralıyorlar:
1- Terörizm bir ideoloji, bir doktrin, hatta sistematik bir fikir değil, stratejidir.
2- Terörizm, dünyayı iyi ve kötü biçimde iki ayrı bölüme ayırdıktan sonra, kendisini iyi kategorisine yerleştirir.
3- Terörizm, terör eylemlerini meşrulaştıracak bir senaryo hazırlar.
4- Terörizm, gelecekte zafer ve yeni bir düzen vaat eder.
5- Terörün genellikle siyasi bir amacı vardır.
6- Devlet otoritesinde alternatif getiren örgütlü bir harekettir.
7- Terörizm uluslararası bir siyasetin parçasıdır. Dolayısıyla dış destek olmadan yaşatılamaz.
8- Mali destek vazgeçilmez gereksinmesidir. Bu nedenle soygun ve silah kaçakçılığı yapar.
9- Terör, bir hak arayışı, düzen önerisi ve bağımsız devlet kurma isteklerinden biri veya derece farklılığıyla her üçünün bir arada bulunduğu gerekçelerle ortaya çıkabilir.
10- Terör, bilinçli ve amaçlı eylemlerle belirir.
11- Terör, şiddet uygulamayı amaç konumuna taşır. Dehşet ve korku salarak yılgınlık meydana getirir. Zorba, acımasız, istismarcı ve kuralsızdır.
12- Genellikle başka güç veya güçlerin taşeronudur.
13- Terör kendi dilini oluşturur ve kullanır.
14- Propaganda ile doğar, gelişir ve propaganda ile yaşar. Bizatihi kendisi bir propaganda aracıdır.
15- Teröristler, seyircileri dünyayı kendileri gibi görüp algılamaları için ikna etmeye çalışır.
16- Terör eylemleri nesnel bir gerçekten çok dünyanın öznel bir yorumuna dayanır.
17- Teröristler kendilerini üst bilinç ve duyarlılık sahibi olarak görürler.
18- Terör eylemleri, örgütlü bir çabayı gerektirir.
TERÖRİZM NEDİR?
Bu alanda uzun yıllar Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanlığı yapmış olan A. Selim Akyıldız ve bu çalışmaları yapan Necati Alkan'ın tespitleri, konuya ışık tutma anlamında oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Necati Alkan'ın kaleme aldığı "Gençlik ve Terörizm" adlı kitabı, gençleri kıskacı altına alan illegal örgütlerin tanımı ve amaçları ile özelliklerinin yanı sıra uluslararası terör faaliyetlerinin altını çiziyor.
Terörizmin tüm hareketlerini izleyen birimler, terör ve terörizmin tanımını şöyle özetliyor: "Bir ideoloji etrafında örgütlenen birden fazla kişinin şiddet eylemleri, temelinde mevcut siyasal iktidarları ve rejimi hedef alan faaliyetlerdir".
Türkiye'de ise 12.04.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, terörü şöyle tarif ediyor: "Terör, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti'nin ve Cumhuriyeti'nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığını bozmak amacıyla örgüte mensup kişi ve kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir".
Yukarıda her ne kadar tarif edilen terör olsa da, asıl vurgulanan terörizmdir. Çünkü terörizm kavramına bakıldığında, genellikle şiddet ve olgularının birleştiği siyasal içerikli ve kurulu düzene yönelik amaçlı eyleme verilen ad olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle terörle mücadele birimleri, terör örgütlerine karşı bu tanımlama çerçevesinde mücadele ediyorlar.
TERÖRİZMİN AMAÇLARI
Yıllarca terör örgütleriyle mücadele eden uzmanlar, terörizmin amaçları hakkında ise şu tespitleri yapıyorlar:
1- Örgütler, faaliyette bulundukları ülkelere ve kendilerini yönlendiren merkezlere bağlı olarak farklılıklar gösterirler.
2- Hedef alınan rejimi ve sistemi şiddet yoluyla yıkarak, yerine kendi ideolojileri doğrultusunda bir yönetim tesis etmek isterler.
3- Savundukları ideolojiye bağlı haksızlık ve zulüm olarak gördükleri yönetim ve yöneticileri bertaraf etmeyi, böylece daha mutlu ve adaletli hayat tarzını amaç edinirler.
4- Bir ülkeyi ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri açıdan zaafa uğratmayı ve yıpratmayı amaçlarlar.
TERÖRİZMİN BESLENDİĞİ KONULAR
Uzmanlara göre, Türkiye'de terörün sebeplerini iç ve dış olmak üzere ikiye ayırmak mümkün. Elbette terör örgütleri dış destek olmadan yaşayamazlar. Fakat terörün yeşerdiği ortam, ülke içi ortamlar yani ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi sorunlardır. Dolayısıyla bir ülke, iç bünye olarak zayıf ise terörizmi bir silah olarak kullanan odaklar amaçlarına ulaşabilirler.
1- Ekonomik şartlar: Şartların zorluğu insanları maddi yönden etkilediği gibi psikolojik yönden de etkiler. Toplumdaki dengesiz gelir dağılımının, terör odakları için yararlanılması gereken en önemli unsurların başında yer aldığı gözüküyor. Örneğin, Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından, çok sayıda tutuklu PKK terör örgütü üyesi üzerinde bir anket uygulaması yapılmıştır. Bu araştırma sonucunda, tutukluların gerek kendilerinin gerekse ailelerinin eğitim ve gelir düzeylerinin oldukça düşük olduğu görülmüştür. Eğitim seviyesi ve gelir düzeyi düzeldikçe ve arttıkça örgüte katılım azalmaktadır. Bu durum eğitim seviyesi düşük oldukça katılımlarda artışın çoğaldığı gözlenmektedir.
Terör uzmanı Fatih Yamaç konuyla ilgili olarak, "Hizbullah terör örgütü içinde faaliyet yürütüp de polis tarafından yakalanan yüzlerce örgüt mensubunun ifade tutanağını okudum. ve çoğunluğunun alt sosyo ekonomik düzeyden geldiklerini tespit ettim" şeklinde konuşurken, o dönemlerde yakalanan bir örgüt üyesi, kendi eliyle kaleme aldığı savunmasında, örgüte katılma sebeplerini her şeyiyle apaçık ortaya koyuyor.
Sanık Abdülkadir Aygan, 6. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mahkemesi Başkanlığı'na verdiği savunmasında, Hizbullah'a katılış gerekçesini şöyle anlatıyordu: "Ailemin ekonomik durumunun çok zayıf olması dolayısıyla çocukluğuma ve gençliğe geçiş dönemine sahip olmamıştım. Yaşıtlarım okul tatilinde eğlenirken, ben ise her yıl okul kapandıktan sonra ailemle birlikte Çukurova'ya göç ederek yazın kavurucu sıcağında pamuk tarlasında ırgatlık yapıyordum. Hem çalışıp, hem de okumak zorundaydım. İçinde bulunduğum ortam, fakirlik edebiyatını durmadan işleyenlerin propagandasından etkilenme ve onlara yaklaşma nedeni oluyordu".
Görüldüğü gibi, ekonomik sorunların bir sonucu olan eğitimsizlik, tatmin edilmemiş ekonomik durumlar ve işsizlik terör ortamına zemin hazırlayabiliyor.
2- Siyasal Nedenler: Siyasi iktidarların, başta parti programları olmak üzere savundukları ilkelere uygun hareket etmemeleri, vaatlerini yerine getirmemelerinin de halk arasında bir güven bunalımına sebep verdiği gözleniyor. Bu bağlamda terörizmin panzehiri, toplumumuzda yaşayan farklı ideoloji, anlayış, inanç ve dünya görüşüne sahip grupların birbirleriyle kavga etmeden yaşayabilmesidir. Aksi düşünüldüğünde ise yine karşımıza yeniden türemiş örgüt ve bu örgüte aday kişilerin bir tehdit olarak karşımıza çıkması muhtemel.
3- Eğitim Sisteminden Kaynaklanan Nedenler: Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar, terörü besleyen en önemli kaynaklardan birisinin de cehalet olduğunu gösteriyor.
Marksist Leninist Silahlı Propaganda Birliği adlı terör örgütünün sözde lideri olarak görülen Şemsi Özkan'ın anlattıkları bu bağlamda değerlendirilebilir: "Ülkemizde eğitim sistemi tam anlamıyla miadını doldurmuş ve toplumumuzun gereklerine cevap vermekten uzak hale gelmiştir. Eğitim sistemimiz, yaratıcı, araştırıcı insanlar yetiştirmekten çok uzaktır. Bir defa bir laboratuara gitmeden Fen Kolu'ndan mezun olan çok öğrenci vardır. Eğitimimizde temel çizgi ezberleme ve koşullama oluşturmaktadır. Bir eğitim sisteminde Atatürk'ün doğum ve ölüm tarihlerini öğrenirsiniz. Atatürkçülüğün ne olduğunu öğrenemezsiniz. Her toplumsal grubun bir tarafa çektiği Atatürkçülüğü sonunda Sovyet yazarlarından okuyup, öğrenmek kısmet olur. Sonrası ise malum".
4- Gençlik ve Terörizm: Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanlığı Sol Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından tesadüfi örnekleme sistemiyle 826 sol terör örgütü mensubunun yaş ortalamaları değerlendirildiğinde, yüzde 65'inin 14-25 yaş grubunda, yüzde 16'sının da 25-30 grubunda yer aldığı görülmektedir.
Sağ terör örgütleriyle ilgili yine aynı kurumlar tarafından yapılan araştırmalarda, 200 sağ örgüt mensubunun dosyası incelendiğinde yüzde 72.5'inin 15-25, yüzde 17'sinin 26-25 yaş grubunda yer aldığı görülüyor. İstatistiki verilerden de anlaşılacağı gibi gerek sağ ve gerekse sol örgütlerin temelde insan kaynağını gençliğin oluşturduğu gözleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.