TEHLİKELİ ATIKLARIN BERTARAFI
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Türk Alman İşadamları ve Akademisyenleri Derneği, Atık Bertarafı İşletmeciliği Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi (ABİ) işbirliğinde düzenlenen “Tehlikeli Atıkların Bertarafı” konulu panel, Ege Bölgesi Sanay
2006-10-04 09:27:42
İZMİR ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRÜ TATAR: -''14 MART 2005 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN TEHLİKELİ ATIK YÖNETMELİĞİ GEREĞİNCE, BELEDİYELERİN HAZIRLAYACAKLARI PLANLARI İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZE VERMELERİ GEREKİYOR''
İzmir Çevre ve Orman Müdürü Yrd. Doç. Dr. Osman Tatar, 14 Mart 2005 tarihinde yürürlüğe giren ''Tehlikeli Atık Yönetmeliği'' gereğince, belediyelerin tehlikeli atıklara ilişkin plan hazırlamaları ve bunu il müdürlüklerine sunmaları gerektiğini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Türk Alman İşadamları ve Akademisyenleri Derneği, Atık Bertarafı İşletmeciliği Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi (ABİ) işbirliğinde düzenlenen “Tehlikeli Atıkların Bertarafı” konulu panel, Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda (EBSO) düzenlendi.
Panelde konuşan Tatar, 14 Mart 2005 tarihinde yürürlüğe giren “Tehlikeli Atık Yönetmeliği” gereğince belediyelerin sorumlu oldukları bölgelerde tehlikeli atıklara ilişkin plan hazırlayarak, Çevre ve Orman İl Müdürlüğüne teslim etmeleri gerektiğini söyledi.
Tatar, belediyelerin bu planı yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra altı ay içinde hazırlamakla yükümlü olduklarını, ancak kendilerine henüz böyle bir sunum gelmediğini bildirdi. Bazı ilçeler de, (bizde tehlikeli atık yok) denildiğini kaydeden Tatar, şunları söyledi:
“21. yüzyılda her evde tehlikeli atık var. En azından flüoresan, pil, ampul var. Sanki mağarada, mum ışığında hayat sürdürüyorlar, hiç teknoloji kullanmıyorlar. Arkadaşlarımız denetimlerde tehlikeli atık görürse, 3 milyon YTL cezanın altından nasıl kalkacaklar? Gelecek nesilleri düşünüyorsak, işimizi ciddiye alacağız.''
“İZMİR'İN BİR NUMARALI SORUNU”
İzmir'in bir numaralı sorununu “tehlikeli atık” olarak gösteren Tatar, tehlikeli atık kapsamındaki maddelerin kromozomları bozduğunu, İzmir'in tehlikeli atık cenneti haline gelmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.
Geçen Nisan ayında Çevre Yasası'nda yapılan düzenlemeyle, tehlikeli atıkları bertaraf etmeyen, mevzuata uygun davranmayan kuruluşlara 3 milyon YTL ceza kesme yetkileri bulunduğuna dikkati çeken Tatar, şöyle devam etti:
“Daha önce cezaları uygulamakta tereddüt etmiyordum. Hatta yakalayalım, ceza keselim diye fırsat kolluyordum. Daha önce de bu cezaları valilik onaylıyordu. Yeni düzenlemeyle cezayı imzalama yetkisi de il müdürlüklerine verildi. İnanın elim titriyor. Kimse zevk almaz ceza kesmekten. Ama son çareyse, bizim de yapmaktan çekinmeyeceğimizi belirtmek istiyorum. Sanayicimiz bizim dostumuz, her şeyimiz. Elbette bacalar tütsün istiyoruz. Ama çevreye duyarlı olmaları gerekiyor.”
“ÇEVRE BİRİMİ OLUŞTURULSUN”
Üretim planlamasıyla birlikte atık planlamasının da yapılmış olması gerektiğine işaret eden Tatar, şunları kaydetti:
“Eğer 25 yıl önce atığın yönetimini düşünseydik, AR-GE oluşumlarını sağlayabilseydik, bugünkü manzara olmayacaktı veya az olacaktı. Sanayici, halk ve basının çevre bilincine hep birlikte sahip olması gerekiyor. Yoksa yasalar bir anlam ifade etmez. Biz tehlikeli atığı bela olarak görüyoruz. Oysa birçok gelişmiş ülkede bir başka ürünün ham maddesi olarak görülüyor. Eğer geri kazanılması mümkün değilse, bertaraf veya imha edilmesi esastır. Sanayi kuruluşları da çevre birimi oluştursun, yoksa planlama yapamaz. İzmir'de bunların planlamasına dahi geçmemişsek ciddi ciddi düşünmeliyiz. Soyunma odasını tehlikeli atık deposu olarak kullananlar gördük. Elini cebine koyacaksın yatırım yapacaksın. Bunu yok edeceksin. Nasıl yok edeceksen, edeceksin.''
Tatar, sanayicilerin tehlikeli atıkları daha ucuza bertaraf etmek düşüncesiyle köylülere gübre olarak kullanmaları için verdiklerini iddia ederek, bunun cinayet olduğunu savundu.
“EGE VE AKDENİZ'DE 11 TESİS PLANLANIYOR”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Katı Atık İşletmeler Müdürü Sibel Çoban, Güney Ege ve Batı Akdeniz'de 11 arıtma tesisi kurulmasının planlandığını bildirdi.
Tehlikeli atık kontrolü yönetmeliği kapsamında, belediyelerden istenen projeyi hazırladıklarını, ancak bu projeyi, planlamasının yapılmaması nedeniyle İzmir Valiliğine sunamadıklarını kaydeden Çoban, 5216 sayılı Belediye Yasası'yla kent sınırlarının büyüdüğünü ve Aliağa'daki cüruf dağlarından da sorumlu hale geldiklerini ifade etti. Aliağa bölgesinde atık depolama tesisi kurulma çalışmalarının sürdüğünü belirten Çoban, İlçe belediyelerde çevre biriminin bulunmaması nedeniyle bölgelerde atıkların kontrol edilemediğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.