TARIMA 10 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri sürecine girilmesi nedeniyle bir çok konu hararetli bir şekilde tartışılmaya başlandı. 5 Aralık’ta “Tarama süreci” başlayacak olan tarımda çalışmalar 35 ana başlık üzerinden yürütülecek. Avrupa Birliği tartışmalarında Türkiye tarımının yeri ve önemi konusunda konuşan Ege Üniversitesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tayfun Özkaya, “2014 yılına kadar, Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye tarım için ekonomik yardım yok. Bu nedenle tarım sorunlarını çözmek için Türkiye’nin ulusalcı bir tarım politikası izlemesi gerekmektedir” dedi.
Tarım ve Köy işleri Bakanı’nın tarım politikalarının değişeceğini söylediğini ancak hala bir değişiklik kaydedilmediğini belirten Prof. Dr. Özkaya, “2000 yılından beri hiçbir şey değişmedi. Avrupa Birliği bizim şu anki politikamızı destekliyor. Fakat, kendi ülkelerinde böyle bir uygulama yapmıyor. Onlar, 40 yıldır tarıma yönelik yeni uygulamalar geliştiriyor. Çiftçisini destekliyor. Ancak bizde böyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
ÇİFTÇİ, REFORM İSTİYOR
5 yıl önce uygulanmaya başlayan Tarım Reformu Uygulama Programı’nın küçük çiftçiye yarar sağlamadığını kaydeden Prof. Dr. Özkaya, “Çiftçilerimize verilen Doğrudan Gelir Desteği, bir fayda sağlamadı. Büyük çiftçiler belki biraz kar ettiler ama onların da önüne bir çok bürokratik engel kondu. Tarlasını işletemeyen çiftçi, kentlere göç etti ve yeterli istihdam sağlanamadı” dedi.
Türk çiftçisinin uzatılan elleri geri çevirmeyeceğini de söyleyen Prof. Dr. Özkaya, “Bizim çiftçimiz, yeniliklere açık. Ancak, devletten bir destek gelmediği için bir şey yapamıyor. Avrupa Birliği sürecinde Türk çiftçileri reform bekliyor” diye konuştu.
YUNANİSTAN’DAN PAMUK ALIYORUZ
Türkiye’nin tarım açısından zengin bir ülke olduğuna değinen Prof. Dr. Özkaya, “Ülkemizde bir çok ürünü yetiştirebileceğimiz alana sahipken, biz farklı ülkelerden ithalat yapıyoruz. Mesela pamuk. Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirebileceğimiz pamuğu biz, Yunanistan’dan ithal ediyoruz. Bu çok acı bir tablo” şeklinde konuştu.
Ülkemizin, gıda, tekstil gibi konularda dışarıdan yardım alacağına kendi imkanlarıyla üretim yapması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Özkaya, “Ülkece tarımsal yapı birliğine gitmemiz gerekiyor. Tarımsal kooperatifler kurarsak, bu sorunun da üstesinden gelebiliriz” dedi.
1000 KÖYE, 1000 ZİRAAT MÜHENDİSİ YETERSİZ
Türkiye Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın “1000 Köye, 1000 Ziraat Mühendisi” projesinin yetersiz kalacağını söyleyen, “Türkiye, büyük bir ülke. Toplam 40 bin köyü olan bir ülkeye bu kadar az tarım danışmanı verilmesi yanlış. Bu çok küçük bir rakam” dedi. Köylülerin ciddi bir motivasyona ihtiyacı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özkaya, “Koşullar kötü. Eğitim aksıyor. Tarım Bakanlığı tarımsal eğitime önem vermelidir” dedi.
Tarım yapılamayan Doğu bölgelerde, hayvancılığın korunması gerektiğine dikkatleri çeken Prof. Dr. Özkaya, “Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’ne yeterli yatırım yapılmadığı için buradaki insanlar, batıya göç ediyor. Bu kez de çeşitli güvenlik sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Devlet burada yaşayanlara, destek olmalı. Oraya eğitimi götürmelidir” diye konuştu.
ÇÖKÜŞ KAÇINILMAZ OLUR
Türkiye tarımının nereye doğru gideceğini, uygulanacak tarım politikalarının gidişatına bağlayan Prof. Dr. Özkaya, “Ulusal bir tarım politikası geliştirilmezse, çöküş kaçınılmazdır. Bu gidişatı durdurup, bazı ürünlerde prim vererek, politikayı değiştirirsek, durum lehimize dönecektir” dedi.
Avrupa Birliği sürecinde tarım konusunda zorluk yaşamamak için çeşitli yatırımlar yapılması gerektiğine değinen Prof. Dr. Özkaya, “Tarım sorununun çözülebilmesi için, Türkiye’nin yılda 10 milyar dolar yatırım yapması gerek” dedi.