ŞURAYA EĞİTİM- SEN RAPORU
“Türk Milli Eğitim Sisteminde Kademeler Arası Geçişler, Yönlendirme ve Sınav Sistemi” ile “Küreselleşme ve Avrupa Birliği Sürecinde Türk Milli Eğitim Sistemi” konuları çerçevesinde eğitim sistemine yön verecek politika önerilerinin
2006-11-23 03:35:32
17. MİLLİ EĞİTİM ŞURASINA EĞİTİM- SEN RAPORU
“Türk Milli Eğitim Sisteminde Kademeler Arası Geçişler, Yönlendirme ve Sınav Sistemi” ile “Küreselleşme ve Avrupa Birliği Sürecinde Türk Milli Eğitim Sistemi” konuları çerçevesinde eğitim sistemine yön verecek politika önerilerinin geliştirileceği 17. Milli Eğitim Şurası’nda Türkiye’nin imzaladığı uluslar arası belgeler ile anayasa, ilgili yasa ve yönetmeliklerde yer alan hükümler eğitim hakkı bağlamında gözden geçirilerek temel ilkelere ilişkin birikim ortaya konmuş; bu ilkeleri yaşama geçirmeyi olanaklı kılacak insancıl, yaşama dönük, nitelikli, demokratik, laik, bilimsel ve parasız bir eğitim için bir model önerilmiştir.
Eğitim Hakkı
Eğitim, temel bir insan hakkı olarak evrensel ölçekte kabul görmektedir. Bunun altında yatan en önemli etken eğitimin; insan kişiliğinin tüm yönleriyle gelişmesinde çok önemli bir faktör ve insanların kendilerini gerçekleştirmeleri ve özgürleşmeleri ile doğrudan ilişkili bir süreç olmasıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde eğitimin; cinsiyet, ırk, etnik yapı ve ulus gibi ayrımlar gözetilmeksizin her bireyin hakkı olduğu açıklanmıştır.
Eğitim hakkı, pek çok uluslararası belgede diğer insan haklarının ön koşulu olarak yer almaktadır. İnsanların diğer haklarının kullanılabilmesi ve hak ihlallerine karşı mücadele edilebilmesi; insanların, hangi haklara sahip olduklarını ve bunları nasıl kullanabileceklerini bilmelerine ve anlamalarına bağlıdır. Bu ise öncelikle eğitim ile gerçekleşebilir.
Eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal sorumluluğu, yani devletin herhangi bir ayrım gözetmeden herkese, nitelikli eğitimi parasız olarak sunmasını gerektirmektedir. Her tür ve düzey eğitim; sınıf, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, politik görüş, ulus, etnik köken gibi ayrımlar yapılmadan herkese sağlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri imzaladığı eğitim hakkıyla ilgili ve eğitimde ayrımcılığın önlenmesine ilişkin uluslararası anlaşmalar ve Anayasa ve ilgili yasalardaki hükümler gereği, eğitim hakkının kullanımının önündeki engelleri aşmak üzere etkin çalışmalar yürütmek zorundadır. Eğitime ilişkin çalışmaları gerçekleştirirken, “eğitim hakkı”na ilişkin ilkeleri gözönünde bulundurmak gerekir.
Onyedinci Milli Eğitim Şurasının gündemindeki konuların “eğitim hakkı” çerçevesinde ele alınabilmesini, insanlığın daha ileri aşamalara yönelebilmesi için biriktirdiği temel düşüncelerin gündemde kalmasını sağlamak, bu düşünceleri daha da ileriye taşımak, kavramların içeriğinin boşaltılmasını engellemek için yeniden anımsatılmasını zorunlu görmekteyiz.
Temel Uluslararası Belgelerde Eğitim Hakkı ve Eğitim Hakkının Niteliği
Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından 10 Aralık 1948 yılında yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni ilk onaylayan ülkeler arasında yer almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelere taraf olmuştur. Dolayısıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu bildirgede yer alan temel hükümler yönünde eğitim kurumlarını geliştirmeye yönelik politika ve uygulamalarda bulunması beklenmelidir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin eğitim hakkı ile ilgili bazı hükümleri şöyledir;
Madde 26: (1) Herkesin eğitim hakkı vardır. Eğitim hiç olmazsa ilk ve temel eğitim evrelerinde parasız olmalıdır. İlk eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmeli ve yüksek öğretim, başarıya göre, herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.
(2) Eğitim, insan kişiliğinin tam gelişmesini, insan haklarıyla temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaç olarak almalıdır. Eğitim bütün uluslar, ırklar ve dini topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu güçlendirmeli ve Birleşmiş Milletler'in barışın sürdürülmesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.
(3) Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türü için öncelikli seçme hakkına sahiptir.
Madde 27: (1) Herkes, toplumun kültürel etkinliklerine özgürce katılma, güzel sanatları tatma, bilim alanındaki ilerlemelerden ve bunların nimetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.
Birleşmiş Milletler Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Uluslararası Sözleşmesi’nin (14 Aralık 1960, Paris) birinci maddesi eğitimde ayrımcılık tanımlarını şu şekilde yapmaktadır:
1. Bu Sözleşmenin amacı bakımından ayrımcılık terimi; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, ekonomik güç ya da doğuş temeli üzerinde, eğitimde davranış eşitliğini kaldırmak ya da bozmak amacı ya da sonucuyla ve özellikle,
a. Herhangi bir kişi ya da grubu herhangi bir tür ya da düzeyde eğitim görmekten yoksun bırakmak;
b. Herhangi bir kişi ya da grubu, düşük düzeyli bir eğitimle sınırlamak;
c. ... kişiler ya da gruplar için ayrı eğitim sistemleri ya da kurumları kurmak ya da sürdürmek; ya da,
d. Herhangi bir kişi ya da gruba, insan onuruyla bağdaşmaz koşullar uygulamak üzere yapılan herhangi bir ayrım, dışlama, sınırlama ya da üstün tutmayı içerir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.