26 Kasım 2024
  • İzmir8°C

SULAK ALANLARIMIZ TEHDİT ALTINDA

2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle bir açıklama yapan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Kaplan,

Sulak Alanlarımız Tehdit Altında

2006-02-02 22:28:38

2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle bir açıklama yapan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Kaplan, ülkemizin doğal kaynaklarının salt ekonomik gelişmeler adına ve yanlış enerji politikalarıyla tahrip edilmesinin, sulak alanlarımızı tehdit ederek, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde Oda Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte bir açıklama yapan Doç.Dr.Kaplan, “Hızlı nüfus artışı ve kişi başına düşen tüketim miktarındaki olağanüstü artış, plansız sanayileşme ve ranta yönelik alınan politik kararlar, hükümetlerin ve insanların doğal kaynaklar üzerindeki baskısını arttırmakta, bu durum sonuçta yaşam kalitesinin düşmesine ve doğal alanlarımızın tahribine ya da yok olmasına neden olmaktadır. Ülkemizde tarım ve kentleşme politikalarının akılcı kullanım prensipleri uyarınca düzenlenememesinin bir sonucu olarak sulak alanlarımızdaki kayıplar için bugün hükümetimize ve yetkililere çağrıda bulunuyoruz” dedi.

Sulak alanların; ekolojik doğal döngü zincirinin en önemli halkası olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kaplan, şöyle devam etti: “Sulak alanlar ekonomik bir değerdir. Sulak alanların kaybı, çevresinde yaşayan yerli halkın geçim kaynağını da yok edeceğinden ülke insanının geleceğini tehdit edecektir. Sulak alanlar taban sularınını zenginleşmesinin sağlar. Dünyanın yüzde 70’i su olmasına karşın tüm dünya için içilebilir su miktarı, kaynakların yüzde 1’dir. Bu bilimsel gerçekler ortada iken sulak alanlarımızdaki su kaybının taban sularımızın da yok oluşunu tetiklediği unutulmamalıdır. Sulak alanlar su baskınlarını engeller. Doğal olarak bizlere sunulmuş olan ve taşkın kontrolü görevini üstlenmiş bu alanlarımıza sahip çıkmalıyız. Bu alanlar aynı zamanda turizm kaynağıdır. Son yıllarda tüm dünyada gelişen ekolojik turizm olgusu sulak alanların korunması ve yönetiminin önemini ortaya koymaktadır.”

SULAK ALANLAR KURUTULMAMALI

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak yetkilileri göreve çağırdıklarını açıklayan Doç. Dr. Kaplan, şunları söyledi: “DSİ’nin hali hazırdaki icraatlarıyla sulak alanlar kurutularak tarıma açılmaktadır. Bir değerinizi yok ederek başka bir değere ulaşamazsınız. Yine DSİ; ülkenin doğal ve parasal kaynaklarını verimsiz kullanan bir kurum izlenimini sürdürmektedir. Ekonomik fizibilitesi ve çevresel değerlendirmesi sağlıklı yapılmadan hazırlanmış pekçok baraj ve sulama projeleri, Türkiye’deki doğal alanların karşı karşıya olduğu en temel sorundur. DSİ’nin çalışma programlarında acilen reform yapılması gerekmektedir. Hükümetimizi ve DSİ’yi sulak alan dostu olmaya çağırıyoruz. Diğer yandan Gediz Deltası örneğinde olduğu gibi, birtakım yerleri yasadışı doldurma, imara açma ve plansız kentleşme uygulamaları sulak alanlarımız için önemli sorunlar arasındadır. Hükümetimizi ve yetkililerimizi sulak alanlarımızın korunmasıyla ilgili imzaladığı Ramsar Sözleşmesine ve 17 Mayıs 2005 tarihli Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hükümetizi ve yetkilileri; doğal ve kültürel varlıklarımızın korunması ve yönetilmesini sağlamak üzere, ekoloji veri tabanlı fiziksel plan üreten bir mesleğin mensubu olan peyzaj mimarlarına görev vermeye davet ediyoruz.”  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.