SU SAVAŞLARI ÇIKACAK

Ege Üniversitesi’nin 50.Yılı münasebetiyle EÜ Çevre Merkezi ve Avrupa Ekoloji Federasyonu tarafından Kuşadası’nda 42 ülkeden 400 bilim insanının katılımıyla gerçekleştirilen “10.Avrupa Ekoloji Kongresi”nden, acilen tedbir alınmasını gerektiren çarpıcı sonuçlar çıktı. Bilim insanları, suyun kirlenmesinin önüne geçilmez ve kullanılmasında hassasiyet gösterilmezse yakın bir gelecekte dünyada su savaşlarının çıkabileceğine dikkat çekti.

Sonuç bildirgesinde, kongrenin, çeşitli ulusal grupların, ekoloji kapsamındaki görüş alışverişlerine ve işbirliklerine fırsat sağladığı belirtilerek, “Bu kapsamda ayrıca, gündemdeki bazı konulara ilişkin destekleme programlarının ve geleceğe yönelik araştırma olanaklarının da ortaya çıkması ve değerlendirilmesi mümkün oldu” denildi.

GENÇLERE TEBRİK, MEDYAYA TEŞEKKÜR

Bildirgede ekolojik sorunlara karşı genç akademisyenlerin daha duyarlı davrandığı, kongreye gençlerin damgasını vurduğu, bu kısa süre içinde dünyanın dört bir yanından gençlerin biraraya gelerek ortak projeler için anlaştıkları; azim ve kararlılıklarının övgüye değer olduğu belirtildi.

Medya kuruluşlarının kongre boyunca tüm tartışmaları kamuoyuna taşıyarak, bir platform oluşturduğu, bu şekilde ekolojiye duyarlılığın arttığı ifade edilerek, yazılı ve görsel medyaya teşekkür edlidi.

Nüfus değişimlerinin, endüstriyel kirliliğin, biyoçeşitlilikteki kayıpların ve yanlış alan kullanımlarının devam etmesinin ne denli kötü sonuçlar doğurduğu, kongrenin değişik oturumlarında vurgulandı. Kongre bütünündeki genel yaklaşım ise, çevre dostu çalışmaların, ancak sürdürülebilir kalkınma ile mümkün olabileceği şeklinde oldu.

Bütün ekologların bu kongrede genel olarak üzerinde durdukları konular ise, küresel ısınma, biyoçeşitlilik, ormansızlaşma, çevresel bilinç ve kaynakların optimum kullanılmalarına yönelik hassasiyet oldu.

Bu kapsamda ele alındığında; kongrenin geleceğe yönelik çarpıcı sonuçlar şöyle;

*          Çevre bilincinin halklar düzeyine yeterince inmediği, bu yüzden de arazi kullanım kararlarında halkın yeterince yer alamadığı, katılımcılığın gerçekleşmediği,

*          Böylece sürekli olarak yanlış arazi kullanım kararlarına gidildiği, bu kararlar sonucu plansız yapılaşmaların ortaya çıktığı, özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde bu yapılaşmaların yetersiz altyapı problemlerine sebep olduğu ve kaynakların sorumsuz kullanılmasıyla doğal kaynakların giderek elden çıkarıldığı,

*          Doğal kaynakların en başında gelen suyun bu kapsamda ele alındığında dünya ve ülkemiz açısından önemli bir çevre sorunu olarak gündemde tutulması gerekliliği, geleceğe yönelik en önemli çatışmaların ise su yüzyden ortaya çıkacağı, bu yüzden de özellikle Ortadoğu kapsamında “su yönetiminin” ayrı bir önem taşıdığı,

*          Akarsuların ve göllerin doğru değerlendirilmemesinin öncelikle toprak-su dengesini bozduğu, biyoçeşitliliğin (Eber Gölü’nde balık ölümlerinin olduğu gibi) yitirilmesine neden olduğu, kullanılamaz duruma gelen akarsu ve göllerin sonucunda yer altı sularına yönelindiği, bu durumun ise gelecekteki ihtiyaçlara şimdiden yetersiz olacağı