SICAK PARA YOLCU, BİZ HANCIYIZ
Türkiye’de IMF’nin de desteğiyle bir Ekonomik İstikrar Programı uygulandığını, yetkili kurumların ekonominin başında olanların yaptığı pembe tablolarda enflasyonun düştüğünü, borsanın genel trendinin yükselme
2006-02-04 00:53:55
JAK ESKİNAZİ:” İHRACATI ARTIRACAK PARA VE MALİYE POLİTİKASINA GEÇİLMELİDİR “
EGE HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI JAK ESKİNAZİ:” “SICAK PARA YOLCU, BİZ HANCIYIZ”
JAK ESKİNAZİ:”ARA MALLAR İTHALİ İLE AYAKTA KALAN İHRACATÇIYI DÜŞÜK KUR-YÜKSEK REEL FAİZ POLİTİKASI BİTİRECEK”
ŞENOL GÖK ALİAĞA HABER www.aliagahaber.com
İzmir Ticaret Odası Mücahit Büktaş Toplantı Salonunda İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak ESKİNAZİ, "Konfeksiyon İhracatının Sürdürülebilirliği" konulu basın toplantısı düzenledi.
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Jak ESKİNAZİ, Türkiye’de IMF’nin de desteğiyle bir Ekonomik İstikrar Programı uygulandığını, yetkili kurumların ekonominin başında olanların yaptığı pembe tablolarda enflasyonun düştüğünü, borsanın genel trendinin yükselme yönünde olduğunu, ekonomik büyümenin azalarak da olsa artışını sürdürdüğünü göründüğünü ve madalyonun bu yüzünde işler iyi gidiyor görüntüsünün çizildiğini belirtti.
JAK ESKİNAZİ : “SICAK PARA YOLCU, BİZ HANCIYIZ”
Eskinazi, madalyonun diğer tarafının aynı renkte olmadığını ifade ederek, ”2005 yılı itibariyle dış ticaret açığı 43 milyar $’a dayanmış; cari işlemler açığı 20 milyar $’ı aşmaktadır. 2006 yılında ise cari işlemler açığının 25 milyar $’ı aşması beklenmektedir. Merkez Bankası’nın verileri; reel kur endeksinin (1995=100) 2005 Aralık ayı itibariyle YTL’sının yüzde 71,2 oranında aşırı değerlendiğini göstermektedir. İhracatımızın ¾’ünden fazlasını gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği’nin para birimi Euro 2005 yılında YTL karşısında yüzde 12,9 oranında değer kaybetmiştir. Yüksek reel faiz; tek parti iktidarı ve AB üyelik sürecinin sürüklediği istikrar ortamı sıcak paranın ülkemize hücum etmesine neden olmuştur. Merkez Bankası da sanki bu sıcak para ülkemize ebedi ikamet edecekmiş gibi bir rehavet içinde. Neredeyse ara malı ithalatının yüksek oluşunu büyümenin sağlıklı yolda olduğuna delil gösterecek.”dedi.
ARA MALLAR İTHALİ İLE İHRACATÇI AYAKTA KALDI
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Jak ESKİNAZİ, “2005 yılında toplam ithalatın yüzde 70’ine karşılık gelen 81 milyar $’lık ithalat, rekor diye övünülen 73 milyar $’lık ihracatın üzerinde olduğunu hatırlatarak, ” Düşük kura karşın; Türkiye’nin ihracatını 72 milyar $’lık hedefin üzerine taşıyan ihracatçıların hepsinin tek tek alınlarından öpülmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanayici, imalatçı ve ihracatçılar; istihdam üzerindeki kamusal yükler ve enerji maliyetleriyle baş etmeye çalışırken, düşük kurlar da belimizi büküyor.Uygulanan para politikası ülkemizdeki ara malı sanayini öldürmekte, rakibimiz olan ülkelerde yeni sanayi dallarının oluşmasına yol açmaktadır. İstihdam kaynağı olan KOBİ’lerin köküne kibrit suyu dökülmektedir. İhracatın ithalatı karşılama oranı da sürekli düşüş göstermektedir.2002 yılında yüzde 69,9 olan bu oran, 2005 yılında yüzde 63,0’a kadar gerilemiştir. Bu trend; 2006 yılında kritik sınır olan yüzde 60’ın altına inebileceğine işaret etmektedir. İhracatçı, bugüne kadar ağır rekabet koşulları altında Ara mallarını ithal ikamesine giderek, verim ve kalite artışına önem vererek başarılara imza atabildi. Bunun sonucunda Bugün ihracatta büyük bir yoğunlaşmaya tanık oluyoruz. Türkiye ihracatının % 75' ini yani 55-60 milyar dolar arasındaki ihracatı, ihracatçıların % 5-8 arasındaki kısım yapmaktadır. Uludağ İhracatçılar Birliği'ne kayıtlı otomotiv birliğine üye 2850 firmanın içinde 5 firma ihracatın % 60'ını gerçekleştirmektedirler. Ege Konfeksiyon İhracatçı Birliği’ne kayıtlı 898 firma içinde 10 firma ihracatın % 38’ni gerçekleştirmektedirler. Ege'deki 295 deri ihracatçısı firmanın 9 firması ihracatın % 49'unu gerçekleştirmektedirler. 2005 senesinin ortalama Euro kurunu 1,88 ile 1,91 YTL arasına getirmeyi başarmışlardır. 2004 senesinin de ortalama Euro kuru yine bu enstrümanlarla 1,82 YTL civarında olmuştur. Böylece katma değerdeki artışlara cevap verebilmiş, ihracatını iftihar ettiğimiz oranlarda yükselmesini sağlamış durumdadırlar.2005 yılında döviz girdi kuru 1,88 olan bir şirketin, 2006 yılında 1,68’le karşı karşıya kaldığı bir ortamda bulunuyoruz. Basit bir hesaplama ile 5 milyon Euro'luk bir ihracatta maliyet artışını koymadan 600.000 Euro’luk bir eksik girdi olmaktadır. Bu durum ihracatçıyı rahatsız etmektedir. 2005 yılında Ege Konfeksiyoncular Birliği ihracatı yüzde 4,1’lik artışla 1 milyar 121 milyon $’a çıkmıştı. Ancak, ilk 10 firmanın ihracatı düşüldüğünde önceki yıla göre ihracatın yüzde 7,7 azalarak 753,5 milyon $’dan 695,6 milyon’a gerilediğini görüyoruz.Bu nedenle; sadece ihracattaki oransal artışın ötesinde, ihracatın bünyesindeki yapısal değişimler de olmaktadır.”dedi.
“DÜŞÜK KUR-YÜKSEK REEL FAİZ POLİTİKASI İHRACATI BİTİRECEK”
Eskinazi, İhracata Dayalı Büyümeyi kalkınma stratejisi olarak benimsemiş bir ülke Türkiye’nin uygulanan düşük kur-yüksek reel faiz politikasının orta ve uzun vadede; Cari işlemler balonunu bir noktada patlatacağını ve Sıcak paranın geldiği gibi ülkeyi anında terk ederek yeni krizlerin doğabileceğine dikkat çekti.
Eskinazi,” Sıcak para, tecrübelerle sabit olduğu üzere, bir gün çekip gittiğinde kaybettiğimiz pazarları yeniden kazanabilecek miyiz? İstihdam kaynağı KOBİ’lerimizi yeniden canlandırabilecek miyiz?” sorularının cevaplarını kamuoyunda tartışılması gerektiğini belirterek, “ Üretimi, istihdamı ve ihracatı düşünmeyen; sadece vergiden arınmış fiyat endekslerine odaklanmış bir para politikasının ekonomiyi nihai başarıya taşıması mümkün olmadığı kanaatindeyim.
“ÜRETİMİN VE İHRACATIN ÖNÜNÜN AÇILMASI İSTİHDAM YARATIR.”
Başarılı olabilmek için, Asya ülkelerindekine benzer şekilde, tüm kurumlarımızın el-ele vererek aynı hedef doğrultusunda çalışmaları gerekiyor. Asya Merkez Bankaları, tüm para politikalarında kurların değerini ön planda tutmaları sayesinde bugün Asya ülkeleri ihracat atılımları yapabilmişler ve kişi başına düşen milli gelirlerini yükseltmeyi başarmışlardır. Çünkü düşük faiz daha fazla yatırım, daha fazla yatırım ise daha fazla üretim ve daha fazla ihracat demektir. ABD’nin baskısına rağmen Çin’in neden parasını neden revalüe etmediğinin dikkatle incelenmesi gerekiyor. Ülkemizde istihdamı artırmanın yolu; kamuya 100 bin kişi alınmasından değil, üretimin ve ihracatın önünün açılmasından geçmektedir.”dedi.
“HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ İSTİHDAM KAYNAĞIDIR.”
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak ESKİNAZİ, Hükümetin Makro başarılarının yanında, mikro alanlardaki düzenlemelerle desteklenmedikçe başarıların uzun ömürlü olamayacağını savundu.
Eskinazi,” Elbette; biz de para birimimizin değer kazanmasını isteriz. Ama bu reel faizin yüksek tutulmasıyla değil, ekonominin güçlenmesiyle eşzamanlı olur ve vatandaşların satın alma güçlerindeki yükselişle kesinlik kazanır. Yüksek reel faizin cezp ettiği sıcak para sayesinde düşük tutulan kurlar, hiç beklenmedik bir anda “kralın çıplak” olduğunu ve “gelirimizden fazla harcadığımızı” hatırlatacaktır. Bu nedenle; fiyat istikrarının gerekli olduğunu ancak bununla uyumlu üretim, istihdam ve katma değer ilişkilerinin altyapılarının kurulmasının yeterli koşulu oluşturduğunu belirtmek istiyorum.
İHRACATI ARTIRACAK PARA VE MALİYE POLİTİKASINA GEÇİLMELİDİR
Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi ve döviz kurunun gerçek değerine ulaşmasına müsaade etmelidir. Çok geç olmadan; ihracatın, istihdamın ve üretimin uyum içinde gelişmesine imkân sağlayacak para ve maliye politikalarına geçilmelidir. Aksi halde, yakın gelecekte bugünkünden daha fazla işsizle ve daha fazla sosyo-ekonomik sorunla mücadele etmek durumunda kalacağız. Bu sosyo-ekonomik sorunların çözümünde de istihdam kaynağı olan Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörüne ihtiyacı var. Eğer bu düşük kur politikası devam ederse, sanayimizin rakip ülkelere kendi ellerimizle teslim edeceğiz ve Türkiye bundan onarılamayacak yaralarla çıkacaktır.”dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.