23 Kasım 2024
  • İzmir14°C

SAFFET TUNCEL YAZDI

Petrol savaşlarının yaşandığı günümüzde ülkeler arası ekonomik ve politik görüş ayrılıkları gerginliklere ve zaman zaman vahşice savaşlara neden olmaktadır, böylesi bir dönemde dışa bağımlı yapılan enerji anlaşmalarının uzun vadeli olabileceğini kim gar

Saffet TUNCEL Yazdı

2006-03-13 11:19:12

Yerli Malı Yurdun Malı

Petrol savaşlarının yaşandığı günümüzde ülkeler arası ekonomik ve politik görüş ayrılıkları  gerginliklere ve zaman zaman vahşice savaşlara neden olmaktadır, böylesi bir dönemde dışa bağımlı yapılan  enerji anlaşmalarının uzun vadeli olabileceğini kim garanti edebilir. Sömürgeci  süper güçlerin petrol için demokrasiyi, insan haklarını  ve erensel değerleri nasılda unutup zorbalıkla  Irak’a bombalar yağdırdığını yüz binlerce Irak halkının kanını petrole harmanlayıp, zengin petrol yataklarını gasp ederek bir ulusu yok ettiğini  film izler gibi naklen izledik.
Türkiye’nin enerji politikası  öz kaynaklarımızı kullanmaya yönelik olmalıdır, dışa bağımlı yapılan yatırımlar ve anlaşmalar ülke ekonomisi ve dış politika acısından sürekli risk  taşımaktadır, bunun bir örneği  geçmişte bazı ülkelerle yapılan yüksek maliyetli doğalgaz ihalesinde yaşandı.gene yoğun kış aylarında Rusya dan alınan doğalgazın  kapasite azaltmasından dolayı  konutlarda ve sanayide kullanılan doğalgazda ciddi sıkıntılar yaşandığına tanık olduk. Ülkemiz enerjisinin  % 85 ini  ithal eder durumdadır, diğer adıyla dışa bağımlıdır. Oysa ülkemiz yer altı madenleri zenginliği acısından önemli bir yere sahiptir, son  yıllarda yer altı kaynaklarımızın kullanılması konusu gündeme gelmiş olması ülke çıkarları acısından sevindirici.  10-05-2005 tarihinde kabul edilen yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretim amaçlı kullanımına ilişkin  5346 sayılı kanunun 7. maddesinin son fıkrasında şu şekilde ifade edilmektedir.
YETERLİ  JEOTERMAL  KAYNAKLARIN BULUNDUĞU  BÖLGELERDEKİ  VALİLİK  VE  BELEDİYELERİN  SINIRLARI İÇİNDE KALAN YARLEŞİM  BİRİMLERİNİN ISI  ENERJİSİ  İHTİYAÇLARINI ÖNCELİKLE  JEOTERMAL  VE GÜNEŞ  TERMAL  KAYNAKLARDAN KARŞILAMALARI  ESASTIR. denilmektedir. İlgili kanun 7.maddesi son fıkrasından da anlaşılacağı gibi yerleşim alanlarının ısı enerjilerinin ihtiyaçları, öncelikle jeotermal kaynaklardan karşılanmasını esas almıştır. Yerel yönetimlerin ilgili kanun maddesini uygulaması  yasal bir zorunluluktur.1997-1998 yıllarında MTA tarafından Aliağa da yapılan jeotermal çalışmaların içerisinde bulunan jeoloji yüksek mühendisi MTA dan emekli Dr. tuncer  Eşder  2- mart-2006 tarihinde  Aliağa petrol-iş sendikasında  yurttaş inisiyatifinin   jeotermal ile ilgili düzenlemiş olduğu bilgilendirme toplantısında  samurlu bölgesindeki üç adet üretim kuyusunun açıldığını şu anda  kullanıma hazır durumda olduğunu gerektiğinde 20 adet kuyunun da açılabileceği ve derine inilmesi durumunda elektrik üretimi için gerekli olan buharın bile elde edilebileceğini  anlatarak böyle bir enerjinin neden kullanılmadığını,  sıcak su konusunda Aliağa nın diğer bölgelere oranla çok daha büyük avantajlara sahip olduğunu anlattı.  Bu anlatılanların MTA gibi bir kamu kurumunun  bilimsel bir çalışmasının sonucu olarak tespit  edildiği ne göre,  bu  jeotermal suyun hem ülke ekonomisi acısından hem tehlikesiz ucuz ve çevre dostu bir yakıt  olduğundan dolayı konutlarımızın ısıtılmasında jeotermal suyun kullanıma sunulmasını talep etmek bir yurttaş olarak hepimizin hakkıdır, başka bir değimle vicdan ve cüzdan acısından da hepimiz için önemlidir, vicdan  boyutuyla,  enerjide dışa bağımlı kaynak kullanma yerine, milli kaynaklarımızın kullanılmasından yana olmak bir yurttaş sorumluluğumuzun gereği olmalı, cüzdan boyutuyla ise jeotermal suyun  doğalgaza oranla  maliyetinin ve ısınma giderlerimizin çok  daha düşük  olmasıdır.  kısacası bilgilendirme toplantısına  katılan  Aliağa halkı konunun uzmanından  fikir değil bilgi edindi.
Kamu adına görev yapan yöneticiler, Bilimi ve bilimsel çalışmaları referans alarak yapacakları çalışmalarda olsun yatırımlarda olsun ülkesinin  ve halkının çıkarlarını gözetmek zorundadırlar,  yerel basında çıkan habere göre 7- mart-2006  Salı günü yapılan Aliağa belediyesi meclisi toplantısında  bir meclis üyesinin  söz alarak jeotermal  suyun neden konutlarda ısınma  amaçlı kullanıma  sunulmadığını sorması üzerine  belediye başkanımız  sayın Tansu KAYA  ‘‘o kuyularda yeteri kadar su bulunmamaktadır oraya yatırım yapamam’’cevabını vermiştir. Sayın başkanın bu iddiası doğru ise bunu bilimsel bir veriye dayandırarak ispatlaması  ve Aliağa halkıyla paylaşması doğru olur düşüncesindeyim,  amacımız bağcı dövmek değil üzüm yemek olmalı, su akar Türk bakar mı ?
sevgi ve saygılarımla. Saffet TUNCEL                                                                      

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.