26 Kasım 2024
  • İzmir5°C

PETROL-İŞ'DEN TÜPRAŞ'A DAVA

Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş), dün gerçekleştirilen ve Koç-Shell Ortak Girişim Grubu'nun kazandığı ihalenin iptaline ilişkin yürütmenin durdurulması için Danıştay 13. Dairesi'ne dava açtı.

PETROL-İŞ'den Tüpraş'a Dava

2005-09-14 22:35:43

 Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş), dün gerçekleştirilen ve Koç-Shell Ortak Girişim Grubu'nun kazandığı ihalenin iptaline ilişkin yürütmenin durdurulması için Danıştay 13. Dairesi'ne dava açtı. Petrol-iş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, ihaleyi kazanan şirketin, hem ham petrol ithalatını, hem rafinajı ele geçireceğini, hem de elindeki Shell ve OPET aracılığıyla dağıtım ve pazarlamada da tek söz sahibi haline geleceğini söyledi.
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Danıştay 13. Dairesi'ne iptal davası için başvurusundan önce Danıştay önünde bir basın açıklaması yaptı. "Dünkü ihalede sadece TÜPRAŞ'ın satışı gerçekleşmemiştir, geleceğimiz satılmıştır" diyen Öztaşkın, dünkü ihalede Türkiye'nin en önemli ve en stratejik varlığını kaybettiğini söyledi. İhaledeki rakamların kesinlikle sürpriz ve şaşırtıcı olmadığını belirten Öztaşkın, Bu rakam TÜPRAŞ'ın kuruluş değerine eşdeğer bir rakamdır. Bu 4.140 milyar dolarlık rakam, TÜRPAŞ'ın 2004 yılında gerçekleştirmiş olduğu 16.1 milyar dolarlık cironun dörtte birine eşit bir rakamdır" dedi. Özelleştirmeden elde edilen gelirlerin borç ve faiz ödemesinde kullanıldığını da kaydeden Öztaşkın, Türkiye'nin ilk 8 ayda ödemiş olduğu 24 milyar dolarlık borç-faiz ödemesi dikkate alındığında dünkü rakamın 41 günlük borç ve faiz ödemesine eşit olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin jeopolitik konumu ve Türkiye'nin enerji hatları üzerinde duran bir geçiş ülkesi olmasının, Türkiye'deki rafinerilerin ve petrol sektörünün cazibesini artırdığını belirten Öztaşkın, Irak'ta istikrar sağlandıktan sonra, Kerkük-Ceyhan boru hattının tam kapasiteli çalışmaya başlayacağını, BTC boru hattının dereye gireceğini belirterek, tüm bunların Türkiye'nin stratejik önemi her geçen gün artırdığını kaydetti. Artan petrol fiyatları ve giderek azalan rafinaj kapasitelerinin de TÜPRAŞ'ın önemini artırdığını dile getiren Öztaşkın, "TÜPRAŞ'ı alan şirket ham petrol ithalatını da gerçekleştirecektir. Yıllık Türkiye'nin ham petrol ithalatı 22.5 milyon tondur ve yaklaşık 2005 yılında ham petrol ithalatına 7.5-8 milyar dolara yakın bir para ödeyeceğiz. Alan şirket, hem ham petrol ithalatını ele geçirecek, hem rafinajı ele geçirecek hem de elindeki Shell ve OPET aracılığı ile dağıtım ve pazarlamada da tek söz sahibi haline gelecektir. Dolayısıyla petrol sektöründe tümüyle hakim konuma geçektir. Yani şu anda kamu tekeli olan TÜPRAŞ, özel bir tekele dönüşecektir" şeklinde konuştu.
Kamu tekellerinin şartlar ne olursa olsun toplum yararına hizmet verdiklerini ama, özel sektörde önemli olanın şirket çıkarları olduğuna dikkat çeken Öztaşkın, "Böyle bir tekelci yapı çok tehlikeli bir gidişatın işaretlerini vermeye başlamıştır. Böylesine tekelci bir yapıda, şu anda İngiltere'den sonra en yüksek fiyata akaryakıt ürünlerini tüketen Türk toplumu, belki de dünyada en yüksek tüketen topluma dönüşecektir. Onun için bu ihale iptal edilmelidir" açıklamasında bulundu.

"MÜCADELENİN TOPLUMSALLAŞMASINI İSTİYORUZ"
Dünkü ihale sürecinde dikkat çekici ve şaibeli durumlar olduğunu öne süren Öztaşkın, TÜPRAŞ'ın 14.76'lık hissesinin ani ve gizli bir kararla sadece bir tek şirketi haberdar edilerek yabancı bir yatırımcıya satıldığını söyledi. Mart ayında yapılan u ihaleni o günkü rakamlarla 446 milyon dolara gerçekleştiğini belirten Öztaşkın, dünkü ihalenin üzerinden bir hesaplama yapıldığında, o hisselerin değerinin 700 milyon dolarlara geldiğini yani alan şirketin 3 ayda 400 milyon dolara yakın kar sağladığını ve bunun için de dava açtıklarını söyledi.
Yarın yapılacak Türk-İş Başkanlar Kurulu Toplantısı'nda ciddi kararlar alacaklarını belirten Öztaşkın, "Mücadelenin toplumsallaşmasını istiyoruz" dedi. Petrol-İş'in açtığı dava sonucunda TÜPRAŞ ihalesinin iptal edilmesinin ardından sendikalarının, TÜRPAŞ'ın değerini düşürmekle itham edildiğini belirten Öztaşkın, "Bunu söyleyenler bu ihalenin sonuçlarına bakıp utanmalılar. 4 milyar 140 milyon doların üzerine 14.76'nın 446 milyon doları da eklendiğinde 4.586 milyon dolarlık bir rakam gerçeklemiştir. 2 yıl önceki 1.302 milyar doları düşününce bu ihale 4.284 milyon dolar farkla gerçekleşmiştir. Bu gerçeği iyi görmeliler" dedi.
Davanın gerekçelerini açıklayan Petrol-iş Avukatı Gökhan Candoğan ise, şartnamede, satın alana yatırım, üretim ve istihdama yönelik şart getirilmemiş olması bir gerekçe olarak sunacaklarını belirterek, Özelleştirmenin asli görevinin, verimliliği artırmak olduğunu söyledi. Alıcıdan bu konuda bir taahhüt istenmediğini belirten Candoğan, Koç ve Shell'in sadece yüzde 51 noktasında belirli olduğunu ancak, yeni bir şirket kurma ve ihale sürecine hiç katılmamış bir sermaye grubuna devir imkanı olduğunu belirterek, "Yani alıcı kimliği da tam belli değil. Ayrıca, ihale bedelinin peşin mi vadeli mi ödeneceği, alıcının inisiyatifine bağlı. Bu durum daha önceki davanın iptalinin temel gerekçelerinden biriydi. Ama aynı durum bu ihalede de söz konusu" açıklamasını yaptı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.