PEPSİCO TÜRKİYE OFİSİ’NDE ÇALIŞANLAR KENDİ ORTAMLARINI TASARLIYOR
Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun’un kurucusu olduğu Boytorun Architects’in Pepsico Türkiye için tasarladığı PepsiCo Türkiye Ofisi
22 Ağustos 2016 Pazartesi 11:02
PEPSİCO TÜRKİYE OFİSİ’NDE ÇALIŞANLAR KENDİ ORTAMLARINI TASARLIYOR
Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun’un kurucusu olduğu Boytorun Architects’in Pepsico Türkiye için tasarladığı PepsiCo Türkiye Ofisi, markanın genç ve dinamik ruhuyla bütünleşen esnek mekan kurgusuyla farklı ölçeklerdeki grup çalışmalarına olanak sağlıyor, çalışanlara kendi ortamlarını yaratma şansı veriyor.
Türkiye’nin pek çok kentinde mimari ve iç mimari projelere imza atan Boytorun Architect’in tasarladığı PepsiCo Türkiye Ofisi, kentin en hareketli noktalarından biri olan 4. Levent’te Tekfen Tower’ın iki farklı katında konumlanıyor. PepsiCo’nun genç ve dinamik ruhuyla bütünleşen esnek bir mekan kurgusunu en belirleyici tasarım kriteri olarak ele alan Boytorun Architects, Y kuşağının aktif olarak dahil olduğu iş hayatına yeni bir soluk getiriyor.
Hareketli ve esnek bir mekan planlamasıyla hem PepsiCo’nun kurumsal kimliğini en iyi şekilde yantısan, hem de ofis çalışanlarının farklı ölçeklerdeki grup çalışmalarına olanak sağlayarak, çalışanlara kendi ortamlarını yaratma şansı veren Boytorun Architects, nitelikli malzeme seçimleriyle iç mekanda farklı bir atmosfer yakalamayı hedeflemiş.
Yeşil ve ahşap kompozisyonunun ön plana çıkarıldığı toplamda 3250 m2 alana sahip PepsiCo Türkiye Ofisi’nde, başta malzeme ve mobilyalar olmak üzere tüm hacimde kullanılan renk ve form seçimleri firmanın ‘sürdürülebilir ve çevreci’ misyonuyla bütünleştirilmiş. Canlı bitkiler, doğal malzemeler ve yeşil vurgusu ile, sıradan plaza-ofis-çalışan ilişkisini kırmak isteyen Boytorun Architects, çalışanlarda doğal bir ortamda çalışıyor olma hissi uyandırmayı amaçlamış.
HERKES İÇİN DAHA FAZLA GÜN IŞIĞI…
Açık ofislerin cam kenarında, kapalı ve yarı açık ofislerin ise çekirdek etrafında konumlandırıldığı PepsiCo Türkiye Ofisi’nde herkes için daha fazla gün ışığı ve manzara ilkesi uygulanmış. Bu bağlamda yarı saydam bir yüzeyle ofis alanından ayrıştırılan, farklı sayıdaki gruplar için kapasite değişikliği özelliğine sahip toplantı odaları, doğal ışığı mümkün olduğunca genel çalışma alanına aktarabilecek şekilde kurgulanmış. Işığın kontrollü dağılımına da katkıda bulunması hedeflenerek tasarlanan adacıklar, ofis içerisindeki çalışma bölümlerini tanımlarken aynı zamanda mekandaki hareketliliğin tavanda da devam etmesini sağlamış. Kahve molalarının ve ufak toplantıların daha keyifli geçmesi için tasarlanan yeşil keçe sedirler, çalışma alanını hem tanımlayan hem de bölen öğeler olarak mekana entegre edilmiş. Seperasyonda da kullanılan keçe, gözenekli yapıya sahip olma özelliğiyle belirli miktardaki sesi yutarak istenen akustik seviyenin korunmasına da yardımcı oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.