MHP''DEN YOLSUZLUK İDDİASI
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu konuştu / Foça Haberleri / Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege /
25 Aralık 2014 Perşembe 10:20
MHP’Lİ TANRIKULU: “YETERSİZ BÜTÇEYLE ÇEVREDE KATLİAM, ŞEHİRCİLİKTE RANT VE YOLSUZLUK DEVAM EDECEKTİR”
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2015 Yılı Bütçe ve Kesin Hesapları konusuna değindi. Bakanlığın bütçesini yetersiz olduğunu savunan Ahmet Kenan Tanrıkulu, bakanlık politikalarını eleştirdi. Genel Kurula hitap eden MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “Kuruluş kanunu halen bulunmayan, Kararname ile yürütülen Bakanlığın çevre konusuna duyarlılığı, resmî sunumların içinde verilen kamu spotları niteliğini geçmeyen açıklamalarda kalmaktadır. İhmaller sonucu oluşan çevre felaketleri sonrasında, kamuoyuna telkin vermeye yönelik, derinliği olmayan ayaküstü siyasî demeçler halen devam etmektedir.” dedi.
GÜÇ ODAKLARININ OYUNCAĞI VE RANT ARACI HALİNE GELDİ
Çevre ve şehircilik alanında yıllardan bu yana biriken dağ gibi sorunlara, her geçen gün yenileri eklendiğini dile getiren Tanrıkulu, ortaya rant kokusu yayıldıkça çevre ve şehircilik anlayışından giderek uzaklaşıldığını söyledi. “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nin, ülkemizde 12 yılda 7 kez değişmesinin makul bir gerekçesi yoktur. Sadece bu durum bile ülkemizin çevre politikalarının, bir takım güç odaklarının oyuncağı ve rant aracı haline getirildiğini göstermektedir” diyerek, sözlerini sürdüren MHP’li Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Son 12 yılda 3 bin proje için ÇED olumlu, 42 bin proje için ÇED gerekli değil kararı verilmiştir. Yapılan son değişiklikten önceki ÇED Yönetmeliği uygulamaları dâhi tamamen çevre aleyhine işletilmiştir. Son yönetmelik değişikliğinde görülmektedir ki; iktidar bazı tesislerin ÇED sürecine muafiyet getirmektedir.”
1500’ÜN ÜZERİNDE AĞAÇ KATLEDİLECEK
Bakanlığın çevre denetiminin temel taşı olan ÇED Yönetmeliğini adeta işlevsiz hale getirdiğini öne süren Tanrıkulu, rüzgar enerji santrallerinde (RES) tribün sayısı üzerinden değil, güç üzerinden ÇED sürecine karar verilmesini de eleştirdi. İzmir, Urla Ovacık Köyü sakinlerinin köy sınırındaki ormanlık alana yapılacak olan RES için ağaçları kesilmesin diye nöbet tutmaya başladıklarına dikkat çeken Tanrıkulu, tıpkı Manisa Yırca’daki zeytinlikler gibi RES projesi kapsamında 1500’ün üzerinde ağaç katledileceğini iddia etti.
RANT İŞTAHI GİDEREK ARTIYOR
Yaşanabilir ve marka şehirlerden, sadece lüks yapıları hızlı bir şekilde yaparak, yüksek kazanç elde etme anlayışının hem merkezî, hem de yerel unsurlar üzerinde kalıcı bir hale geldiğini ve bu alanda rant iştahının giderek arttığını ifade eden Tanrıkulu, 6306 sayılı (Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında) Kanun kapsamında Kentsel Dönüşüm çalışmalarında; 2,5 yıllık bir uygulama döneminin geride kaldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bakanlığın kentsel dönüşüm algısı içinde kentleri yaşanabilir bir çevre içinde düşünme ve önceliğinin olmadığı görülmektedir. Zaten özellikle yeni oluşturulan yüksek yoğunluklu, hiçbir estetik ve mimari kaygı taşımayan, dışı ve içi gösterişli inşaat malzemeleri ile bitişik nizam gökdelen yapılaşma şartıyla inşa edilen yapılar, bu sığ kentleşme anlayışın en önemli göstergesidir. Kentsel dönüşümü; sadece yıllar itibariyle riskli alan ilan edilen yer sayısı ve yıkılan bina sayısı olarak gören yaklaşım devam etmektedir. Ne şekilde olursa olsun eski binayı yıkarak yenisini yapmak ve bu suretle ekonomiyi canlı tutmak iktidarın ana stratejisi halini almış ve bu kapsamda beton ekonomisi hızla yol almaktadır.”
İZMİR VE DİĞER KENTLERE ÖNEM VERİLMİYOR
İktidarın ‘kentsel dönüşüm’denilince akıllarına sadece İstanbul’un geldiğini belirten Tanrıkulu, şöyle dedi: “Günümüzde özellikle deprem yönünden risk taşıyan İzmir gibi diğer şehirlere önem verilmediği ortaya çıkmaktadır. Bu yaklaşımın muhtemel bir deprem felaketindeki faturasının ağır olacağı bugünden bellidir.”
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ DE MAĞDUR
Yıllardır atama bekleyen çevre mühendislerinin, kamuya her personel alımında iddia edilen gelişmiş çevrecilik anlayışı nedeniyle daha fazla kadro beklemekte olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, adında çevre bulunan Bakanlığın, her ne hikmetse çevre mühendisine ihtiyaç duymamasının üzüntü verici olduğunu belirterek, Bakanlığın yetersiz ve kısa bir eğitim sonucunda çevre görevlisi personeli alımı yerine, ülkemizin gerçek ihtiyacı olan çevre ve çevreciliğin eğitimini alarak bu bölümden mezun olan çalışanların biran önce bakanlık ve teşkilatında istihdam edilmesini istedi.
MHP İLKÖĞRETİMDEN İTİBAREN ÇEVRE BİLİNCİ DERSLERİ KOYULMASINI ÖNERİYOR
Türkiye’de çevre bilincinin sadece kamu spotlarıyla artacağını düşünenlere MHP adına önerilerini de dile getiren Tanrıkulu; daha ilköğretim çağlarında ders programlarına çevre bilinci derslerinin yer almasını gündeme getirdi.
TAPU BİLGİLERİNİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLANAMIYOR
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün (TKGM), Ankara’da yaşayan 1 milyon 568 bin vatandaşın tapu bilgilerinin üçüncü şahısların eline geçmesine göz yumduğunu ve bu duruma engel olunamadığını iddia eden Tanrıkulu, Halen Türkiye’deki kişisel tapu bilgilerinin ne kadarının 3’üncü kişilerin elinde bulunduğu muammadır.” diyerek, kurumun bu konuda sorumluluğunu unutmaması gerektiğini belirtti.
SORUNLAR DAĞ GİBİ
“TKGM’de tam anlamıyla yönetememe, çalışanların sorunlarına çare olamama durumu bulunmaktadır” ifadesini kullanan Tanrıkulu, vatandaşların tapu işlemlerinde halen sıkıntı ve sorunlarının devam ettiğini, çalışan sayısının yetersiz olduğunu ve mevcut çalışanların yeterli seviyede özlük ve malî haklardan yoksun olduğunu söyledi.
Kurum çalışanlarının fazla çalışma ücretleri kesilerek, döner sermaye ücreti verilecek vaadiyle uzun yıllardan bu yana oyalanmakta olduklarını kaydeden Tanrıkulu; “Bu yetmezmiş gibi ünvanlı kadrolarda çalışan; bölge müdür yardımcıları, şube müdürleri, uzmanlar baskı altına alınmakta, görev değişiklikleri, unvanlarının alınması ve hatta sosyal medya üzerinden takip yapılması gibi mobbing uygulamaları kurumda devam etmektedir. Tüm bunlar iş verimini, çalışma barışını ve motivasyonu bozmaktadır. Mağdur olan personelin durumu Partimizce de yakından takip edilmektedir” diye konuştu.
Türkiye'nin ihtiyacı olan çevre, şehircilik ve tapu alanındaki hizmetlerin bu yetersiz bütçe ve anlayış ile giderilemeyeceği yeni bir yıla daha girilmekte olduğunu sözlerine ekleyen Tanrıkulu, çevre ve şehircilik alanında umutların yine bir başka bahara kaldığını belirtti.
Foça Haberleri / Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege / Alfa Tivi / Bergama Haberleri / Menemen Haberleri / Dikili Haberleri
Foça Haberleri / Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege / Alfa Tivi / Bergama Haberleri / Menemen Haberleri / Dikili Haberleri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.