MESUT SELEK YAZIYOR
Onlar doğanın birer özgürlük anıtlarıdır.Güneşi yakalamak isterler karanlıkların inadına…Soğuk vurmuş sebzeler,meyveler ne de çabuk çürür yok olurlar …Kardelenler zalim soğuklara ,don iklimlerine,yalaka ayaz rüzgarlarına direnirler.Ki arkala
2007-03-01 22:00:25
Kardelen Çiçeği Olmak
Siz hiç kardelen çiçeği gördünüz mü?Hani şu beyaz dişli kar yorganlarını delerek,silkinip yaşama merhaba diyen rengarenk minik çiçekler…Onlar var olmanın umut müjdecisidirler.Kış ortasında baharı muştularlar size…
Onlar doğanın birer özgürlük anıtlarıdır.Güneşi yakalamak isterler karanlıkların inadına…Soğuk vurmuş sebzeler,meyveler ne de çabuk çürür yok olurlar …Kardelenler zalim soğuklara ,don iklimlerine,yalaka ayaz rüzgarlarına direnirler.Ki arkalarından gelecek çiğdem çiçeklerinin fedaileridir onlar…
Morun güzeli,sarının lezzeti,yeşilin en tazesidir onlar.Yoksulun korkulu rüyası ,beyaz ölüm günleri olan ağır kış kabuslarında yaşamdan umudunu kesenlere her şeye rağmen hayatın ipine sarılmayı öğretir onlar.
Beyaz buzlu kar yığınları bile onların yaşam mücadelesi karşısında “pes “demeyi öğrenirler.
Siz hiç yaşamlarının ilk çeyreğinde hastane köşelerinde inleyerek böbrek bekleyen çocuklar gördünüz mü?Minicik yüreği daha yedi yaşında iflas etmiş “kalp nakli bekleyen”solgun benizli yavrular gördünüz mü?Onlar da birer kardelen çiçekleri değil midirler?İnadına dimdik direnen…
Şairin dediği gibi”Sizin hiç babanız öldü mü?”Babasız….
Anasız kenarda köşede büyümeye çalışan çocuklara hiç içiniz yandı mı?Yüreklerinde sevgi tomurcuğu devamlı canlı kalanlar…Siz hiç acımasız,canavar yürekli canlılar gördünüz mü?Yalnız ve korumasız zavallı minik kedilere işkence eden,boynu bükük köpekleri acımasızca taşlayan insan adı altında orada burada dolaşan zavallıları….?
Siz hiç gördünüz mü…Çıkarları uğrunda her şeylerini…olmayan onurlarını…hiç sahip olamadıkları şereflerini pazara çıkaranları…İki ayak üzerinde yürüyüp ara sıra tuvalete giden…işkembelerine bedava ne bulursa indiren..olmayan yüzlerine tükürüldüğünde koca dilleriyle yalananları….?Ufak makamlar uğruna el-avuç yalayanları..
”-Ben gördüm,çevremde o kadar çok ki bu yüzsüzler”
…..dediğinizi duyar gibi oluyorum…
Onlara karşı onurlu davranışımızı sergilemeliyiz Kardelen çiçekleri gibi direnmeli insan… susmamalı,uğursuzlara her zaman haddini bildirmeli…suskunluk mağlubiyetin başlangıcıdır…Ve unutulmamalıdır ki hainler dumanlı havayı çok severler…Yasa boşluklarını değerlendirmekte üzerlerine yoktur.Ar damarları patladığından kelepçelenmiş halleriyle bile pis pis sırıtarak poz verirler.. Onlar ki kardelen çiçeklerini gördüklerinde kirli botlarıyla tepeleyerek,çiğneyerek onları yok etmek isterler…Çünkü umut, mutluluk,sevgi ve barış kirletir onları…Kan ve ölü çocuklar…ancak tatmin eder onları…Onlara bu zevki tattırmayın..
Bu nedenledir ki kardelen çiçekleri toplu gezmezler..binlercesi geniş arazilere yayılıp karşı tepelerden bakıldığında koca bir ordu gibidirler…İnsafsızların nefeslerini keserler…Sağlık ve enerji doludurlar…Her kara kışta güneşle yeniden doğarlar…
Ne zaman ki sıcak Mayıs güneşi beyaz örtüyü yok eder eritir…bitirir…işte o zaman kar delen çiçekleri de eriyen kar sularıyla bilinmeyene doğru yol alır ve yok olur giderler…Karlı bir kış gününe kadar derin uykularına çekilirler ve yerlerini baharın kır çiçeklerine bırakırlar…
Devir teslim ettikleri de birer onur ve sevgi timsalidirler…çünkü onlar da umut ve yaşama arzusu veren papatyalar,çiğdemler,mis kokulu sümbüllerdir.
Kardelen çiçeklerinin açıp sonra eridiği yerlerde yeni filizlenmiş,birbirini ölümüne seven aşklar ve aşıklar gezinir…Riyasızca…açık yüreklilikle seven Leyla ve Mecnunlar…Papatyalarla fal tutarlar,gelinciklerle yan yana sevişirler…
Yeni aşklar doğar kar çiçeğinin solduğu yerde…
Siz hiç aşık oldunuz mu bir bahar gününde…?
Tüm sevgi çiçekleri sevenleri,sevgi dolu yürekleri alkışlarlar…
Siz hiç kırmızı yanaklı,erik gözlü çocuğun kara saçlarını okşadınız mı?Nasıl bakardı gözlerinize…?
Tüm çocuklar,tüm yörelerde güzel bakarlar…Ta ki kötü yürekli kart kafalı adamlar gelene kadar…
Tüm kara yürekler kıskanırlar sevenleri…Çünkü onlar kanayan delik yürekleri görmek isterler…Onlar ölü çocuk bedenlerinin üzerinden siyaset yaparlar…
Silahlarının rengi karadır…gönülleri gibi…
Siz hiç bomba patlatılan şehirler gördünüz mü?Ambulans seslerinin yanık notaları tek şarkılarıdır onların…
Pörtlek ve kanlı gözlü silah tüccarlarının ve onların ağa babalarının salyalı ağızlarıyla” tam tam danslarını “ yaptıkları yerlerdir oralar…
Savaş platolarının gerçek oyuncuları ,masum sivil mi sivil…çocuk mu çocuk..ihtiyar mı ihtiyar insanlardır onlar …Tüm Dünya çocukları seyretsin diye canlı yayınlarla duyururlar vahşetlerini kainata…Batının tek dişi kalmış kara kanatlı canavarları,değerli devlet büyükleri(?) timsah gözyaşlarıyla seyrederler bitmeyen savaş sahnelerini…
Çocukları acımasızca öldürürken kendi çocuklarına seyrettirmezler parçalanmış insan gövdelerini psikolojileri bozulur diye…Halbuki en büyük canavarı insan kendi yaratmıştır…yanı başında…
Kardelen çiçekleri savaşı sevmezler ki…o nedenle de barut kokusu aldıkları yerde açmazlar…
Ta ki beyaz örtü tüm kirlilikleri örtene dek…Oralarda insanlar aşkın varlığını hissetmeye başlayana dek…Çocuk ölümleri bitene dek…
Siz hiç kardelen çiçekleri gördünüz mü? Eğer görürseniz sevinin…Çünkü onların olduğu yerde it,uğursuz,yalaka,iki yüzlü politikacı, kan emen asalaklar yaşayamaz;onların huzur ortamında yaşama hakkı yoktur.
Dere kenarlarında yetişen
“tere”otları bile yüzsüzlerden daha onurludur.Hiç olmazsa iştah açarak sağlık verirler.
Çiçeklerin olduğu yerde sevgi,barış,aşk vardır aşk…Sevgililer göğüslerine taksınlar diye…
Savaşın olduğu yerde yaşayan ölüler kol gezer,daha çok canlıyı yok edecek silahlar satılsın diye…
Sahi…Siz hiç kardelen çiçeği gördünüz mü?Buralara Kar yağmıyor ki nereden göreceksiniz…Alçaklarda bulamazsınız onları…yükseklere çıkmanız gerek…
Eğer yakınınızda görmek istiyorsanız bir çocuğun nemli gözlerindeki masum bakışlarına dikkatle bakmanız yeter…!!!
Gözbebeklerindeki umut ışıkları, kardelen çiçeklerinin yapraklarındaki küçük çiğ tanelerinin yansımasıdır onlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.