22 Aralık 2024
  • İzmir12°C

KÖLE SİMSARI BÜROLARI’NA HAYIR DİYORUZ

Aliağa Haber / Foça HaberAliağa / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir Yeni Vizyon Gazetesi / 2016 yılı, emeği ile geçinen kitlelerin haklarına yapılan yoğun saldırılarla başladı.

Köle Simsarı Büroları’na Hayır Diyoruz

16 Şubat 2016 Salı 16:35

KÖLE SİMSARI BÜROLARI’NA HAYIR DİYORUZ
Aliağa Haber / Foça HaberAliağa  / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir Yeni Vizyon Gazetesi
2016 yılı, emeği ile geçinen kitlelerin haklarına yapılan yoğun saldırılarla başladı. Sermaye sınıfı ülkenin hassas dönemini hiçe sayarak siyasi iktidar ile birlikte yangından mal kaçırırcasına işgücü piyasasını kendi sınıfsal kaygıları çerçevesinde düzenlemeye girişmiştir. Özellikle böyle bir dönemde menfaat derdine düşen bu kısımları kınıyoruz.
Tüm bu yapılan düzenlemelerin, işçilerin kıdem tazminatını budamanın temelini atmak olduğunun farkındayız. Hem doğum yapan kadınların işgücü piyasası dışına çıkarılması, hem de evden ve çağrı üzerine çağrılma ile Özel İstihdam Büroları ile ilgili yasa teklifleri, kıdem tazminatı hakkının budanmasına zemin hazırlamaktadır. 
 
Geçtiğimiz aylarda 11. Çalışma meclisi işlevsiz bir şekilde toplanıp, hiçbir şey sağlıklı tartışılmamışken ve özellikle özel istihdam büroları gibi yeni kölelik düzeni olan bir konu gündeme getirilmemişken; ne oldu da böyle bir düzenleme hazırlama gereği duyuldu? Siyasi iktidarı bu denli sıkıştıran dinamiklerin ne olduğunu emek tarafı olarak merak ediyoruz. 
 
Sosyal taraflarca onay verilmeden Meclise sunulan düzenleme ise tam bir garabet. Sendikalar ve bu bağlamda da masada bulunacak olan işçi Konfederasyonları bu tehlikeye tüm güçleri ile dur demelidirler. 
 
Emeği ile çalışanların genelini oluşturduğu ve onlarca yıl süren mücadelelerle belli bir düzene kavuşturulmuş olan çalışma yaşamı düzeni alaşağı edilmekte,  özellikle örgütlü işçi sınıfına ve örgütlerine büyük  ve öldürücü darbe vurmanın zemini hazırlanmaktadır. 
Meclise sunulan özel istihdam büroları ile ilgili yasa teklifinde, işverenin çalıştırdığı işçilerin “sadece”   ¼’ünü, 10’dan az işçi çalıştıran işverenlerin ise işçilerin tamamını bu kapsamda çalıştırabileceğine hükmediliyor: Bu durum, çalışma yaşamının yaklaşık yarısının esnek-köle pazarında savrulması anlamına geliyor. SGK’nın resmi internet sayfasındaki, 2015 Kasım istatistiklerine göre, toplam işyeri sayısı 1 milyon 736 bin 832’dir. Bunlardan 1 milyon 482 bin 226 işyeri ise 10’dan az işçi çalıştıran işyerleridir. Buda Türkiye’deki işyerlerin yüzde 85,34’üne denk gelmektedir. 
 
Bu işyerlerinde çalışan işçi sayılarına baktığımızda ise, aynı istatistiklere göre, ifade edilen işyerlerinde  4-a statüsünde  sigortalı  çalışan toplam 14 milyon 40 bin 15 kişi bulunmaktadır. 10’dan az işçi çalıştıran işyerlerinde çalışanların sayısı ise 4 milyon 17 bin 135 kişidir: çalışanların yüzde 28,61’i. Bunların tamamı esnek çalışmayı sağlayacak olan simsarlardan karşılanabilecek. Ayrıca tasarıya göre diğer işyerlerinde çalışanların 1/4 ‘nü de alırsak,  yani  10 ve üzerinde işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan 10 milyon 22 bin 880 kişinin ¼’ü 2milyon 505 bin 720 kişi yapmaktadır. Yani bunlarla birlikte Köle Simsarı Bürolarına teslim edilerek, artık emeklerine ikinci bir elin uzanacağı işçi sayısı 6 milyon 522 bin 855 kişidir: Bu da Resmi  verilere göre kayıtlı çalışanların yüzde 46,45’ine denk gelmektedir.  Kısaca çalışma yaşamının tamamı esnek denilen ve “güvenceli esneklik” olarak sunulan düzenleme, sonuçta emeği ile geçinen kitlelerin geleceklerinin çalınmasına “geleceksizliği” yol açacağı açıktır: Ve yeni çalışma düzeni “düzensizlik” olacaktır. 
 
Sendikalar ve konfederasyonları, kıdem tazminatı fonuna zemin hazırlayan bu tasarıya tümden karşı çıkmalıdır. Simsar düzeninde çalıştırılacak işçilerin kısa çalışma süreleri ve çalıştırılacağı işkollarının belirsiz olduğu bu düzenleme ile zaten mevcut sendikal barajlar ve işkolları nedeniyle can çekiştirilen sendikalcılık hareketi iyice zayıflayacak ve sendikalar da tarihe karışacaktır. Tam da sermayenin istediği “dikensiz gül bahçesi”ni altın tepside kendilerine sunacak bir düzenlemedir. 
 
Ama, tekrar ifade ediyoruz. Bu düzenlemelerin temel amacı, kıdem tazminatı fonunun işçi örgütlerine zorunlu kabul ettirilmesinin zeminini hazırlamaktır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, yaklaşık 6 buçuk milyon işçinin; yani işgücünün yaklaşık yarısı kıdem tazminatı şartlarını yerine getiremeyecek koşulara tabi çalışmak zorunda kalacaktır. Kıdem tazminatı ücretinin hesaplanmasında 30 ya da 40 günlük ücretle birlikte, hak etme süresi de önemlidir. Şimdi işçi sınıfının örgütlerine bu dayatılacaktır. Eğer bu düzenlemeye tümden dur denilmezse, işçi sınıfı ve örgütleri  kendi mezarını kendi eliyle kazmış olacak. Çünkü 4 ay, 6 ay vb.  esnek çalışmaya tabi tutulacak işçilerin, kıdem tazminatını hak etmelerinin önündeki engel olarak sendikaların “kırmız çizgiler”i gösterilecek ve topluma şikayet edileceklerdir. Sendikaları toplumun hedef tahtası haline getireceklerdir.
 
“Sözde” düzenleme, vergi kaçıran kişilere ve kurumlara dahi işçilerin geleceğini teslim edecek kadar gözü dönmüş; vergi borcunu yapılandırınca aklanmış sayılmış. 
Simsara, işçisinin ücretini üç defaya kadar eksik ödeyebilme hakkı tanınıyor; sözde yaptırım olarak gösterilen bir hüküm, aksine, geniş alan yaratıyor. İşçinin aç kalmasındansa, simsarın karnını kaşıyarak hak yemesi daha çok önemseniyor. Emlakçı mantığı ile işlev görecek bu büroların  hizmet ettiği sektöre bağlı olarak “köle emlak, amele emlak, ırgat emlak bürosu” gibi adlar alması bile hayal olmayacaktır.  
Emeklilik şartlarının gittikçe zorlaştığı mevcut bir çalışma düzeninde, bazen 4 ay, bazen 6 ay, bazen hiç çalışamayan bir işçi köle simsarları büroları aracılığı ile işçi pazarında açık arttırmaya tabi tutulduğunda 50 yıl çalışabilirse ve hayatta kalabilirse belki emekli olabilecek. 
 
Devlet yöneticileri ve siyasi iktidar, egemen sınıfların aygıtı gibi hareket etmekten derhal vazgeçmelidir.Liman-İş olarak buradan özel istihdam büroları adıyla işçilere dayatılan “köle simsarı bürolarına”  karşı olduğumuzu, Türkiye İş Kurumunun kapasitesinin ve tecrübesinin yapılandırma ile iş talep edeni ve arz edeni buluşturabileceğini, ve işçinin hak ettiği ve ürettiği artık değerin simsara değil, kendisine ödenmesi gerektiğini, 4857 Sayılı İş Kanununun zaten yeterince esnek olduğunu, hatta bu esnekliğe dahi karşı olduğumuzu buradan tüm kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.  /EGE BASIN GRUBU
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.