28 Kasım 2024
  • İzmir14°C

"KİRLİLİK YILLARIN İHMALİ"

İzmir’in Aliağa ilçesine gelen İl Genel Meclisi’nin çevre, tarım, orman ve sağlık komisyonu üyeleri ilçede yılların ihmaliyle oluşan çevre kirliliğini ve boyutlarını yerinde inceledi. Aliağa’daki çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerine

"Kirlilik Yılların İhmali"

2006-05-26 02:37:31

ALİAĞA BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI YAŞAR BAYDUR ONARAN “ALİAĞA’DAKİ SANAYİ KAYNAKLI ÇEVRE KİRLİLİĞİ YILLARIN İHMALİNDEN KAYNAKLANIYOR”

İzmir’in Aliağa ilçesine gelen İl Genel Meclisi’nin çevre, tarım, orman ve sağlık komisyonu üyeleri ilçede yılların ihmaliyle oluşan çevre kirliliğini ve boyutlarını yerinde inceledi. Aliağa’daki çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerine etkilerinin araştırılmasına ilişkin önergeyi gündeme alan İl Genel Meclisi, sağlık, tarım, orman ve çevre komisyonlarını harekete geçirdi.  Aliağa’daki demir-çelik fabrikaları ve diğer kirletici vasfı yüksek sanayiden kaynaklanan kirliliğin boyutlarını saptayacak olan komisyon, hazırlanacak bir rapor dahilinde kirliliğin önüne geçilmesi ve insan sağlığının korunmasına yönelik ciddi adımlar atılması için girişimlerde bulunacak.

KOMİSYON ALİAĞA’DA

Aliağa’da kirletici vasfı yüksek sanayi tesisleri ve demir-çelik fabrikalarını mercek altına alan komisyon üyeleri Yenifoça yolu üzerinde bulunan curuf döküm sahalarını da gezdi. Komisyonlara İl Genel Meclis üyelerinden Serdar Değirmenci çevre, Şerif Delibalta tarım ve orman, Dr Ayhan Dizlek ise sağlık komisyonuna başkanlık ediyor. İl Genel Meclis üyelerinin yaptığı incelemelere Ak Parti Aliağa İlçe Başkanı ve İl Genel Meclis Üyesi Uğur Türkan ve Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Yaşar Baydur Onaran’da eşlik etti. İncelemelerin ardından komisyon başkanları, kirliliğin en yoğun yaşandığı yerler arasında gösterilen Horozgediği köyünde halkın sorunlarını dinleyerek açıklamalarda bulundu.  Aliağa’daki Demir-çelik fabrikalarının yarattığı kirliliğin insan sağlığına, tarıma, çevre ve orman arazilerine etkilerinin belirlenmesinin İl Genel Meclisi’nin gündemine geldiğini belirten Çevre Komisyonu Başkanı Serdar Değirmenci, hazırlanacak raporlar doğrultusunda çevreyi kirleten kuruluşlara ne gibi yaptırımların yapılacağı konusunun değerlendirileceğini ifade etti. Değirmenci, “Bizim gördüğümüz kadarıyla uzun yıllardır her fabrika curuf adaları oluşturmuş. Arıtma olmadan derelere akan atıklar, asit dereleri oluşturmuş. Bütün bu olumsuzlukların ayrı ayrı tespitinin yapılması için ilgili müdürlüklerin harekete geçirilmesi gerekiyor. Beş haziran Dünya Çevre Günü’nde bu çalışmaların neticesini açıklayacağız. Toplanacak olan İl Genel Meclisi’nde çevre kirliliği ve kirletenlerle ilgili etkin mücadele başlatacağız. Kirleten bedelini ödeyecek diyoruz hep ama hiç de kirletenlerin bedelini ödediğini görmüyoruz. Bu durum artık böyle olmayacak” diye konuştu. Sağlık Komisyonu Başkanı Dr Ayhan Dizlek ise, sanayinin gelişmesine karşı olmadıklarını ancak çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri olan bir sanayileşmenin de karşısında olduklarını söyledi.  İnsana değer veren bir anlayış gereği hareket ettiklerini belirten Dizlek, insan sağlığını olumsuz etkileyen ve birtakım hastalıklara yol açan kirliliğin araştırılmasının önemine işaret etti.  Tarım ülkesi olan Türkiye’de tarım alanlarının yok olmakla yüz yüze kaldığına dikkat çeken Tarım Komisyonu Başkanı Şerif Delibalta’da yılların yanlışlıklarının bölgeyi içinden çıkılması zor bir duruma sürüklediğini belirtti. Delibalta, Tarım arazilerinin günden güne yok olmasının bir örneğinin Aliağa’da yaşandığını ifade etti.

Horozgediği Köyü Muhtarı Kemal Erim’de komisyona kirliliğin köye olan etkileri hakkında bilgi verdi. 1990 yılından bugüne 45 ölüm hadisesinin yaşandığını söyleyen Erim, bu ölümlerden 35’inin kanser nedenli ölüm olduğuna işaret ederek 3 yıl önce yapılan sağlık taramalarında da köy halkının yüzde 10’nda sağlık bozukluklarına rastlandığını belirtti. Köy halkının elinde bulunan arazileri fabrika sahiplerine satmasının eleştirilmesini doğru bir yaklaşım olarak görmediğini savunan Erim, “fabrikalara yerimizi sattık diye burada ölmek zorunda değiliz. Burada arabalarımızı çürüten suyla insanlarımız banyo yapıyor. İnsanlarımız bu kirliliğin önlenmesi için bu fabrikalara kendilerini zincirlesinler mi?” dedi. Bölgedeki Sanayi kuruluşlarının köy halkından işçi çalıştırmamasını da eleştiren Muhtar Erim, “Fabrikaya almıyorsun, insanımızı, hayvanımızı ve çevremizi zehirliyorsun. Ben sen orada para kazanacaksın diye ölecek miyim?” şeklinde konuştu.

KİRLİLİK YILLARIN İHMALİ

Komisyon üyeleri ve beraberindeki il genel meclisi üyeleri demir-çelik fabrikaları ve horozgediği köyündeki incelemelerinin ardından Aliağa Belediyesi’ne geçti. Belediye meclis salonunda toplanan komisyon üyelerine Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Yaşar Baydur Onaran, belediyenin çevre kirliliği ile mücadele çalışmaları ve çevre projeleri hakkında geniş bir brifing verdi. Aliağa’daki çevre kirliliğinin yılların ihmalinden kaynaklandığının altını çizen Onaran, çevreci yatırımların ve çevre kirliliği ile ciddi mücadelenin son iki yılda başladığını belirtti. Onaran, “1978 yılından bugüne ilçede kirletici vasfı yüksek fabrikalar kurulmuş ve PETKİM hariç diğerlerinin hiçbirine GSM (Gayrı sıhhi Müessese) ruhsatı verilmemiştir. TÜPRAŞ dahil ilçede birçok sanayi tesisi bizim zamanımızda GSM ruhsatı aldı. Halbuki, ağır sanayi’nin işlendiği fabrikalarda GSM ruhsatını almadan bu tip fabrikaların kurulmasına izin verilmemesi gerekirdi” dedi. Geçmiş yıllarda demir-çelik tesislerinin atıklarını dökmeleri için, ne ilgili bakanlıkların ne de belediyenin yer göstermediğine dikkat çeken Onaran, “Demir-çelik fabrikalarından çıkan atıklar olan curuf, tufal ve baca tozu şu an ayrı depolanıyor. 8 milyon ton civarında olan önceden kalmış tehlikeli atık statüsündeki curuf dağları bugün fabrikaların bahçelerinde yığılı olarak bulunuyor. Çevre Bakanlığı ile görüşmeler yaptık. Çaltıderede, ekonomik ömrünü tamamlamış bazalt ve taş ocaklarında şu an fabrikaların bahçelerinde yığılı bulunan tehlikeli atıkları uygun bertaraf koşullarında, yönetmeliğe uygun olarak depolayarak bu kirliliği ortadan kaldırmayı planlıyoruz. Buradaki taş ocakları 15 milyon ton kapasiteli” şeklinde konuştu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.