İZMİR'İN KUZEYİ DIŞ KAPININ DIŞ MANDALI MI?
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi / Ege Haberleri / Aliağa Haber / Foça HaberAliağa / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber /
04 Mayıs 2016 Çarşamba 17:06
İZMİR'İN KUZEYİ DIŞ KAPININ DIŞ MANDALI MI?
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi
Türkiye'nin en önemli ağır sanayi kentlerinden biri olan Aliağa’nın da içinde bulunduğu Kuzey İzmir’in keşmekeşliği ortada…
Mevcudiyetinde iki havalimanı bulunan İstanbul’a Cihan’ın en görkemli havalimanı inşa edilirken, 2. bir havalimanına büyük ihtiyaç duyulan İzmir’de ise bu konu mevzu bahis bile edilmiyor.
İzmir’in Dikili, Kınık, Bergama, Aliağa ve Foça gibi kuzey ilçeleri ulaşımda ciddi sorunlar yaşıyor.
Bu ilçelerin yanı sıra Balıkesir’e bağlı Ayvalık, Edremit başta olmak üzere Çanakkale de İzmir’e ulaşımda başka bir alternatifi olmayan bu güzergâhı kullanıyor.
Sanayi kaynaklı trafik yoğunluğu vatandaşı adeta çıldırtıyor. Petrol tankerlerinin, hurda kamyonlarının ve servis otobüslerinin cirit attığı bu çileli güzergâhın, tek çözümü olan İzmir çevre yolu ise Koyundere’de takılıp kaldı.
Aliağa Ticaret Odası Başkanı Adnan Saka, kuzey İzmir’in trafik yoğunluğu sorununu hemen her platformda gündeme getiriyor. Ama dikkate alan yok! Sorun çözülsün diye adeta çırpınan Adnan Saka, kendi söylüyor, kendi dinliyor.
Bilindiği üzere Çanakkale’yi İzmir’e bağlayan karayolu Aliağa’nın içinden geçiyor. Son 25 yılda araç sayısı defalarca katlanırken, Aliağa’dan geçiş güzergâhı 1980’li yıllardaki konumunu koruyor.
Aliağa’dan transit geçişleri büyük ölçüde rahatlatacak olan köprülü kavşak ile battı çıktı projeleri de, siyasi çekişmeler nedeniyle gerçekleştirilemiyor.
Nasrettin Hoca’nın alacağını isteyen komşusuna, “Kapının önüne dikenli bitkiler diktim. Yoldan geçen koyun sürüleri, bu dikenlere sürtünecekler. Dikenlere takılan yünleri toplayacağım. Bu yünlerden iplik yapıp, satacağım. Sana olan borcumu ödeyeceğim” dediği misal, Aliağa’da AK Parti’yi temsil edenler de; “Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım söz verdi, yapacağız” diyerek, sürekli umut tazeliyor.
Öte yandan özellikle yaz aylarında ve hafta sonlarında on binlerce aracın kullandığı Foça yolu da 3. Dünya ülkelerinin yollarını andırıyor.
Foça’yı Çanakkale asfaltına bağlayan 26 kilometrelik karayolu, tam bir çile yoluna dönüşmüş durumda. Foça’dan Türkeli kavşağına ulaşan araçlar, Çanakkale karayoluna çıkabilmek için en az yarım saat konvoy halinde bekliyor. Yolun darlığından kaynaklanan trafik kazaları da cabası…
Lütfen hiç kimse bana ‘cek-cak’ edebiyatı yapmasın. Ben mecbur muyum 2016’nın Türkiye’sinde, ülkemizin batıya bakan yüzünde ulaşım sıkıntısı çekmeye?
Haydi, kendi arabamızla seyahat etmekten vaz geçtik, pekâlâ kedi olanı bir fare tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşım hizmetine ne demeliyiz?
Diyelim ki Foça’dan Konak’a gideceksiniz. Foça’dan bin Hatundere’de in, Hatudere’den bin Menemen’de in, Menemen’den bin Halkapınar’da in, Halkapınar’dan bin Konak’ta in… Okurken bile başınız döndü değil mi?
Ayrıca çok büyük talep olmasına rağmen, şehir dışında kalan Aliağa İzban istasyonundan, kent merkezine belediye otobüsü hizmetinin verilmemesi ve Aliağa’dan Bergama’ya devam edecek olan demiryolu hattı yapımının yılan hikâyesine dönüşmesi konularına hiç girmiyorum bile…
İzmir’in kuzey hinterlandında sorunlar sadece ulaşımla sınırlı değil elbet. Yörede yaşayan tüm halkın ihtiyacına cevap verebilecek, tam teşekküllü, bölgesel ve merkezi bir Hastanesi bile yok kuzey İzmir’in…
Bergama’da tarih, Foça’da balıkçılık ve tarım, Dikili’de turizm ve jeotermal, Aliağa’da ise sanayi ve denizcilik yaygın. Ama böylesine bir potansiyel zenginliğe sahip olan İzmir’in kuzeyi bu değerlerini artıya çeviremiyor. Mesleki üniversiteler, kuzey İzmir’e bir türlü yönlendirilemiyor. Dolayısıyla kuzey İzmir, eğitim ekonomisinden de faydalanamıyor.
Kentin kuzeyi gerçekten önemsenmiş olsaydı, Gaziemir’e kurulan ‘Fuar Alanı’ İzmir’in kuzeyine yapılırdı. Üniversite, Havalimanı ve Fuar Alanı gibi yatırımlara layık görülmeyen İzmir’in kuzeyi maalesef Şakran Cezaevi’ne layık görüldü.
Bu arada belirtmek isterim ki; AK Parti’nin İzmir’i cezalandırdığı yönündeki eleştirilere ben hiç itibar etmiyorum. Zira Sayın Aziz Kocaoğlu, kendi partisine mensup olmayan Belediye Başkanlarına ne derece yaklaşıyorsa, kuşkusuz merkezi hükümette bulunan AK Parti de aynı hassasiyette yaklaşıyor İzmir’e…
İzmir’in en büyük sorunu Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ gibi, Aziz Kocaoğlu’na “Beni yeter ki CHP’den bir daha aday yap, ondan sonra hiçbir şey yapmasan da razıyım” diyen, İlçe Belediye Başkanlarıdır.
Gerçi hoş, kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş. İzmir’in kent merkezi bile ilgisizlik ve bakımsızlıktan kan ağlarken bende kalkmışım, kuzey İzmir’in yeterince desteklenmediğini anlatmaya çalışıyorum.
Kaldı ki icracı Bakanlıklardan bile çok daha büyük bir bütçeyi yönlendiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, her şeyini ihale yöntemiyle gerçekleştirmesine rağmen kadrolarını şişirmeye devam ediyor. Sözün özü: büyükşehir, bir yumurtayı beş kişiye taşıtmaya devam ettiği ve belediye imkânlarını lay lay lom işlere harcanmaya devam ettiği sürece sittin sene İzmir’in yarasına merhem olamaz!
Bunun içindir ki İzmir’in kuzeyinin tıpkı Osmanlı döneminde Saruhan Sancak Beyliği’nin denize açılan kapısı olduğu gibi, yeniden Manisa’ya bağlanması…
Ya da ülke ekonomisine Anadolu’da ki birçok şehirden bile daha fazla girdi sağlayan Aliağa’nın Dikili, Kınık, Bergama ve Foça ilçelerinden oluşan bir il konumuna getirilmesi elzemdir.
İzmir Haberleri / Manisa Haberleri / Aydın Haberleri / Denizli Haberleri / Kütahya Haberleri / Afyonkarahisar Haberleri / Uşak Haberleri / Muğla Haberleri / Ege Haberleri /
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.