24 Kasım 2024
  • İzmir10°C

İZMİR’E VİZYON VE TECRÜBE GEREK

Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege / Alfa Tivi AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, İzmir’in Türkiye’nin başa güreşen şehri olmayı hedef edinmesi gerektiğini söyledi.

İzmir’e vizyon ve tecrübe gerek

18 Mart 2014 Salı 22:15

BİNALİ YILDIRIM: İZMİRLİLERDEN 5 YILLIĞINA YETKİ İSTİYORUM
Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege / Alfa Tivi
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, İzmir’in Türkiye’nin başa güreşen şehri olmayı hedef edinmesi gerektiğini söyledi. 
 
İzmir’in “tecrübe hizmeti”ne evet diyeceğini kaydeden Yıldırım, “Tevazu göstermeyeceğim, 11 yıl boyunca Türkiye’nin her yerinde hizmet ettim.  Türkiye’nin kaderini değiştirecek işlerin altına imzamı attım. İstiyorum ki İzmirliler bu tecrübeyi görsünler. İzmirlilerden 5 yıllığına yetki istiyorum. İzmir’i Türkiye’nin parlayan yıldızı yaparım” dedi. 
 
İzmir’in nüfusu dışında hiçbir göstergesinin ön sıralarda olmadığını kaydeden Yıldırım, İzmir “İzmir’i kendi haline bırakın” diye konuşan bir anlayışla yönetiliyor. Mevcut başkan bundan memnun olabilir ama İzmirlilerin bu durumdan memnun olduğunu sanmıyorum. İzmir Türkiye’nin başa güreşen kenti olmalı. Herkesle kavgalı bir yönetici İzmir’i de herkesle kavgalı hale getirmeye çalışıyor. İzmir’de Türkiye’nin bir özeti, İstanbul’da Türkiye’nin bir özeti. Siyaset benim anladığım bir şey değil. Ben siyasetin tek boyutunu bilirim. Siyaset insan hayatını kolaylaştırıyorsa o zaman anlam kazanıyor. Biz hizmet ederiz, gerisi bizim için teferruattır” diye konuştu. 
 
“İzmir’e vizyon ve tecrübe gerek”
Binali Yıldırım, bir televizyon programının (NTV Mehmet Barlas ile 45 dakika) canlı yayın konuğu oldu. Yerel yöneticilerin gelişen ihtiyaçları görmeleri ve anında çözüm üretmeleri ve yapmaları gerektiğini ifade eden Yıldırım, “İzmir’de fuar denilince Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi akınına uğradığı günlerin unutulduğunu sözlerine ekleyen Yıldırım, 10 yıldır ziyaretçi artışı yok. Dünyaya açılması gereken, hamle yapması gereken İzmir’i hizmet yoksunu yaptılar” dedi.
 
“Siyaset yapmadım, hep hizmet daima hizmet ettim”
Yıldırım, İzmir’de yöneticilerin iş bilmezliklerinin üstünü başka türlü söylemlerle örtme çabasında olduklarını kaydederek şöyle konuştu; “Bir korku siyaseti yapılıyor ve abartılmaya çalışıyor. Karabağlar’a, Buca’ya, Beydağ’a gidiyorum böyle bir şeyle karşılaşmıyorum. CHP’liler bu algıyı amansız bir şekilde yayıyorlar. Başkan herkesle kavgalı. İstiyor ki İzmir de kavgalı olsun. Valiyle kavgalı, kendi partilileriyle kavgalı, istemediği kişileri aday bile yaptırtmadı. ‘İzmir’de yaşam tarzına müdahale edecekler” diye diye korku siyasetiyle bize mesafe tutmaya çalışıyor. Bu bize zarar vermez İzmir’e zarar verir. Sürekli yaşam tarzından bahsediliyor. Ulus’taki, Bebek’deki, Beyoğlu’ndaki yaşam tarzıyla Konak’la Alsancak’la bir farkı var mı? Oralarda AK Parti uzun yıllardır iktidar. Hangi yaşam tarzında bir değişiklik olmuş ki İzmir’de olsun?Konu hizmet olunca siyaset teferruattır. Ben bunu sürekli uyguladım. Asla ve asla işimi yaparken siyaseti hiçbir zaman karıştırmadım. Sürekli hizmet. Niye benim insanım hayıflansın Avrupa’da böyle diye? Atatürk yapmış, Cumhuriyeti ilerletmiş, yollar yapmış, demir yolları yapmış. Bu hedefi koymuş ve kıt imkanlarla bunu yapmış. Ama 80 yıl sonra bile bizden okul istediler, yol istediler. Biz yaptık.
 
“Doğrusu da bizim, yanlışı da”
Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay’ın muhalif duruşu hakkındaki soruyu da şöyle yanıtladı; “Ayrıldıktan sonra kendisiyle karşılaşmadım. O zaman kampanyayı birlikte yürüttük. 35 projeyi birlikte taahhüt ettik. Beraber hazırladık. Beraber devam ettik. Daha sonra kabine değişikliği oldu. Yanılmıyorsam 1,5 yıl önce. Ondan sonra tabi Ertuğrul Bey muhalif duruş sergiledi ve tenkit etmeye başladı. Bu ilk değil. Geçmişte de oldu. Abdüllatif Şener, Erkan Mumcu da hükümetin icraatlarını tenkit ediyorlar. Ayrıldıktan sonra söylüyorlar. Öyle olunca vatandaş itibar etmiyor. Ben geçmişten tecrübe ediyorum. Vatandaş, ‘kardeşim bakanlık varken sesin soluğun çıkmıyor, bakanlık gittikten sonra nereden çıktı’ diyor. İnandırıcı bulmuyor. Siz bu hükümetin içerisinde görev yapmışsınız. Doğrusu ile yanlışı ile her türlü kararı altına imza koymuşuz. Bakanlar Kurulu’nun ortak sorumluluğu var. Doğru da yanlış da hepimizin. Doğru iş olursa herkes sahip çıkıyor yanlış iş olduğu zaman herkes ortadan kayboluyor.”
 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.