23 Kasım 2024
  • İzmir16°C

İLMEK İLMEK DİYANET

2012 bütçesini bakanlar kurulu bilmem hangi restoranda kutlarken, TAVADA BÜTÇE adıyla bir yazı kaleme almıştım..O bütçe yıl sonunda bütçe açığını ayarlamak üzere vergi ve zam olarak bizlere dönmüştü.

İlmek İlmek Diyanet

29 Ekim 2012 Pazartesi 22:40

        İLMEK İLMEK DİYANET / HASAN KARAŞAHİN YAZDI  ALİAĞA EMEKLİ - SEN ŞUBE BAŞKANI

       2012 bütçesini bakanlar kurulu bilmem hangi restoranda kutlarken, TAVADA BÜTÇE

adıyla bir yazı kaleme almıştım..O bütçe yıl sonunda bütçe açığını ayarlamak üzere vergi ve zam olarak bizlere dönmüştü.

Çalışanlara %3-4 lük ücret artışı yapılırken.Sermayeye sonsuz bir teşvik,kredi ve muafiyetler getirmişti.

2013 bütçesi de geçti meclisten…göreceğiz,yaşayacağız.

        Bütçeler, ülke ekonomisinin, hatta siyaset mekanizmasının temel yönelimlerini ve kimlerin milli gelirden ne kadar pay alacağını önceden belirleyen belgeler olarak, hükümetin siyasal ve sınıfsal tercihlerini en somut olarak yansıtan metinlerdir…

2013 bütçesi de aynı mantık çerçevesinde hazırlandı ve böylece önümüzdeki yılın gelir ve harcamaları, kimden ne kadar vergi alınacağı bütün ayrıntıları ile  bütçe içinde yer alıyor…

       AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde bütçeler üzerinden gittikçe yoksullaşan halkın sırtına yüklenen dolaylı vergiler sürekli arttı. Buna karşın özel sektöre “teşvik” adı altında yapılan kaynak transferleri, vergi indirimleri, faiz ödemelerinde sermayeye sağlanan avantajlar, sağlık ve sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi istikrarlı bir şekilde sürüyor.

       Gelir dağılımı adaletsizliğinin daha da derinleşmesi ve bölüşüm politikalarının sürekli olarak emekçiler aleyhinde biçimlendirilmesi, AKP hükümetinin kimden yana olduğunun en net göstergesidir.

AKP hükümetinin vergi ve bütçe politikalarındaki adaletsizliği ve vicdansızlığı, vergi gelirlerinin yüzde 80’ini, çalışandan toplarken, sermeyeye vergi cenneti bir Türkiye vaat etmektedir.  Sermayeye değişik uygulama ve yöntemlerle gelir vergisinde yüzde 80 civarında muaf olduğu bir ülkede, tüm zenginliğin yüzde 80’ini elinde bulunduran yüzde 20’lik kesim, adaletsiz ve vicdansız şekilde sadece yüzde 20 vergi ödüyor. Halk ise merkezi bütçenin yüzde 80’ini karşılayan ve bu bütçenin de en mağdur kesimini oluşturmaktadır.

Adaletsizlik ve vicdansızlık sadece vergi toplamada değil, bütçenin dağılımında da kendisini göstermektedir. Sosyal ve demokratik devletlerin asli görevi, sosyal ve kamu hizmetlerini halkına eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir şekilde sunmak iken, AKP hükümeti vergilerimizi kamu hizmetlerine aktarmak yerine, özel sektöre ve yandaşlarına aktarmayı hedefleyen bütçe yapmayı hedeflemiştir. Paran kadar sağlık ve paran kadar eğitim hizmeti ile doğuştan kazanılmış olan bu hakları ve hizmeti, paralı hale getirmiştir.

Sağlık hizmetlerinde iyileşmenin aksine, katkı payıyla sağlık hizmeti paralı hale getirilirken, Diyanetin bütçesi, bir bakanlık bütçesi kadar artırıldı.

Hatta 11 bakanlığın bütçesinden daha fazla, Diyanet işleri başkanlığının bütçesi.

Halkın hak arama bilincini köreltmek, itaatkâr kılmak için devlet diniyle, Diyanet, din okulları ve din eğitimleri üzerinden toplumu teslim almak istiyor. Bunun için de Diyanet İşleri Başkanlığına devasa bütçeler ayırıyor.

Diyanet başkanlığı, 2012 yılında 3 milyar 891 milyon liralık bütçeye sahipken, 2013 yılı bütçesinden kendisine  4 milyar 604 milyon lira ayrıldı. Diyanet başkanlığının bütçesindeki yüzde 18.3’lük artışı, emekçilerinin maaşlarına yansıtmayan devlet, çalışanlara yüzde 4’lük zammı reva gören bir zihniyet bütçedir.

Diyanet'in bütçesi sağlık, kültür, eğitim ve bilimden daha önemli görülmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, 2013 bütçesindeki paya bakılırsa, aşağıdaki tabloda olduğu gibi 11 bakanlık bütçesinden daha fazla.

İşçiler, kamu emekçileri,emekliler sunni gündemlerle oyalanırken aleyhlerinde çıkarılan sendika ve toplu iş yasası,esnek çalışma,ve kamu çalışanlarını güvencesizleştirme bir bir sizlerin/bizlerin oylarıyla oluşturulan meclisten geçiyor.

AKP iktidarı toplumun duyarsızlığından,örgütsüzlüğünden var olan örgütlülüklerin yetersizliğinden  medyanın desteğiyle  aldığı cesaretle dindar ve militarist bir bütçe hazırlayarak meclisten geçirdi.

Şimdi aklımızı başımıza toplama zamanı….Örgütsüzsek örgütleneceğiz. Şayet bir örgütümüz var ise onun daha aktif olması için çaba  göstereceğiz. Katılacağız.

Siyasetin profesyonellerine değil bize benzeyen bizden olanlara inanacağız,güveneceğiz.

Siyaseti bir avuç parası bol insanların mesleği olmaktan çıkarıp bizzat katılıp,yön vereceğiz.

Bu hayatı değiştirmek için çaba göstereceğiz.

Yaşadıklarımız sırf kötülerin yaptıklarından değil,kötülüklere,haksızlıklara sesini çıkarmayan

milyonların sayesinde…Bizlerin sayesinde.

Büyük usta nazım hikmet’in dizeleriyle yazımı sonlandırmak istiyorum…

‘’ hani şu derya içre olup

                    deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.

Ve bu dünyada, bu zulüm

                    senin sayende.

Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer

ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak

                          kabahat senin

—        demeğe de dilim varmıyor ama-

               kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!’’

butce.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.