HÜR ERDEM ÜNAL YAZDI

MAALESEF !!!

     Sevgili dostlar geçen yazımda “Gençlik ne istiyor” diyerek gençliğin sorunlarına dikkat çekmiştim. Şimdi hepimiz oturalım gerçekten geçliğimiz ne istiyor ve Aliağa’ daki gençler nereye koşuyor diye düşünelim. Hepimizin bildiği gibi son zamanlarda şehrimizde suç oranlarında gözle görülür bir artış yaşanmaktadır. İşlenen bu suçların odağında da büyük oranda gençler yer almaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfalarında sıklıkla görüyoruz ve duyuyoruz. Gün geçmiyor ki bir genç bıçaklanmasın bir genç vurulmasın. Neredeyse her hafta bir olay yaşanmaktadır. Gençlerimiz, henüz hayatlarının baharında en verimli olması gereken çağlarında ya mahkum oluyor ya da ölüyorlar. Ne İçin? Ne Uğruna? Bir Hiç İçin. Bir Hiç Uğruna, MAALESEF…  Buradan bütün ailelere sesleniyorum. Lütfen çocuklarınızla oturup konuşun, onları dinleyin ve de size olan korkularını ve çekincelerini yenmelerini sağlayın. Bilindiği gibi kazaların bir kısmı, kavgaların büyük bir kısmı alkolden meydana gelmektedir. Şimdi bir de buna uyuşturucu haplar eklenmiştir. Evet yanlış okumadınız; uyuşturucu haplar diyorum bir kez daha maalesef diyerek. Çok merak edilecek bir şeymiş gibi bir birlerine nasıl kafa yaptığını, nasıl insanı uçurduğunu anlatıyorlar. Evet uçuruyor ama nere uçuruyor? Bunu size soruyorum sevgili Aliağalılar. Nasıl bir insan olmalı ki bir başka insanı öldürebilme cesaretine sahip olsun. Ya psikopat olmalı yada akli dengesi yerinde olmamalı. İkinci seçenek diyorum. Çünkü o yaşta bir genç psikopat olamayacak kadar masum olduğuna göre akli dengesi yerinde değildir. Kişinin ruh sağlığının bozulmasına kullanılan haplar yada aşırı dozda alınan alkol sebep oluyor.

     Her aile çocuğunun büyüyüp vatana millete faydalı birer birey olmasını istiyor. Bunu istemesine karşılık acaba ne çaba gösteriyor? Vatana, millete ve ailesine faydalı bir fert yetiştirmek sadece okula, daha iyi okula göndermekle, cebinden harçlığının hiç eksik edilmemesi ile, bir dediğinin iki edilmemesi vs. ile olmuyor. Önemli olan yetiştirmekte olduğunuz çocuğunuza daha o gencecik dönemlerinde milli ve manevi değerleri verebilmek ve onunla arkadaş olabilmektir. Arkadaş olursan onu daha iyi tanıyabilirsin, onu daha iyi gözlemleyebilirsin ve böylelikle de size daha yakın olan çocuğunuzun sizden hiçbir şey gizlemediği güzel bir diyalog ortamını yakalarsın. Yeter ki iyi bir empati ile siz o elektriği ve güveni çocuğunuza verin.

      Aileler ve toplum iyiyi güzeli ve olması gerekeni gösterirken bu arada gençlere hiç mi görev düşmüyor? Düşüyor tabi ki de. Peki gençler ne yapacak, nasıl davranacak? Onlar da arkadaş çevrelerini iyi seçecekler, kötü alışkanlıkları olan kişilerle arkadaşlık etmemeye gayret gösterecekler, etrafında buna benzer kişiler var ise ( hap satıcısı, kullanıcısı vb.) bunları gerekli yerlere bildirmekten hiç çekinmeyecekler. Şunu hiçbir zaman unutmayalım toplumun yapısını dinamitleyen, gelecek sağlıklı nesilleri zedeleyen kişileri gerekli mercilere bildirmek ispiyonculuk değil, bir VATANDAŞLIK görevidir.

Sevgili Gençler;

Eğer gelecek nesillerin mimarı siz gençler olacaksanız, ülkemizin içinde bulunmuş olduğu duruma ve dünyada olup bitenlere kulak tıkamadan şöyle bir gözleyip, analiz etmelisiniz. Gelecek nesilleri sağlam temeller üzerine kurulmuş ülkeler, dünya üzerinde söz sahibi ve yönlendirici olmuş ve günümüzde de böyle olmaktadır. Eğer bizde dünya devletleri arasında ülke olarak söz sahibi ve yönlendirici olmak istiyorsak, kendimizi daha iyi yetiştirerek, geliştirmemiz gerekmektedir. Bu sorumluluk sahibi her Türk gencinin görevidir.    

Hür Erdem Ünal

Kent Konseyi Genel Sekreteri