HAKKI ÜLKÜ RÖPORTAJI 2013 BÖLÜM 2
ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / Şefik Tereci 2004’de böyle mi aday oldu? Evet. Orada dediğim oldu. Bir nevi kardeşini harcadık ama kendi yörende senin isteğine uyalım dediler adeta. Şefik Tereci’nin kazanacağından emin miydiniz? Emin değildim.Çünkü
14 Nisan 2013 Pazar 23:09
RÖPORTAJIN BİRİNCİ BÖLÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ
https://www.gunaydinaliaga.com/news_detail.php?id=8954
HAKKI ÜLKÜ RÖPORTAJI BÖLÜM 2 / SON
ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / Şefik Tereci 2004’de böyle mi aday oldu?
Evet. Orada dediğim oldu. Bir nevi kardeşini harcadık ama kendi yörende senin isteğine uyalım dediler adeta.
Şefik Tereci’nin kazanacağından emin miydiniz?
Emin değildim.Çünkü 6 aday adayının bir tanesi aday olduktan sonra hepsinin başka yerlere dağılacağına çok emindim.Nitekim öyle de oldu.
O zaman neden Tereci için ısrar ettiniz?
E Onun hakkı. Vefa olayı bu. En son ilçe başkanımız. 6 yıla yakın ilçe başkanlığı yapmış. Ben şimdi şuna da hayret ediyorum; Şefik Tereci’ye karşı duruyorlar, bilmem ne. Burada belediye içinde bulunanlar veya daha önce bahsettiğim kongrede bulunanlar halen daha hayret ederim,ilçenden çıkmış bir Belediye Başkanını,Milletvekilini delege yapmamak için niçin çırpınıp durursun be mübarek insan.Sevmeyebilirsin,ama o başka şey.İnsan diğer Siyasi partilere karşı ne cevap verebilirim diye de düşünmeli. Son kongrede Mavi listeyi destekleyenler Belediye Başkanını il delegesi yapmamak için gayret gösterdiklerinde o arkadaşlara; olmaz öyle şey ben kendisini sevmesem de taşıdığı sıfat nedeniyle mutlaka il delegesi sıralamasında yer alacaktır, dedim.Birileri, ama vekilim onlar seni yazmıyorlardı dediklerinde de yeteri kadar parti terbiyesi almamışlar kendilerini tatmin etmek için bu tür etik olmayan davranışlar sergilerler diye de yanıtladım. Çünkü biliyorum ki geçmişte İhsan Alyanak gibi bir efsaneyi delege yapmayan bir gurup insan kongre salonunda eyvah biz ne yaptık diye dövünüyorlardı.Umarım beni daha önceki kongrelerde yazmayanlar da aynı şekilde pişmanlıklarını hiç değilse kendi vicdanlarında muhasebeleştirmişlerdir.
Özlem Şan, listesinde Turgut Oğuz’u İl Delegesi yazmayacak mıydı?
Sormadım ona. Özlem Şan’a “Turgut Oğuz’u mutlaka İl delege listesine yazın,o. olacak” dedim. Bana yazarız, yazmayız demedi. Listeler ortaya çıkınca ve onun ismini görünce rahatladım.Çünkü İl Kongresine ister eski ister yeni, Belediye başkanı olmadan gitmek bana göre ayıp bir şeydir
Siz Turgut Oğuz’a karşı birisiniz. Israrınız niye?
Olsun, yine aynı durum olsa yine yazarım. Bazı arkadaşlarımıza particiliği de öğretmek gerekiyor. Bir Sosyal Demokrat partide, hatta tüm siyasi partilerde doğru davranış modeli budur. Bana karşı yapılanı ben başkasına yaptırtmam. Yaptırtmadım.
Kongreler bitti, atanarak gelen Özlem Şan ilk kez seçildi. 2009’da Turgut Oğuz belediye başkan adayı oldu. Sizin bir adayınız var mıydı?
Ben kendim belediye başkan adayı olmak istedim. Olamayınca destekledik. Başka bir adayım yoktu benim.
O dönemde girişimlerde bulundunuz ama veto yediniz. Neden?
Onu bilemiyorum. Henüz daha bizim dönemimiz değildi. Kemal (Anadol) faktörü vardı. 2009 seçimlerinde CHP’den kim olursa olsun kazanabilecek bir hava vardı. Çok fazla üzerinde durulmadı ama, “Turgut Oğuz varsa, ben de varım” dedim. Çünkü, bana karşı yapmış olduğu davranış biçimleri, benim bu cümleyi söylememi gerektiriyordu. Ama daha sonraki zamanlarda Kemal Anadol faktörü aşılamayacağı için zaten umudum yoktu. Çünkü Kemal Anadol, kongrelerde Divan başkanı olan, Turgut Oğuz’u aday yapan, hatta aynı durumda olsalar bir daha Turgut Oğuz’u aday yapacak olan bir kişi.
Neden Kemal Anadol’un böyle bir tutumu vardı. Turgut Oğuz’a veya size yönelik?
Genel Merkez’de Baykal karşıtı davranmam nedeniyle bana karşı bir tutumu vardı. Bunun sonucu olarak Turgut Oğuz atandı, ben de destekledim.
Turgut Oğuz’a oy verdiniz mi?
Tabii, oy verdim. Seçim öncesi İlçe başkanı Vasıtasıyla benimle görüşmek istedi. Nereye geleyim dedi bana. “Hiçbir yere gitmene gerek yok, partiye git, ben geliyorum” dedim. Bu gibi konular partide görüşülür. Öğretiyoruz yani. Gittik, oturduk. “bak, ben seni hiç benimsemiyorum. Hele, senin bu çocuğunun ismini verdiğin okulla ilgili davranış biçimini hiç sevmiyorum, hiçbir zaman da sevmeyeceğim. Çebitaş’dan demir aldık. Su basmana kadar biz çıktık. Biliyor musun bunu” dedim. “Biliyorum” dedi. “O demirler orada kullanıldı. Tersliğe bak; insanlar sana hayırsever dediler, Hakkı Ülkü’ye hırsız dediler. Bunu bana bir anlatsana, nasıl bir şey bu” dedim. “Vallaha bilmiyorum ki” dedi..
Turgut Oğuz hiç mi para harcamadı?
Bilebildiğim kadarıyla ve bana söylenene göre 102 Evler’e giderken solda, Rusya’ya giden bir arkadaşından alacağı karşılığında aldığı iki daireyi satarak okula harcadı. O kadar. Bu konuyu en iyi dönemin kaymakamı bilir. Neler çektiğini, nelerle karşılaştığını.Okul bittikten sonra en çok Kaymakamın kendisinin sevindiğini. Yani işin özeti bu okulun arsası ve temelinden çatısına, arsasından duvarına kadar herkesin hayrı ile ortak bir proje olarak tamamlandı.
Ama haksızlık etmeyelim, Turgut Oğuz hayırsever bir vatandaştır. Öyle biliyoruz
Hayırseverim, 5 bin oyum var. Hayırseverim, 5 bin oyum var… diye diye. İnsanlar da bu söylemi samimi buldu. Geçenlerde bir yerde otururken bir arkadaş geldi. Nerelisin, şurdan buradan konuşurken, “ben Kanada’dayım. İzne geldim. Turgut Oğuz’u tanır mısın?” dedi. “Tanırım” dedim. “nasıl birisi” dedi. “Hayırsever vatandaş” dedim. “bana da öyle dedi, hayırsever vatandaş” dedi. Sonra anlattım durumu, çok şaşırdı.
Turgut Oğuz’un şu Aliağa’da yardım etmediği kimse yoktur. Biz öyle biliyor ve tanıyoruz. En azından CHP’de 5-6 yıl İlçe başkanlığı yaptı. Tüm masrafları hep cebinden ödedi.
Olabilir. Ben onları bilmem. Ben de yıllarca cebimden harcadım. Üstelik seçimlere katılarak. O seçimlere de katılmadı. Oturduğu yerden verdi. Belki ayda 500 TL Bin TL. Ben hep koşturdum. Kamyon da verdim, otobüs de verdim. Bir sürü para harcadım o zaman. Nerden para gelecek? Kim verecek?
Turgut Oğuz hayırsever bir vatandaş değil mi? kamuoyu onu öyle kabul etmiş.
Bana göre tartışılır. Şimdi değil. Şimdi çocuğu yolları bozuyor, O düzeltiyor. Öyle değil mi. Okulla ilgili bir anekdot daha anlatayım;
Şimdi Cumhuriyet İlköğretim Okulu olarak bildiğimiz okulun ilk adını “A.S”, “Ş.S” olarak koydurmuş. Ben belediye başkanıyım, arsayı belediye verdi, okul yapıldı.Hatta TÜPRAŞ’a “okulu yapmazsanız, önünüzü kazacağım” dedim. Okulu, TÜPRAŞ’ı sıkıştırarak yaptırdım. Bir gün önüme bir yazı geldi; yeni yapılan ilkokulun kanalizasyon, su bağlantı işleri falan diye. Yazı işleri müdürünü çağırdım sordum. Öğrendik, Okulun ismini kimseye sormadan “Ş.S” diye koymuşlar. Dönemin Valisi Kutlu Aktaş’ı aradım. “Vali bey, durum böyle böyle, nasıl oluyor bu iş dedim. “Reis bey, yardımcı olacaklar okula” dedi. “Ne yardımı olacak ki. Şimdiden söyleyeyim, bilesin; O tabelayı o okula astırmam. O ismi değiştirin” dedim. Vali “Ama yardımın ilk taksidini verdiler” deyince, “Vali bey, kim ne veriyorsa, 10 bin TL fazlasını veriyorum, Babamın ismini koyun o okula” dedim. Vali telefonda birkaç saniye durakladı,peki çaresine bakacağız dedi ve telefonu kapattı.
Sonra bana 3 isim önerdiler, “Cumhuriyet”i ben seçtim.
Turgut Oğuz cebindeki 5 bin oyu gerçekten aldı. 10 bin CHP Oyunu, 15 bine çıkardı. Yani Sağdan oy aldı.
Turgut Oğuz, zaten zımnen sağın adayıydı. Biz de katkıda bulunduk sosyal demokratlar olarak…
Kötü mü oldu? CHP, AK Partiyi devirdi yerelde.
Hayır. Bizim hedefimiz Akp yi devirmek değil miydi. Dolayısıyla öyle oldu. Bu konuda itiraz da yok, çelişki de yok.
2009 seçimi öncesi partideki görüşmenizden nasıl bir sonuç çıktı? Destek kararı çıktı, oylar bölünmedi. Öyle mi?
Ben zaten o görüşmede, “seni destekleyeceğim” dedim. “Bu aşamada ben bir başka tarafa yalpalanmam. Ayrıca hiçbir kimseye de başka partiye oy verdirmem. Buradan çıkıp belli kişilere telefon edeceğim. Yarın da bazı kişilerle görüşeceğim, oylar senin” dedim. Önümüzdeki seçimler için de bir başkası çıkarılırsa karşıma yine aynı şeyi yaparım.43 yıldır ben bu partinin kayıtlı üyesiyim.
Girdiğim hiçbir seçimde yenilmedim diyorsunuz ama 1984’den sonra 2009’da belediye başkanı adayı yapılmayarak siyasi hayatınızda 2. yenilgiyi mi almış oldunuz?
Hayır bu bir yenilgi değildi. Milletvekili adayı olamamak yenilgidir.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan memnun musunuz?
Tabii, memnunum. Bize yakın arkadaşlarımız yönetimde. Yüzde 95’i benim arkadaşlarım.
Turgut Oğuz’un belediye başkanlığı sırasında CHP’de Özlem Şan geçtiğimiz yıl bir kongre daha yaptı. İlk defa, atanmadan seçilmek istedi. Sizden destek istedi. Neler geçti o süreçte?
Benden destek istemedi. Ben destek verdim. Bana göre, belediye başkanı başta olmak üzere belediyenin davranışları ve bana olan uzaklığı, benim seçime müdahale etmemi gerektirdi.
Uzaklık derken, Partiden değil, belediyeden mi?
Tabii, belediye yönetiminden. Partiden kimse uzaklaştıramaz beni.
Biz Turgut Oğuz’dan sizle ilgili olumsuz bir şey duymadık hiç
Duyamazsınız. Konuşsa bile kimi inandırabilir ki? Ama, Eğitim Vakfı’nı teklif ettik, ilgilenmedi. Belediye’de bir şirket var; Mavi bilmem ne demişiz. Çok temiz bir şirket. Ben bile unuttum kurulduğunu. Şirket kurmanın zor olduğu bir dönemde kurmuşuz. Biz iki şirket kurmuştuk. Üçüncüsünü AKP’li belediye kurmuştu.bunlar Belediye ve halkın lehine olan önerilerdi,hiç birine iltifat etmedi.Oysa önerilerimiz gayet mantıklıydı ve adeta parasız danışmanlığını yapmak için yakınlaşmaya çalışıyordum ama her şeyi kendisi bildiği için hep uzak durdu.Hatta torununun sünnetine sokaktan geçen adamları bile çağırdı davet etti beni davet etmedi.Bu bile bir şeyler anlatıyor değil mi?
Jeotermal var, bir de Aliağa belediye şirketi var. Bunun dışında Martı adlı bir şirket daha mı var Belediye’de diyorsunuz?
Evet. Kurmuşuz, bırakmışız yıllar önce.Adı “Martı Özel Eğitim Şirketi”. O şirketi alın dedim. Hizmet üretirken, iş yaparken rahatlarsınız dedim. İlgilenmediler. Söz dinlemiyorlar. Bir şey teklif ediyoruz.
Bir gün başkanlık makamının arkasındaki odada 4-5 kişi oturduk. “10-15 danışman olduğu söyleniyor belediyede. Ben bundan rahatsızlık duyuyorum. Bu danışmanların bir gereği yok. Bunlar bizi kamuoyunda yıpratıyor” dedim. Dinlemediler.Hatta daha sonra. Uğur hoca bana, “Başkan, Geçen gün bize rest çekti. Herkes bir tarafa,falancalar bir tarafa dedi” diye anlattı. Ben de “haa, durum anlaşıldı boşuna yardım elimizi uzatıyormuşuz,demek ki başkan profesyonellerle çalışmak istiyor diye bir kanaata vardım.Oysa seçim sonrasında desteğimi belirten bir yazı da yazmıştım Aliağa ekspreste.
Bu tür duygusallıklar mı sizi üzen?
Sonuncusu duygusallık. Diğerleri duygusallık değil.
Gelelim, kongre öncesi delege seçimlerine. Özlem Şan aday. İlk defa hür iradesiyle seçimlere katılacak. Karşısında Özcan Durmaz var. Parti ilçe sekreteriydi. Hakkı Ülkü tercihini neden Özlem Şan Oğuzhan’dan yana yaptı?
Eskiden bana karşı yapılmış davranışlardan yola çıkarak, bu kez de Belediye gücünü elinde bulunduranlar yönetimlerde bana ve bizim arkadaşlarımıza yer vermezlerse bu benim Aliağa’daki hareket alanımı daraltacaktı.
Bu düşüncemi bazı arkadaşlarımla paylaştım. Bir gece yarısı Özlem’e 4 arkadaşımın yanında telefon ederek “Seni destekliyoruz” dedim. Sevindiğini belli etti, “bunu söyleyebilir miyim?” dedi. Herkese söyleyebilirsin dedim. Ondan sonra arkadaşlar harekete geçtiler. Ben ne belediye başkanlığımda, ne milletvekilliğimde hiç çalışmadığım şekilde evlere gittim. Bazen Özlem’le bazen farklı arkadaşlarla. “Bu, çok önemli bir delege seçimi. Mutlaka katılın ve mavi listeye oy verin” dedim. Hiçbir zaman bunu yapmamıştım. İlk kez yaptım. Özlem’in olduğu zamanlarda, gittiğim evlerde “Siz mavi listeye oy verip de bu listeyi kazandırırsanız, önümüzdeki dönemde Özlem İlçe başkanı olacak, ben de belediye başkanı olacağım” diyordum. Birçok evde bunu söyledim. Özlem de yanımdaydı. Hatta kendisine de kadın kontenjanından seni önseçimde Milletvekili yaparız,diye de söz verdim.
Kongre öncesi delege seçimlerinde partide bir çatışma kültürü de doğdu.
Hiç kavga olmadı. Benim bulunduğum ortamda ayrıca hemen hemen hiçbir sertlik de olmadı.Zaten buna ben müsaade etmem. Aldığım partililik terbiyesi böyledir.O çatışma kültürünü de zaman içinde yok edeceğimize inanıyorum.
Sizce Turgut Oğuz, Özcan Durmaz’ı destekledi mi?
Umurumda değil. Bilmiyorum. Ayrıca olabilir de. Özcan eskiden beri tanıdığım bir arkadaştır. Bergama’da Belediyenin Halkla ilişkiler müdürlüğünden beri biliyorum kendisini.
Turgut Oğuz’un, kongre öncesi Ağrılılara “Özlem Şan’a oy verin” dediği söyleniyor
Sadece onlara söylemiştir. Politik kurnazlık yani. Başta Aycan olmak üzere Helvacı’da kendim kadar inandığım insanlar var. Onlara “Bu iş daha bitmedi” demiş. Ben 35-40 oy farkla kazanırız sanıyordum. Ama salondaki durumu görünce ürktüm. Haa dedim, bir çok satılmış insan yaratmışlar.hakikaten bitmemiş ve kongre gününe kadar çalışmış sevgili Belediye başkanımız.
Seçim 106-100 bitti. Özlem Şan sizin, ailenizin oylarıyla mı ilçe başkanı seçildi.
Ben Özlem’e “Sen Anka kuşusun” dedim. “İsmin, esamen hiçbir yerde yoktu. Bitmiştin sen. Bu kadar canla başla çalışıyorum. Hedef koyarak çalışıyorum.” diyordum. 15 gün sonra Belediye başkanlığına Adayım deyince.. neyse, seslenmedim. Kurultay’a gittik.
İlçe başkanı Özlem Şan partiyi bir arada tutmak varken, neden belediye başkan adaylığını açıkladı durup dururken?
Bilmiyorum. Meğer benden gizlemiş. Ne diyeyim? Politikada ihanet çok kötüdür. Er geç çıkar ortaya aşikar doğum gibidir ihanet gizli kalmaz .
Özlem Şan Size ihanet mi etti?
Yani Ben Her yerde söylüyorum, burada sana da söyleyeyim; Bana yanlış yaptı bunun sözlükteki ismi ne ise odur. “Yanlış yaptı” Acı ama ne yazık ki böyle. Özlem Şan Oğuzhan Bana Yanlış yaptı.
Özlem Şan, belediye başkan adaylığını açıklamakla sizin önünüzü mü kesmek istiyor?
Önümden ziyade, benim çalışmalarımı erteletti. Mesela, kongre öncesi konuştuğumuz gibi olsaydı, biz birlikte Aliağa’nın birinci turunu tamamlamış olacaktık. Beraber tamamlamanın verdiği pozitif enerji veya yeni deyimle sinerji daha çok çalkalardı Aliağa’yı. Epey mesafe de almıştık bugüne kadar.
Özlem Şan sizin, “Ben belediye başkanı olacağım. Özlem de milletvekili” sözünüzü biliyor muydu.
Bilmez mi, elbette biliyor. Ama seçim bittikten 15 gün sonra ben Belediye Başkan adayıyım dedi. Ankara’ya kurultay’a gittik. Bir yere oturduk. Bu konuyu konuştuk. Dinledi ve sessiz kaldı.Bir ara, ben Ankara’ya gelemem falan dedi.Senin yerinde olmak isteyen o kadar çok insan var ki dedim ama yine sustu.
Partide 206 delegeden kaç tane sizin tabirinizle “çakma” vardır?
Çakma 35 kadar vardır.
Bugün kongre olsa, Özlem Şan yine kazanır mı?
Kesinlikle hayır, kazanamaz.
Kaç oy alır?
(Gülerek) onu bilemem. Ama kesinlikle kazanamaz.
Siz kongre sürecinde kaç delegeyi etkilediğinizi düşünüyorsunuz?
106 oy alınmışsa, en az 60 delege benimdir.
Peki, şu andaki yönetim, 60 delegeyi etkileyen Hakkı Ülkü’nün yönetimi midir?
Ben yönetime hiç müdahale etmedim. Tamamen Özlem Şan’ın istediği yönetime evet dedim. Tek bir şeye kızdım; ama o saatten sonra dönemezdim.
Politikada kalleşlik çok kötü. Eninde sonunda ortaya çıkacağı için. Onlar bunu bilemezler. Serdar (Turan) yönetimde olması gerekirken çıkartmış. Gerekçe de bulmuşlar; Birileri istemiyor muş. Kim istemiyor? Yalan, hepsi yalan. Ama, Böyle diyelim de onu almayalım diye kurgulamış 5-10 kişiyi. Serdar olsa yönetimde, Sadece Özlem değil, yönetimin her biri canla başla ve hatta şevkle çalışırlar ,inanılmaz aktif olurlardı... Benim disiplinim Serdar’da var. Ben onu öyle yetiştirdim.
Özlem Şan ile Kurultay’da ne konuştunuz?
“bak Özlem, yanlış yapma. Parlamentoya gelmek için herkes çırpınıyor. Birincisi Kadın kontenjanı var. İkincisi Ben varım. Sen, benim çevremi yabana atıyorsan, yanılırsın. Nasılsa önseçim olacak. Benim Beydağ’dan Kınık’a kadar arkadaşlarım var. Nasılsa önseçimde kadın kontenjanı kullanılacak. Sen garanti gidiyorsun parlamentoya. Ama diğer türlü olursa ikisinden de mahrum olabilirsin. Yanıt yok.
Özlem Şan iyi bir siyasetçi midir? Söylemleri falan var mıdır. İyi bir solcu mudur ?
Bende bıraktığı izlenime göre, iyi bir siyasetçi olmadığı tarafımdan saptanmıştır. İyi bir siyasetçi olsa, toparlayıcı olurdu. CHP İlçe Örgütünün 2004’den bu yana düzeltilemeyen bir yapısı var. Ben tam bu kongrede düzeltme aşamasındayken gene ertelendi. Partiyi disipline sokacaktık. Çifte kayıtları ayıklayacaktık.
Turgut Oğuz’u ve etrafındakileri, partiye sızmış çakma CHP’lileri benimseyemediğiniz için Ombudsmanlık yapmak yerine daha arı kabul ettiğiniz Özlem Şan’ın listesini desteklediniz. Tespit doğru mudur?
Daha arı kabul etmekten ziyade, Özlem Şan’ın desteklenmesini gerektiren bir durum ortaya çıkmıştı. Özlem Şan’ı desteklememdeki yegâne neden, kimseye haber verilmeyen termik santral ruhsatı ve çevre politikalarında kafama uyan bir davranış gösterdi.Tepki verdi.
Siz CHP’nin termik santral ve enerji politikalarına siz karşı değilsiniz. Karşı olmadığınızı deklare ettiniz.
Enerji politikalarına karşı değilim tabii ki. Çekincem olsa da zaten artık bir işe yaramaz. Adnan Keskin’in olduğu ortamda söyledim. O gün de söyledim; yeri çok önemli. Aliağa ile ilgili bilim adamlarının hazırladığı raporlara göre burada artık demirci dükkanı bile açılamaz. Kirlilik had safhada. Bilimsel raporlar varken, burada ısrar etmenin anlamı ne?
Sanayide ve enerji üretiminde yer önemli mi sizce?
Elbette çok önemli. ENKA, doğalgaz çevrim santralini kuracağı zaman alternatif bir iki yer vardı. Biz santral kurmak istiyoruz, nereye kuralım diye. Biz belediyede bayağı çalışarak şimdiki yerini belirledik. Orayı ben özellikle seçtim. Seçmemin nedeni de, beri tarafa demir çelik benzeri sanayinin kurulmasını önlemek içindi. Bir set gibi düşünmüştüm. Ama şimdi bozdular. İki tane fabrika yapılıyor. Bu Belediye yönetimi hiçbir şeyi dinlemiyor. Bunlarla benim şu kadar ortak yanım yok. Yanlış yolda olduklarını düşünüyorum.
Özlem Şan’ın, adaylığını ilan etmesi yanlıştı diyorsunuz. Acaba Özlem Şan, yükselen Hakkı Ülkü’yü önlemek için bu çıkışı yaptı.
Bilebilsem. Bilmiyorum. Anlam da veremiyorum. Oysa ona iyi bir politik öğretmenlik yapacaktım,öyle düşünüyordum.
Özlem Şan’ın solcu olduğunu düşünüyor musunuz? Şöyle sorayım; Çakmaların içinde Özlem var mı?
(Gülüyor) Çok zor bir soru bu. Babasını seviyorum.
Turgut Oğuz ile Özlem Şan arasındaki siyasi iletişimi nasıl değerlendiriyorsunuz.
Baba kız gibiydiler. Ta ki termik santral imzasına kadar. O zaman ben de onu kendimce transfer ettim. Ama meğer topa vurmasını bilmiyormuş. (gülüyor)
Yanlış transfer mi yaptınız?
Tabii ki yanlış. İlk 11’e giremiyor.
Termik santral konusunda Aziz Kocaoğlu’nun, Adnan Keskin’in ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları Aliağa Belediye yönetimini rahatlattı. Aziz Kocaoğlu, “termik santral için imza atmasını ben istedim” dedi.
Biliyorum. Sorun çevre politikasında. CHP’nin organlarında yer alan konuma getirilmemesi. Sorun, arkadan dolaşılması. Genel başkan bir açıklama yapar,organlarımız böyle bir karara vardı der bize de onu uygulamak düşer.
Kendini 35 yaşında hisseden, Üniversite öğrencisi Hakkı Ülkü aday adaylığını açıkladı. Kamuoyuna “Ankara’dan bakınca Hakkı Ülkü görünüyor” diye mesajlar veriyorsunuz. Bundan sonra ne olacak?
İster önseçim, ister arka seçim, ister yüz yüze, ister göz göze nasıl isterlerse, isterse kamuoyu yoklaması yapsınlar. Uzun atlamaya bile varım. Kamuoyu yoklamasında Hakkı Ülkü çıkmazsa, Hakkı Ülkü yine esnaflığa devam, CHP’yi desteklemeye devam. Ama kamuoyu yoklamasında Hakkı Ülkü çıkarsa o zaman kimsenin itirazı olmadan Hakkı Ülkü’nün 4. dönem belediye başkanlığına evet demeleri ve benimle birlikte çalışmalarını öneriyorum.
Halkımız bana en çok neyi söylüyor biliyor musun; Kararlılığım. Yapacağım dediğini yapıyorsun diyorlar. Kararlılığın bizim için çok önemli diyorlar. Burada bozuk bir yapı var. Bu bozuk yapıda, kararsız bir belediye binası var.
Halk Turgut Oğuz yönetiminden memnun değil mi?
Benim saptadığım kadarıyla halk memnun değil. Belediye iyi bir sınav veremedi. Kamuoyunda iyi bir iz bırakmadı.
Nüfusumuz 80 bin. Seçmen 60 bin civarında. CHP’nin bugün belediyeyi yeniden kazanması için kaç oya ihtiyacı var?
20-25 bin civarında oy alınmalı.
Son genel seçimlerde CHP’nin kaç oyu vardı?
Son yerel seçimde CHP 15 bin oy aldı. O seçimde AKP’ye muhalif herkes CHP’ye oy verdi. Genel seçimde oylar düştü.
Aziz Kocaoğlu’nun ve Ali Engin’in Turgut Oğuz yeniden aday olmasını istediği konuşuluyor. Ne diyorsunuz?
Hayır, böyle bir şeye inanmıyorum. Ali benim 20 yıllık arkadaşım. Aziz, “benim adayım sensin” der. Foça’ya da, Menemen’e de, Hepsine der. Hatta demesi kendi açısından doğrudur.Zira o başkanlarla daha bir yıl çalışacak.İstemese bile onu belli etmez.
Aziz Kocaoğlu’nun böyle bir söyleme ihtiyacı var mı?
Yok ama...
Aziz Kocaoğlu’nun adaylığında bir şüphe var mı?
Kimine göre var kimine göre yok Bana göre Aziz Kocaoğlu kesinlikle tekrar atanacaktır
Hakkı Ülkü’nün sağdan oy alacak gücü var mı?
Geçmiş başkanlık dönemlerimde Sağdan oy verenlerle ilgili enteresan günler yaşadım. Kendiliklerinden oy veriyorlar. Zaten şu anda da sağın, veya şimdiki belediyeyi sol kabul ederlerse daha çok bana oy vereceklerini düşünüyorum. Sağdan en az 6-7 bin oy alacağıma inanıyorum. Diğer adaylardan daha tutarlı olduğum için sağdan rahatlıkla oy isteyeceğim. Ben 13,5 yıllık başkanlığımda seçimden sonra hiç siyasi parti rozetiyle başkanlık yapmadım. Siyasi partiden aday oldum. Seçildim, mazbatamı aldım. Mazbatayı aldıktan sonra siyasi partinin ilkelerini, programını hiçbir zaman unutmadan, ama yaşadığımız kentin ihtiyaç ve beklentilerine göre, sağcı- solcu kimseyi ayırt etmeden herkese eşit hizmet götürdüm. Bunu insanlar da gördü.
Geçmişten bir anekdot anlatayım; Eski ANAP İlçe Başkanı Şamil Macit bir gün bana geldi. Ahmet Taner Kışlalı Parkının yanındaki kendi yerine Cami yapacağını, bunun için kendi yerine komşu belediye hissesini satın almak istedi. Cevap vermeden Erkan Altınova’yı arayarak Paftayı getirmesini istedim. Getirdi baktık. Erkan’a “gidebilirsin” dedim. “Bak Şamil” dedim, “Belediye Meclisimizin bir kararı var; Belediyenin parseli küçükse kişilere satacak, büyükse kişilerin yerini kamulaştıracak. Senin yerin küçük olduğundan biz orayı kamulaştırırız. Bak planda burası için hizmet alanı yazıyor. Bir sosyal demokrat belediye, planda Cami yeri yazıyorsa, onu kesinlikle kaldırmaz, o ibadethaneyi yaptırır. Ama sosyal demokrat bir belediye özel olarak Cami yeri yaratmaz” dedim. “Tamam, mı Şamil” dedim.
Baktı baktı, sarıldı bana, “Öpcem seni” dedi. “Hayrola” dedim, “Oh be Koçerom benim. Bir belediye başkanı böyle olur. Bugün git yarın gel yok. Net söyledin” dedi, teşekkür etti. Bu anıyı hiç unutmam… Önemli olan vatandaşın işini çabucak görmek. Hizmet böyle olur ancak.
Hakkı Ülkü aday olursa, sol oylarda fire olmayacak mı?
Fireler sadece çakmalardan olabilir. O da büyük bir kitle değil.
Hakkı Ülkü, iktidar olmak için bu açığı nereden kapatacak?
Yeni göç eden ve diğer arkadaşlarından duyduğunun gerçek olduğunu kabul edip, deneyelim diyenler, ikincisi köyler. Benim adaylığım halinde Beldelerde, hele hele Şakran’da sandık patlaması olacaktır.
CHP’de sizin dışınızda çok sayıda aday adayı ismi dolaşıyor kamuoyunda. Hakkı Ülkü, Turgut Oğuz, Özcan Durmaz, Barış Eroğlu, Uğur Eren, Özlem Şan Oğuzhan, Ulviye Öztürk bu isimlerden bir kaçı. Bir kızımız var, damat adayı çok. Sizin dışınızdaki isimler neden kazanamaz da siz kazanırsınız?
Ben diğer isimlerle ilgili bir şey söylemiyorum. Öyle bir iddiam yok. Bu söz de bana ait değil. Ama en şanslı kendimi görüyorum bu süreçte. Halk Belediyeyi iyi bir intiba bırakmamış olarak değerlendirirse, benim dışımdaki diğer adayların hepsi belediyenin uzantıları olduğundan işleri bana göre zor.
Hakkı Ülkü nasıl yeniden umut oldu halk için?
Özel bir gayretim olmadı. Sadece 13,5 yıl hizmetlerimin bıraktığı izlerin sonucu diye düşünüyorum. Bozkırın ortasındaki Eskişehir’i modern bir kente dönüştüren Yılmaz Büyükerşen 78 yaşında. Yaş konuşulduğunda Lütfen beni Turgut Amcanızla kıyaslamayın.
Hakkı Ülkü adaylığından vazgeçer mi?
Deprem olursa o zaman. Altında kalırsak. Yani ölürsek.
Hakkı Ülkü; Turgut Oğuz veya Özlem Şan Oğuzhan aday olursa destekler mi?
O günkü koşullara göre değerlendiririz. Hörgücüm bu anlamda yorgun.
Aliağa halkı neden size oy versin?
13,5 yıl Aliağa’ya hizmet ettim. Bu hayata bakışımız bizim. Bu tavrımdan hiç taviz vermedim. Akçalı işlerle hiç işim olmadı. Niye halkımız bozulan bu yapıyı yeniden düzeltmek için bana görev vermesin. Ben Aliağa’ya hizmete hazırım. Aliağa için projelerim hazır. Sokakta şimdi herkes “Düzeltirse, Hakkı Baba düzeltir” diyor. Bu onur bana yeter…
Son olarak neler söylemek istersiniz Aliağa halkına?
Sanayi kentleri zor yönetilen yerlerdir. Ancak geçmişte edindiğim yerel yönetim tecrübesinden yola çıkarak, bir sanayi kentinin de yaşanabilir bir kent olması için bazı iddialarım vardı. Parlamentoya gittiğim için o projelerim yarıda kalmıştı. O proje ve iddialarımı yerine getirerek temiz bir çevrede, insanların meydanlarda buluşabildiği, sokaklarında rahat gezebildiği, barış içinde yaşadığı bir Aliağa’nın yönetimine, belediye Başkanlığına talibim. Üstelik deneyimlerim çok fazla olduğundan Belediye ve kadrolarına alışmak için aylara yıllara gerek yok,Mazbatamı aldığımın ertesi gününden itibaren “nerde kalmıştık” diyerek çalışmaya başlayacağız.Şimdiden kollarımı sıvadım bile….Halkımızın bu müjdeye karşılık vereceğine inancım tamdır.
Bana söz hakkı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.