HABAŞ'IN KİRLİLİĞİ BIKTIRDI
Türkiye’nin Gebze’den sonra en büyük ikinci ağır Sanayi bölgesi olan Aliağa’da uzun yılların ihmali olarak fabrikalardan kaynaklanan kirlilik bölgede yaşayanları günden güne ölüme götürüyor. Bölgede oluşan hava kirliliği, cüruf ve atık d
2006-08-22 01:34:54
2 BİN İŞÇİNİN ÇALIŞTIĞI HABAŞ’TA YAŞANAN KİRLİLİK, “BURADA İNSAN NASIL YAŞAR” SORUSUNU GÜNDEME GETİRDİ.
Türkiye’nin Gebze’den sonra en büyük ikinci ağır Sanayi bölgesi olan Aliağa’da uzun yılların ihmali olarak fabrikalardan kaynaklanan kirlilik bölgede yaşayanları günden güne ölüme götürüyor. Bölgede oluşan hava kirliliği, cüruf ve atık dağları, depolanan hurdalardan ve atıklardan kirlenen ve yok olan yer altı suları, arıtma olmadan derelere akan asitler, artan kanser vakaları ile bölge yaşanmaz bir duruma gelirken, kirliliğin büyük boyutlarla etkilediği İzmir metropolündeki devlet kurumları ise bu büyük çevre felaketini sadece izlemekle yetiniyor.
Aliağa Sanayi bölgesindeki demir çelik kuruluşları ve haddehanelerden kaynaklanan kirlilik, Aliağa’yı Türkiye’nin hava kirlilik oranı en yüksek ilçelerinden biri yaparken, sorumsuz bazı sanayiciler de çevre ve insan sağlığı ile ilgili kurumların uyarılarına kulak asmıyor. Yıllardır Aliağa’daki hava kirliliğinin çok büyük bölümüne neden olan ve her türlü ceza ve kapatmalara karşı aynı kirliliğe devam den HABAŞ’a çevre örgütleri ve bölgede yaşayanların tepkileri giderek artıyor.
“YILLARIN İHMALİ” SONUCU İNSANLAR ÖLÜYOR
Aliağa- Yeni Foça üzerindeki HABAŞ Demir-Çelik, Sınaî ve Tıbbi Gazlar Endüstri A.Ş bacalarından çıkan ve kilometrelerce öteden bile farkedilebilen kontrolsüz duman, nefes almayı zorlaştırırken, hurdalar işlendikten sonra ortaya çıkan tozların ve cüfurun depolanma biçimi de küçük dağ kümelerini andırıyor. İkibin kişinin nefes bile almakta güçlük çekerek çok zor koşullarda çalıştığı HABAŞ, hiçbir çevre ve insan sağlığına yönelik tedbir almazken, yıllardır yöre halkının ve çevreci örgütlerin eleştiri ve önerilerini duymazdan geliyor. Sonuç olarak Aliağa ağır sanayi bölgesi’nde yaşanan bu çevre duyarsızlığı yörede yaşayanların Gebze’nin Dilovası beldesinde olduğu gibi kanser ve buna bağlı ölümlerle sonuçlanacak dramatik bir yaşama mahkum ediyor.
ÇEVRE HALKI TEPKİLİ: HABAŞ FİLTRELERİNİ ÇALIŞTIRMIYOR
Türkiye'de endüstriyel çevre kirliliğinin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olan Aliağa’da, hava kirliliğini yaratan HABAŞ Demir Çelik fabrikasına hiçbir devlet kurumu, Vali ve Bakan engel olamıyor. Bölgede yaşayanların feryadını bir türlü duymayan Devlet, bölge halkının her geçen gün hava kirliliği sonucu ölümüne de seyirci kalıyor. Bugüne kadar HABAŞ’a çeşitli sembolik para ve kağıt üzerinde kalan (!) kapatma cezası verilirken, firma tüm “bürokratik” engelleri büyük bir başarıyla (!) aşarak kirliliğe rağmen üretime devam edebiliyor.
Bölgede yaşayanlar, devletin bölgeyi cehenneme çeviren kirliliğe karşı yıllardır duyarsız kaldığını ifade ederken, uzmanlar Aliağa ağır sanayi bölgesinde çalışan ve çevrede yaşayan toplam 25 bin kişinin tehlikeli bölgeden etkilendiği, Baca gazı arıtma ve toz tutma üniteleri kapasiteleri yetersiz olan tesislerin, acilen gerekli yatırımları yapmaları gerektiğini belirtiyor..
KÖYLÜLER BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN YARDIM İSTİYOR!
Bölgenin en büyük kirleticisi olan HABAŞ’ın filtrelerini çalıştırmadığından şikâyet eden ve yaşadıkları yerde tarım ile hayvancılığın bitme noktasına geldiğini söyleyen Bozköy halkı kirlilik sonucu kanser vakalarının arttığını ifade ediyor. Bozköy’de yaşayan duyarlı bir vatandaş, “HABAŞ, özellikle devlet kurumlarının mesai yapmadığı Cumartesi ve Pazar günleri filtrelerini çalıştırmıyor. HABAŞ yüzünden buralara yağmur yağmaz oldu. Kuyulardan çektikleri sular yüzünden bizim kuyularımız kurudu. Mahsüllerimiz demir tozlarından dolayı zarar görüyor. Köyümüzde yaşayan insanlarımız kanserden ölüyor. Çocuklarımızın geleceğinden endişeliyiz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan bu sorunumuza çare bulmasını istiyoruz” dedi.
HABAŞ KAPASİTESİNİ ARTTIRDI
Tüm eleştiri ve tepkilere rağmen, Geçtiğimiz Haziran ayında kapasitesini arttırmak için Çevre Bakanlığı nezdinde ÇED sürecini başlatan HABAŞ, yeni yatırımlarla birlikte günlük 7 bin ton olan kapasitesini arttırmayı hedefliyor.
Çevre il Müdürlüğü’nün sembolik denetimlerinde de HABAŞ’a çeşitli defalar davlumbaz ve filtre sistemlerini tamamlaması ve tozluluk yaydığı için Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’ne göre kaydedicili ölçüm cihazı takma zorunluluğu getirilmesine karşın kirliliğin önüne bir türlü geçilemedi.
HURDALARDA NÜKLEER ATIK VAR MI?
Habaş’a yönelik çevre kirliliği eleştirilerine şok bir iddia yeni boyut getirdi. Bu aşamada adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, HABAŞ’ta hammadde olarak kullanılan bazı hurdaların nükleer atık da dahil olmak üzere çeşitli radyoaktif serpintili ürünler olduğunu iddia etti. Hurdaların kalitesi ve halk sağlığı açısından niteliği konusunda ise hiçbir denetim yapılmazken, özellikle kuzey rüzgarlarıyla birlikte atmosfere yayılan tüm zararlı partiküller Bozköy ve Horozgediği ile Yeni Foça ve Foça üzerinden İzmir’e ulaşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.