FOTOKOPİ GAZETECİLİĞİ BİTİYOR
Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre, bundan böyle "Masa üstü dijital baskı makinesi" ile basılan yayınlar süreli yayın olarak kabul edilmeyecek ve bu yayınlara resmi ilan verilmeyecek. Bozüyük Yörem gazetesiyle Bilecik Valiliği arasında çıkan ih
2006-08-20 03:16:48
MASA ÜSTÜ YAYINA RESMİ İLAN YOK
Basın İlan Kurumu, bundan böyle "Masa üstü dijital baskı makinesi" ile basılan yayınları süreli yayın olarak kabul etmeme ve bu yayınlara resmi ilan vermeme kararı aldı Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre, bundan böyle "Masa üstü dijital baskı makinesi" ile basılan yayınlar süreli yayın olarak kabul edilmeyecek ve bu yayınlara resmi ilan verilmeyecek. Bozüyük Yörem gazetesiyle Bilecik Valiliği arasında çıkan ihtilaf nedeniyle, gazete "masa üstü dijital baskı makinesi" olarak adlandırılan makinenin matbaa makinesi olup olmadığı, anılan makineler ile çoğaltılan yayınların "mevkute" olarak kabul edilip edilmeyeceğine dair müracaatta bulunmuştu.
Bunun üzerine Basın İlan Kurumu bir prensip kararı aldı. Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğde, teknik açıdan masa üstü yayıncılığın basımcılık ya da matbaacılık olmadığı belirtildi.
EL İLANI BASILABİLİR
Bu makinelerin, baskı ön hazırlık çalışmalarının hazırlayıcısı olarak kullanılabileceği ifade edilen kararda; kurumların, okulların, özel dershanelerin, resmi kuruluşların, iş yerlerinin müessese içi mütalaa, görüş ya da raporlarının çoğaltılarak dağıtımında, el ilanları, küçük ölçekli çoğaltma işlerinde kullanılabileceği ifade edildi. Bir iş yerinin matbaa sayılması için "matbaa baskı makinesine" sahip olması gerektiği belirtildi.
KABUL GÖRMEDİ
Tebliğde, "Günümüzde hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin matbaalar tarafından kullanılmaya başlanılması ile birlikte, elektronik yayıncılık faaliyetlerinin tamamlayıcısı olan masa üstü dijital baskı makineleri de matbaacılık sektörüne, yardımcı unsur olarak dahil olmuş ancak, bu sektörde, hiçbir şekilde asıl matbaa baskı makinesi şeklinde kabul görmemiştir" denildi. Tebliğe göre, bundan böyle "Masa üstü dijital baskı makinesi" ile basılan yayınlar süreli yayın (mevkute) olarak kabul edilmeyecek ve bu yayınlara resmi ilan verilmeyecek.
BEYANNAME ZORUNLULUĞU YOK
Öte yandan, matbaacılık faaliyeti bulunmayan bir işyerinde (okul, dersane, şirket vb.), herhangi bir hizmet amacı ile alınacak olan masa üstü dijital baskı makinesi için, bu işyerinin Matbaalar Yasası uyarınca ilgili makama beyanname verme zorunluluğu bulunmadığı, bu türdeki makinelerin kullanılması için kalifiye bir eleman istihdamının da söz konusu olmadığı belirtildi.
AGC BAŞKANI GÜZBEY'DEN "RESMİ İLAN" UYARISI
Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mehmet Emin Güzbey, çoğaltma makinalarıyla çıkarılan gazetelere bundan sonra resmi ilan verilmeyeceğini bildirdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan AGC Başkanı Mehmet Emin Güzbey, "fotokopi gazeteciliği" olarak adlandırılan ve çoğaltma makinalarıyla çıkartılan gazetelere, bundan sonra resmi ilan verilmeyeceğine dair kararın yürürlüğe girdiğini belirtti. Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti'nin de kurucusu olduğu Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun girişimleriyle, Basın İlan Kurumu tarafından haksız rekabet oluşturan bu tür gazetelerin resmi ilanla finans edilmesinin sonlandırıldığını kaydeden Güzbey, "Buna ilişkin gerekli talimatlar, sanıyorum birkaç gün içerisinde Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından ilgili şubelerle valiliklere gönderilecektir. Ayrıca yine uzun bir zamandan beri gündemde olan resmi ilanların özetlenerek ve tek gazetede yayınlanmasına ilişkin hazırlıklar da, federasyonumuzun ve üyesi olduğum Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlar Konseyi'nin girişimleriyle durdurulmuştur. İlanlar yine şuan olduğu şekliyle yayınlanmaya devam edecektir. Bu gelişmelerden dolayı Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'a, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Nazmi Bilgin'e, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Sayın Ertan Cillov'a, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlar Konseyi'ndeki arkadaşlarıma ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"ANADOLU'DA GAZETELERİN YÜZDE 90'I KAPANIR"
Anadolu Basın Birliği (ABB) Başkanı Halil Zor, hükümete gelmeleriyle yerel basına destek olduklarını ifade eden Devlet Bakanı Beşir Atalay'a hak verdi ancak Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan "Kamu İhale Yasa Tasarısı" konusunda uyardı.Tasarıyı engellemek için milletvekilleri ve Alt komisyon üyeleri nezdinde görüşmeleri sürdürdüklerini ifade eden Zor, "Türkiye'de yerel basının sesi kısılırsa en büyük zararı demokrasimiz ve bu sesi kısmaya çalışanlar görecektir" dedi.
ZOR: ANADOLU'DAKİ GAZETELERİN YÜZDE 90'I KAPANIR
Ulaştırma Bakanlığı'nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'na sunulan yeni İhale Yasası'nda yerel gazetelere verilecek resmi ilanların "kısa metin" olarak tasarlandığını açıklayan ABB Başkanı Zor, yaptığı değerlendirmede, ilanda sadece ihale yapan kurumların adresi, telefonu veya İnternet adresleri, işin miktarı gibi bilgilerin, kısa metin olarak yayımlanacağını söyledi.
Anadolu'da yayımlanan 1100 kadar ciddi gazetenin varlığının sürdürebilmesinin tek gelir kaynakları olan resmi ilanla mümkün olduğunu bildiren Zor, tasarı yasalaştığı taktirde Anadolu'daki gazetelerin yüzde 90'ının kapanacağı konusunda uyardı.
Diğer yandan Bakan Atalay'ın kaliteli yayıncılığa dair sözlerine katılan Zor, "Naylon dediğimiz gazetelere bir çeki düzen verilmeli, Anadolu'da daha kaliteli okunabilir gazetelerin yayımlanabilmesi sağlanmalıdır" diye konuştu.
Zor, bunun yolunun resmi ilanı kısıtlamak olmaması gerektiğini, Basın Yasası'nda yapılacak bir değişiklikle gazete yayımlamaya, "Gazete sahibi üniversite mezunu olmalıdır" gibi özel şartlar getirilerek nitelikli yayıncılığı teşvik edilebileceğini ifade etti.
YAYGIN GAZETELERE 57, ANADOLU'YA 30 MİLYON YTL
Tasarıda ayrıca, "İhale ilanları Kamu İhale Bülteni'nde Yayımlanır" şeklinde bir ibare yer aldığını açıklayan Zor, buna "Tasarrufa giden hükümet veya tasarıyı hazırlayanlar, yerel basına verdikleri ilan ücretinin bu bültene üç katını vereceklerini hesap etmiyorlar" sözleriyle tepki gösterdi. İstanbul, Ankara ve İzmir dışında Anadolu'da Basın İlan Kurumu'nun Şubesi bulunan 12 büyük ilde, 2005'te dağıtılan resmi ilanın tutarının 17 trilyon (17 milyon YTL) olduğunu hatırlatan Zor, diğer illerin buna ilave edilmesiyle miktarın 30 trilyonu (30 milyon YTL) geçmediğini söyleyerek, yaygın basını oluşturan büyük gazetelerin 2005 yılı içerisinde yayımladıkları resmi ilanın tutarını 57 trilyonu (57 milyon YTL) bulduğunu kaydetti.
Zor, "Gösterilmek istendiği gibi, yerel basına verilen ilanlar büyük bir meblağ tutmuyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, yerel basının desteğiyle bugüne geldiğini unutmamalı.
"Bu yasa bu haliyle Meclise geldiği taktirde yerel basın olarak Ankara'da bir eylem planlıyoruz. Anadolu basının sesini kesmeye kimsenin gücü yetmeyecek".
BAKAN BEŞİR ATALAY NE DEDİ?
Yasaya yönelik eleştirileri değerlendiren Bakan Atalay, "İktidara geldiğimizde ilk işimiz ihale ilanlarının limitlerini yükseltmek oldu. Hükümet olduktan sonra, limiti 13 milyon TL'ye yükselttik. Yerel basını kurtarmış olduk" demişti. Yerel basın örgütleriyle bağlantıda olduğunu bildiren Bakan Atalay, "Biz, hükümet olmadan kısa süre önce, yerel yazılı basın ilan limitleri 25 bin YTL'ye kadar düşürülmüştü. Neredeyse yerel gazeteler çöküyordu. Hükümet olduktan çok kısa süre sonra o limiti 13 milyon YTL'ye yükselttik. Yerel basını kurtarmış olduk" diye konuşmuştu. Bakan Atalay, yerel basını güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştıklarını savunarak, "Yerel basın kendisini okutmalı. Yani o ilde yaşayan insanlar o gazeteyi bilmeli. Vatandaşlar, 'ben her gün bu gazeteyi almazsam, bu ilde olup bitenlerden haberdar olamam' diyebilmeli" diye konuştu.
YEREL BASIN GÜÇLÜ OLMALI
Yerel demokrasinin güçlenebilmesi, ancak güçlü bir yerel basının varlığıyla mümkün. Yerel basın ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Basın-İlan Kurumu naylon tirajlara geçit vermemeli, tirajlar konusundaki denetimlerini gerçeğe uygun yapmalı.
Yerel basın güçlü olmalıdır çünkü, toplumun reflekslerinin ifade aracıdır. Küresel saldırılara karşı direnç odağı olabilir. Yerele karşı yapılacak haksızlıklara "dur" denebilecek bir mekanizmadır. Yönetilenin sesi, yönetenin sağduyusu olabilir.
Ülke geneline yayın yapan basın organlarındaki tekelleşme olgusu, sermayeyi güçlendirme aracı olarak kullanılması, sermayeden beslenmesi, aslında kaygılanılması gereken bir tabloya neden oluyor.Gerek bu olguyu dengelemek, gerekse toplumsal dinamikleri ayakta tutmak, yerel demokrasiyi güçlendirmek adına atılması gereken adımlardan geri durmamak gerekiyor.
Algı sorunu
Yerel basından bahsedilirken korunup kollanması gereken, ama bu amaçla hiçbir şey yapılmayan, dahası fazlaca dikkat edilmesine gerek duyulmayan bir mecra algılamasına şahit oluyoruz. Merkezi hükümette, bürokrasinin merkez teşkilatlarında ve yaygın basında temerküz eden bu bakış açısının mutlak surette değişmesine ihtiyaç var.
Yerel demokrasinin güçlenebilmesi de ancak güçlü bir yerel basının varlığı ile mümkün olabilecektir. Olayların arka planlarını ortaya koyabilecek, doğru bilgi ile kamuoyunu buluşturabilecek bir yerel basın aynı zamanda demokrasinin sağlıklı bir zeminde yürümesine de aracılık edecektir. Yerel basına evin küçük çocuğu, idare edilecek bir mecra gözü ile bakmak en basitinden haksızlıktır.
YEREL BASININ SORUNLARI NEDİR?
Yerel basın ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya.
Yetişmiş ve yeterli eleman sıkıntısı çekiyor.
Kurumsallaşamama sorunu yaşanıyor.
Anadolu'nun çoğu şehrinde yerel gazeteler, matbaaya ilave iş ve basın ilan gelirleri için çıkıyor; ki bu da kaliteyi düşürüyor.
Gecekondu gazeteler (basın-ilan gelirleri için çıkan) ve seçim dönemlerinde çıkan gazeteler yerel basının saygınlığına gölge düşürüyor.
Haber kaynaklarının kısıtlılığı, yerli yersiz konulan demeç yasakları haber almanın önündeki en büyük engeller olarak duruyor.
Güçlü ekonomik ve kurumsal yapıların tesis edilememiş olması, reklam verenle haberci ve kurumu arasındaki ilişkilerde sağlıklı olmayan bir yapıyı ortaya koyuyor.
Ceza Yasası ile birlikte hayata geçen yaptırımlar yerel basının kaldırabileceği düzeyin çok üzerinde. Şu ana kadar bu konuda ciddi bir sorun yaşanmamış olmakla birlikte, düzenlemelerin mutlak surette gözden geçirilmesi ihtiyacı var.
Sık sık resmi ilan tanımlaması sorunu yaşanıyor. Hükümet tarafından ihale ilanlarının gazetelerde ya yayımlanmaması ya da toplu yayımlanmasına imkan tanıyan bir yasanın gündeme alındığı haberleri geliyor. Bu yerel basının gelirleri açısından bir tehdit olmakla birlikte, ihalelerin şeffaflığı ve kamu yararı açısından da sakıncalı bir durum.
YEREL BASININ SORUNLARININ ÇÖZÜM YOLLARI NELER OLABİLİR?
Yerel basın organlarının teknik altyapı yatırımlarını yapabilmelerini kolaylaştırmak adına KOBİ statüsüne alınmaları sağlanmalıdır.
Makine ve teçhizat alım ve ithallerinde muafiyetler getirilmelidir.
Gazetecinin haber toplamasını kolaylaştırma adına telefon, İnternet bağlantısı gibi giderlerinde indirim sağlanmalı. Sarı Basın Kartı sadece renkli bir kart olmaktan çıkarılmalı, işlevsel bir kimlik haline dönüştürülmelidir. Yaygın basın için önemli olmayan kart, yerel basın için son derece önemlidir. İletişim fakültesi öğrencilerinin stajlarının yerel basında yapılması sağlanmalıdır. Bu amaçla çıraklık eğitiminde olduğu gibi öğrenci ve işletmeler teşvik edilmelidir.
Gazetecilik meslek örgütleri kamu yararına dernek statüsüne alınmalı, eğitim amaçlı tesis yapabilmeleri için arsa ve bina yapımı konusunda teşvik sağlanmalıdır. Meslek örgütlerinin eğitim, denetim, ombudsmanlık yapabileceği, rekabeti destekleyebileceği bir yapıya kavuşması sağlanmalıdır. Tabii ki bunu başkaları değil, biz gazeteciler yapacaktır.
Yaygın meslek örgütlerinin yapılarında yerel basın daha etkin temsil edilmelidir. Bu vurgulayageldiğimiz algı ve ağırlık sorunları bağlamında hayati bir gerekliliktir.
Yerel basın kuruluşlarına sigorta prim teşviki sağlanmalıdır.
Enerji kullanımlarında tarife kolaylığı sağlanmalıdır.
Kağıt temini konusunda kolaylıklar sağlanmalıdır.
Bilgisayar program desteği sağlanmalıdır.
Basın kanunundan kaynaklanan ağır para cezaları gözden geçirilmelidir.
Basın savcılığı sistemi güçlendirilmeli, cevap ve düzeltme haklarının istismarı önlenmeli, bu hakların kullanımı sırasında, hüküm, titizlikle incelenerek verilmelidir.
Eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmelidir. İletişim Fakülteleri ile meslek mensuplarının ilişkileri artırılmalı. Yurtdışı eğitim imkanları verilmelidir. Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün finansmanı karşıladığı sayfa düzeni eğitimleri verilmeli ve uygulamaları hayata geçirilmelidir.
2 yılda bir Yerel Basın Şurası toplanmalıdır.Haber alma özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bilgi verme ile demeç verme arasındaki ayırım mülki amirlere iyi aktarılmalıdır. Meslekte rekabeti artırıcı özendirme yarışmaları düzenlenmelidir. Kahvehane ve çay bahçelerine gazete alınmasını zorunlu kılan yönetmeliğin hayata geçmesi sağlanmalıdır.
BASIN İLAN KURUMU
Son olarak Basın İlan Kurumu ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri:
* Basın-İlan Kurumu gelirlerinin tahakkuk zamanlamasını değiştirmek yerel basını sarsmıştır. Her ayın başında bir önceki aya ilişkin ilan ücretleri ödenirken, 2005 Yılı sonlarından bu yana ilan paraları bir sonraki ayda iki taksit halinde verilmektedir. Bu uygulamadan vazgeçilerek her ayın 15'inde bir defada ödeme yapılmalıdır.
* Basın-İlan Kurumu'ndan geçen ilanlarla ilgili Bakanlar Kurulu'na sunulduğu bilgisi ulaşan yasal düzenlemeden vazgeçilmedir. Bu taslak Bakanlar Kurulu'ndan Meclise inmemelidir.
* Basın-İlan Kurumu'nun 3 büyük ilde kurumsal olarak verdiği kredilerin Anadolu Basını'na da verilmesini sağlayacak yasal düzenleme gerçekleştirilmelidir.
* Basın-İlan Kurumu naylon tirajlara geçit vermemeli, tirajlar konusundaki denetimlerini gerçeğe uygun yapmalıdır. Mahalde meslek mensuplarını karşı karşıya getirmeden adalete sağlamak birinci derecede Kurum'un görevidir. Bu görevden imtina, huzura darbe anlamı taşımaktadır.
* Basın-İlan Kurumu Genel Kurulu'nda yerel basın daha fazla sayıda temsilci ile temsil edilmeli, Yönetim Kurulu'nda da en az bir üye ile temsil edilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.