05 Aralık 2024
  • İzmir8°C

FOÇA PLATFORMU'NDAN AÇIKLAMA

İzmir Foça İlçesinde Genel İş, Belediye İş ,Eğitim Sen ve Bes bileşenleri tarafından kurulan Foça Emek ve Demokrasi Platformunu “Krizin faturasını patronlar ödesin,zamlar geri alınsın insanca yaşam için, işten atılmaların durdurulması için ve yoksulluğa

Foça Platformu'ndan Açıklama

04 Ocak 2009 Pazar 16:35

FOÇA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMUNDAN  YAZILI BASIN AÇIKLAMASI

İzmir Foça İlçesinde Genel İş, Belediye İş ,Eğitim Sen ve Bes  bileşenleri tarafından kurulan Foça Emek ve Demokrasi Platformunu “Krizin  faturasını patronlar ödesin,zamlar geri alınsın insanca yaşam için, işten atılmaların durdurulması için ve yoksulluğa  karşı  Foça  Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformunu kurduklarını  artık Foça halkının  yalnız olmadığını ” bildirdi.

Foça kamuoyunla paylaşmak üzere Foça Emek ve Demokrasi Platformu Ege Hakimiyet gazetesine yazılı basın  açıklamasında bulundu. Açıklama Şöyle:

 

FOÇA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMUNDAN KAMUOYUNA                              

Kapitalizmin krizi bir kez daha bütün dünyayı ucu belirsiz bir karanlığa sürüklüyor. Anlaşılan o ki, emekçiler neoliberal politikaların insanlığı yoksullaştıran, adaletsizliğe ve eşitsizliği katmerlendiren, farklı olanı dışlayan ve ötekileştiren sonuçlarıyla bir kere daha yüzleşecek. Bu kriz iddia edildiği gibi basit bir finansal kriz, bilgisayar ekranlarında bir takım rakamların oluşturduğu sanal bir kriz değildir, bizzat küresel kapitalizmin krizidir. Daha şimdiden dünyanın her yerinde yüz binlerce işçi işten çıkarıldı ve daha çok sayıda insanı işten çıkarmaya devam edeceklerini utanmadan söylüyorlar. Uluslar arası Çalışma Örgütü İLO küresel mali kriz nedeniyle gelecek yılın sonunda dünyada işsiz sayısının 20 milyon artarak 210 milyona ulaşabileceğini söylüyor. Kapitalizmin öncü kurumlarından biri olan OECD en son yayınladığı raporda kendi ağzıyla neoliberal politikaların iflas ettiğini söylüyor.

    Amerika"da başlayan kriz başta Avrupa ve Rusya olmak üzere dünyaya hızla yayılıyor. Son gelen büyüme rakamları ve üretimdeki düşüş bunu gösteriyor ki, krizi Türkiye Başbakanın iddia ettiği gibi hafif atlatmayacak. Zaten başbakanı kendi bakanı bütçe konuşmasında “büyüme düşecek, işsizlik artacak, ticaret daralacak…” diye yalanlıyor. Ama Başbakan meseleyi hafife alan yaklaşımını sürdürmekte ısrarlı, şimdi de kriz"in “psikolojik” olduğunu söylüyor.

     Oysa sermaye kesimi işten çıkarmalara çoktan başladı bile, İstanbul, Bursa, Denizli, Gaziantep; Adana, Kocaeli, İzmir, Kayseri ve Konya gibi sanayinin geliştiği illerde işten çıkarılanların sayısı 100 binleri aştı. Başbakana sormak istiyoruz bunlar da mı psikolojik?

    Çalışanlar son bir ayda döviz bazında %20"lere varan bir reel gelir kaybına uğratılmıştır. Petrol fiyatları inanılmaz ölçüde düştüğü halde emekçiler astronomik doğalgaz ve elektrik fiyatları ile soğuğa terk edilmiştir. Gıda fiyatlarında ciddi artışlar olmuştur. Konutların kullandığı elektriğe daha geçenlerde zam yapılmıştır. Başbakana sormak istiyoruz bunlar da mı psikolojik?

    Krizin binlerce insanın hayatını kararttığı bu günlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu dalga geçer gibi asgari ücreti 2009"un birinci 6 ayı için yüzde 4.4 artırarak net 527 YTL"ye çıkardı. Anlaşılan komisyon üyelerinin psikolojisi ciddi biçimde bozulmuş ve gerçeklikle bağları tamamen kopmuş durumdadır. Bu “sefalet ücreti” bir kişinin aylık asgari geçim harcama seviyesinin bile altındadır. Asgari ücrette net artış 24 YTL civarıdır. Bu günlük değil aylık artıştır, günlük olarak emekçinin eline fazladan geçecek para tamı tamına 77 kuruştur! Bununla bir ekmek bile alınmaz, otobüse binilmez, hiçbir şey yapılamaz. Elimize geçen fazladan 24 YTL ile 1.5 kilo et veya 2 kilo peynir alabiliriz. Başbakan"a sormak istiyoruz bunlar da mı psikolojik ?

    Psikolojik olan bir şey varsa o da sizin “aynı gemideyiz, ama beraber batmayacağız” mantığıyla hazırladığınız; ezileni değil, her zaman olduğu gibi güçlüyü, zengini kollayan “piyasa dostu”, sermaye aşığı, emekçi düşmanı, militer ve hayalperest bütçenizdir.

    Kriz koşullarında gelişkin kapitalist ekonomilerin egemenleri şimdiye kadar savuna geldikleri neo-liberal yaklaşımları sorgulamaya başlamışlardır. Türkiye"nin egemen sınıfları ve siyasal iktidar ise bu basireti göstermek yerine, büyük bir şevkle bildiğini okuma hayalinin peşindedir. Hükümet kriz karşısında krizi yaratanların yanında yer almayı tercih etmiştir. Bu ağır koşullarda krizi bir seçim ekonomisi ile karşılama telaşındadır.

    Başbakanın “Her biriniz bir işsizi işe alsanız, işsizlik sorunu kalmaz” gibi işsizlik sorununun çözümünü “hayırsever” iş adamlarına havale etmesi hükümetin işsizlik sorunu karşısında havlu attığının resmidir. Bir yandan IMF"ye “ümüğümüzü sıktırmayız” deyip dayılanıyormuş gibi yapan iktidar, daha dün İMF emriyle Bütçede Eğitim ve Sağlık başta olmak üzere 3,6 milyar YTL kesintiye giderek ümük sıkmaya başlamıştır.

Ancak biz kararlıyız ümüğümüzü sıktırmayacağız!

Hükümet İMF ile anlaşmamalıdır!

İşsizlik fonunu sermayeye peşkeş çekecek planlardan uzak durmalıdır!

Krize biz yol açmadık faturasını da biz ödemeyeceğiz!

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.