FELSEFENİN BUGÜNÜ VE YARINI
ALİAĞA HABER/ ALFA TİVİ/ EGE HAKİMİYET GAZETESİ/ Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “Felsefede Bugün ve Yarın” başlıklı konferans Fen Fakültesi Ömer Köse Salonu’nda yapıldı. Konferansa konuşmacı olarak Hacettepe Üniversites
28 Kasım 2011 Pazartesi 20:03
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ’NDE FELSEFE’NİN BUGÜNÜ VE YARINI KONUŞULDU
ALİAĞA HABER/ ALFA TİVİ/ EGE HAKİMİYET GAZETESİ/ Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “Felsefede Bugün ve Yarın” başlıklı konferans Fen Fakültesi Ömer Köse Salonu’nda yapıldı. Konferansa konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Dinçer ve Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazile Kalaycı katıldı.
Konuşmasında siyaset felsefesinde temsil sorununu ele alan Doç. Dr. Nazile Kalaycı, “Günümüzde siyaset felsefesinin meşru bir temeli olduğu eleştirilmektedir” şeklinde konuştu. Filozofların kamusal alanı üç halde ele aldıklarını anlatan Kalaycı, bu hallerin katı, sıvı ve gaz olduğunu ifade etti. Nazile Kalaycı, katı halinin Aristotales’ten gelen dönem olduğunu, sıvı halinin eşitliklerin değil farklılıkların alanı olduğunu ve gaz halinin ise sınırların ortadan kalktığı hali olduğunu anlattı. Prof. Dr. Kurtuluş Dinçer ise felsefenin kendi geçmişi ile yan yana olmak zorunda olduğunu belirterek, “Bizler diğer bilimlerden farklı olarak geçmişi sürekli yanımızda taşıyoruz. Bu sebeple felsefe sanki tarihinden ibaretmiş gibi anlaşılıyor. Felsefe tabiî ki tarihinden ibaret değildir ama biz felsefeciler her çağda aynı sorunları yeniden yaşadığımızı biliyoruz. Filozofların bugün yaşadığımız bir problemi işaret edip etmediğine bir bakarız. Bizler her çağın bakışını ortaya koymalı ve bugünün içinde sorunlara çözüm aramalıyız” şeklinde görüşlerini özetledi. İnsan zihninin nasıl çalıştığını anlamak için onu gösteren bir aynaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Dinçer, bu aynanın tarih olduğunu vurguladı. “Ancak tarihte neler yaptığımıza bakarak zihnimizin nasıl çalıştığını anlayabiliriz. Bununla birlikte hiçbir zaman insanın olumsal bir varlık olduğu hesaba katılmadı” diyen Kurtuluş Dinçer, dünyanın anlaşılması için insan zihninden hareket etmenin yeterli olmadığını ve bilgiden vazgeçilmeden toplumsal yaşamın sorunlarına eğilmenin mümkün olmayacağını kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.