EMLAKÇILARDAN TASLAĞA TEPKİ
İzmir Emlakçılar ve Emlak Komisyoncuları Derneği Genel Başkanı Rıdvan Akgün, Borçlar Kanunu Yasa Taslağı'nın bu şekliyle yürürlüğe girmesi halinde kiracılarla mülk sahiplerinin karşı karşıya geleceğini savunarak, "Hükümet sosyal konutlarda kira artışını b
2005-09-26 14:17:05
İzmir Emlakçılar ve Emlak Komisyoncuları Derneği Genel Başkanı Rıdvan Akgün, Borçlar Kanunu Yasa Taslağı'nın bu şekliyle yürürlüğe girmesi halinde kiracılarla mülk sahiplerinin karşı karşıya geleceğini savunarak, "Hükümet sosyal konutlarda kira artışını belirlesin, onun dışındakiler serbest bırakılsın" dedi.
Kaya Prestige Otel'de dernek yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen İzmir Emlakçılar ve Emlak Komisyoncuları Derneği Genel Başkanı Rıdvan Akgün, Türkiye'de gerçek enflasyonla emlak enflasyonunu ayırt etmeden ve dengelemeden hükümet tarafından direkt kira artışlarına müdahale edilmesinin tarafları sorunlar kuyusuna atmak anlamına geleceğini öne sürdü. Akgün, "Yıllık kira artışlarının Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) oranlarında artması, emlak alım ve satımında yaşanan gerçek fiyatlara endeksli değildir. Hükümetin önce arz oluşturması ve konut sorununa çare bulması, buna bağlı da kira artışlarını rayına oturtması gerekir. 7 yılda düzenlenen temel yasalardan Borçlar Kanunu Yasa Taslağı içerisinde yer alan Kira Yasası, bizce ölü doğmuştur. Bu yasa mülk sahipleri ve kiracılar arasında adaletli bir paylaşımı değil, sanki her türlü Ali Cengiz oyununun sergileneceği ve çeşitli formalite ve aldatmacanın yaşanacağı ekonomik bir arena olacaktır. Bu yasayla hükümet, locadan kiracı ve ev sahiplerinin savaşını izlemekten başka bir şey yapamayacaktır" dedi.
Yıllık enflasyon oranı, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve ÜFE'ye göre yıllık kira artışlarının belirlenmesinin kesin çözüm olmadığını söyleyen Rıdvan Akgün, "Kesin çözüm, hükümetin Konut Bakanlığı kurması ve gayrimenkul hareketlerini bu mekanizmada toplamasıdır. İllere konut fiyatları ve konut kira fiyatları belirlemesi gerekir. Konutta kira artışları rakamsal kategoriye göre düzenlenmelidir. Bugün İzmir'i ele alacak olursak; bazı semtlerde satılık konut fiyatları 1 yılda yüzde 100 artmakta, bazı semtlerde ise yüzde 40 artmaktadır. Yüksek bedelle alınan konutların kiraları ve kira artışları da oransal olarak uyumlu olmalıdır. Taraflarca kendi aralarında anlaşma sağlanmalıdır" diye konuştu.
Tespitlerin hangi verilerle yapıldığının bilinmemesine rağmen bugün Türkiye'de 8 milyon konut bulunduğunun ifade edildiğini, derme çatma gecekonduların da konut sınıfına girdiğini kaydeden Akgün, bu 8 milyon konutun yüzde 39'unun kiracı konumunda olduğunu söyledi. Akgün, yıllık enflasyon oranında en fazla yükün kira fiyatlarının artmasından kaynaklandığını, enflasyondaki kira deliğinin ise artışlardan değil aylık kira bedellerinden kaynaklandığını, bu nedenle de vatandaşın kira artışından değil kira fiyatlarından şikayetçi olduğunu belirtti.
"3 KİRA BEDELİ DEPOZİTOYU UYGULAMAK MÜMKÜN DEĞİL"
Her hükümetin iktidarı döneminde Kira Yasası'na el attığını, yeni yasanın eskisini aratır duruma geldiğini, "Ben yaptım oldu" demekle AB normlarına uyum sağlanamadığını savunan Akgün, "Ev kiralarken ödenen depozito 3 kira bedelinden yüksek olamayacak, depozito açılan ortak hesap üzerinden bankaya yatırılacak, ancak anlaşma halinde veya mahkeme kararıyla bankadaki para taraflarca çekilebilecek. Bunu uygulamak hiç mümkün değildir. Farz edelim evde ciddi hasarlar var, ödenmeyen elektrik, su faturaları var, kiracı bir gecede kaçtı gitti. Bu hasarları kim karşılayacak? Kiracının nerede olduğu belli değil, bankada yatan depozito iki imzayla çekilebileceğinden hareketsiz kalacaktır. Peki, mülk sahiplerine yazık değil mi? Mahkemeye gitse dava yıllar sürer. Bu arada evdeki hasarları kim karşılayacak? Yasa taslağını hazırlayanların bu konuyu enine boyuna düşündüğünü zannetmiyorum" şeklinde konuştu.
Yasanın yürürlüğe girmesi halinde mülk sahiplerinin kiracılara karşı rutin davranmayacağını, katı ve özel tutumlarla hareket edeceğini savunan Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni kontratlarda artış oranı net rakamlardan oluşacak, yuvarlak kelimeler kullanılmayacak. Her kontrat aşamasında kesinlikle tahliye taahhütnamesi alınacak. Kira kontratlarının süresi 1 yılı geçmeyecek. Depozitonun bankaya yatırılması reddedilecek, yine elden alınacak. Yasa kapsamında kiralık konut tutmak isteyenlere mülk sahipleri yüz vermeyecek. 1 yıldan fazla oturmak isteyenlerden mülk sahipleri her ay için senet alacak. Hükümetin '3 ay kira bedeli kadar depozito alınır' demesini fırsat bilen mülk sahipleri, bu kadar bedeli kiracılardan talep edecek. Hükümet aslında kiracıları yaktı. Kefilsiz konut kiralamak zorlaşacak. Yeni çıkacak yasanın kiracıları koruyan ve gözeten, mülk sahiplerinin tasarruf haklarına ve fırsat eşitliğine aykırı bir yasa olduğu tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu yasanın çıkması halinde, mahkemelerde görülen gayrimenkul davalarının yüzde 80'i kiracı-ev sahibi davaları olacaktır."
"GAYRİMENKUL ZENGİNİ MİLLETVEKİLLERİNİN İŞİNE GELMİYOR"
Basın toplantısında soruları da cevaplandıran Akgün, hükümetin sosyal konutlarda kira artışlarını belirlemesini, onun dışındakilere müdahale etmemesini istediklerini belirterek, "Hükümet Konut Bakanlığı kurmalı, illere göre konut kategorileri belirlemeli. Konut Bakanlığı kurulursa, belki birkaç milyar dolar olan vergi kaybı da devletin cebine girecek. Bu sorunun çözümü sosyal konut üretilmesinden geçiyor. Türkiye'de konut açığı bize göre 4 milyon. Bu sorunun belirli bir zaman sürecinde çözülmesi gerekir. Türkiye'de konut açığının kapatılması, yıllardan beri gayri menkul zengini milletvekillerinin işine gelmemektedir. Bu sorun o yüzden giderilememektedir" dedi.
Son dönemlerde gayrimenkul satışlarındaki patlamaya da değinen Akgün, her 100 gayrimenkuldan 50-60'ının yatırım için alındığını, ihtiyaç dışı konut alımının gündemde olduğunu ifade ederek, böyle giderse 2007 yılında Türkiye'nin kiralık konut çöplüğüne dönüşebileceğine dikkat çekti. Hükümetin Kasım ayında parlamentonun açılmasıyla birlikte gündeme getirmesi beklenen Mortgage sisteminin işlemeyeceğini, konut sahibi olmayanların aldıkları maaşların seviyesinin herkes tarafından bilindiğini ve ödeme güçlüğü yaşanacağını iddia eden Rıdvan Akgün, "Mortgage sistemi Türkiye'de çalışmayacaktır. Bunu herkes görecek. Çünkü, Türkiye'de bunun altyapısı oluşturulmadı. Sistem diyor ki, 'Maaşın üçte biri oranında'. Gelinde bulun öylelerini. Bizce bu sistem doğmadan ölecek" diye konuştu.
Toplu Konut İdaresi'ni (TOKİ) de eleştiren Akgün, TOKİ'yi sosyal konut yapmak yerine Emlak Bank Konutları gibi rantı yüksek konuta yönelmekle suçladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.