DENİZ CANLI POPÜLASYONU S.O.S. VERİYOR
İzmir Haberleri / Manisa Haberleri / Aydın Haberleri / Denizli Haberleri / Kütahya Haberleri / Afyonkarahisar Haberleri / Uşak Haberleri / Muğla Haberleri / Ege Haberleri / ünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) Londra Zooloji Topluluğu ile ortaklaşa yürüttüğ
14 Nisan 2016 Perşembe 14:04
DENİZ CANLI POPÜLASYONU S.O.S. VERİYOR
İzmir Haberleri / Manisa Haberleri / Aydın Haberleri / Denizli Haberleri / Kütahya Haberleri / Afyonkarahisar Haberleri / Uşak Haberleri / Muğla Haberleri / Ege Haberleri
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) Londra Zooloji Topluluğu ile ortaklaşa yürüttüğü araştırma, 1970’den bugüne su altında yaşayan memeliler, deniz kuşları, balıklar ve sürüngenlerden oluşan popülasyonun yüzde 49 azaldığını gösteriyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) Londra Zooloji Topluluğu ile ortaklaşa yürüttüğü araştırmada, özellikle insanların beslenme amaçlı tükettikleri deniz canlılarının sayısındaki düşüşün hız kazandığı, ton balığı ve uskumru nüfusunda yüzde 74 azalma olduğuna dikkat çekildi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın 2015 Yaşayan Mavi Gezegen Raporu, deniz ekosistemdeki değişimi gözler önüne seriyor. Rapor sonuçlarını değerlendiren WWF Başkanı Marco Lambertini, "İnsan refahıyla doğrudan bağlantılı balık türlerine baktığımızda popülasyonların hızlı bir düşüşe geçtiğini görüyoruz. Balık türlerinin devamlılığı için mercan resifleri, mangrovlar ve deniz çayırları gibi ihtiyaç duydukları yasam alanları da eşit derecede tehdit altında" diyerek tehlikeye dikkat çekiyor.
ORKİNOS VE TORİK NÜFUSU AZALIYOR
Bin 200'den fazla canlı türünün incelendiği araştırmada, aşırı avcılık gibi insan kaynaklı aktivitelerin yanı sıra iklim değişikliğinin de bu nüfus düşüşünde etkisi olduğu, okyanusların havadan emdikleri karbondioksit nedeniyle sularındaki asit oranının yükseldiğini bunun da su altındaki canlı türlerine zarar verdiği kaydedildi. Ekonomik değeri olan balık türleri indeksi, balık popülasyonunda küresel olarak 1970 ile 2010 arasında yüzde 50 düşüş olduğunu gösteriyor. Veri kaynakları, ekonomik değere sahip balık popülasyonları arasında 459 tanesi için tehditlerle ilgili bilgi içeriyor. Vakaların büyük çoğunluğunda aşırı avcılık ana tehdit olarak tanımlanıyor. Listelenen diğer tehditler, yaşam alanlarının azalması, kaybolması ve iklim değişikliğinin etkileri olarak sıralanıyor.
Uskumru, orkinos ve torik ailesi olarak tanımlanan Scombridae indeksi, 17 türün 58 popülasyonuna dayalı bir indeks ve bu indeks, 1970 ile 2010 yılları arasında yüzde 74 azalma olduğunu gösteriyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELER ÖNLEM ALMAYA BAŞLADI
Yeni Zelanda hükümeti, kendi kara sınırlarının iki katı büyüklüğünde bir okyanus alanını koruma altına almaya hazırlanıyor. Karmadec Okyanus Sığınağı, bu bölgedeki tüm avlanma faaliyetlerine yasak getireceğini duyurdu. Bu yasakla bölgenin benzersiz yapısı da koruma altına alınacak. Sığınak bu yıl faaliyete geçecek ve dünyanın en derin ikinci deniz çukurunu ve 50'ye yakın deniz altı volkanını da içinde bulunduracak. Ayrıca bu bölge, balık, kuş, balina ve deniz kaplumbağaları açısından son derece zengin. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu projenin önemini kavramak son derece kolay oluyor.
Elbette ki balıkçılık sektörü bu karardan hiç ama hiç memnun değil. Ancak proje büyük destek gördü ve herkes bu bölgenin bu gidişle insanlar yüzünden yaşanamaz hale geleceğinden emin. Yeni Zelanda'ya ek olarak Amerika Birleşik Devletleri hükümeti de böyle bir proje yapmayı gündemlerine aldı.
DENİZ ÇAYIRLARI ÜÇTE BİR AZALDI
Deniz çayırları, dip yapısını tutmak ve deniz yatağını dengelemekten dugong'lar, deniz ayıları ve yeşil deniz kaplumbağaları için beslenme alanı sağlamaya ve ticari olarak önemli balık türleri için kritik yaşam alanı oluşturmaya kadar bir dizi ekosistem hizmeti veriyor. Aynı zamanda muazzam miktarda karbon depoluyor. Deniz çayırlarının kilometre kare başına 83 bin ton karbon depoladığı tahmin edilmektedir. Bu miktar tipik bir karasal ormanın iki katından daha fazladır. Dünya çapında deniz çayırları yayılımı, geçtiğimiz yüzyıl, yüzde 30 oranında azaldı. Deniz çayırı yaşam alanlarının durumunu ortaya koymak için 215 çalışmanın küresel bir değerlendirmesi yapıldı. Deniz çayırları alanında düşüşün acımasız bir şekilde yılda yüzde 1,5 olduğu ve ilgili bölgelerde 127 yılda toplam alan kaybının 3 bin 370 kilometrekare olduğu belirtilen değerlendirmede, 1879'dan 2006'ya kadar dünyanın her yerinden toplam bin 128 gözlem dahil edildi. Bu verilerden küresel ölçekte bir sonuca varmaya çalışıldığında, 1879'dan beri 51 bin kilometrekare deniz çayırı alanının yüzde 29'unun kaybedildiği vurgulandı. Şu anki ortalama küresel deniz çayırı yayılımının ise 177 bin kilometrekare olduğu belirtiliyor.
Londra Zooloji Derneği de (ZSL), 232 türün 350 popülasyonunun verisine dayanarak deniz çayırı yaşam alanlarında bulunan balık nüfusu için bir endeks hazırladı. Deniz çayırlarındaki balık endeksi, 1970 ile 2010 yılları arasında yüzde 70'in üstünde dramatik bir düşüş olduğunu gösteriyor. YGE veri kaynakları, deniz çayırlarında yaşayan popülasyonlar için ana tehdidi aşırı avcılık olarak tanımlıyor; arkasından ise yaşam alanı kaybı, değişimi geliyor; kirlilik tehdidi ise yine deniz çayırı alanlarında balık ve mercan resifi indekslerinden daha yüksek gibi gözüküyor.
NASA UYARDI: DENİZ SEVİYESİ HIZLA YÜKSELİYOR
Dünyanın en büyük 15 şehrinden 11 'i deniz kıyısında yer alıyor. Deniz seviyesindeki artış bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insan için artık bir tehlike.
NASA'nın kısa süre önce yayımladığı yem tahminler çok da uzak olmayan bir gelecekte, eriyen buzullar ve ısınan su yüzünden deniz seviyesinin yaklaşık bir metre yükseleceğini öngörüyor. Fakat bu yükselmenin yüz yıl içinde mi yoksa daha mı uzun sürede olup olmayacağı net bilinmiyor. NASA, 1992'den bu yana deniz seviyesinin yaklaşık 7,5 santimetre yükseldiğini söylüyor. Kimi yerlerde deniz seviyesindeki artış, 22-23 santimetre civarında seyrediyor.
Deniz seviyesindeki artısın en şiddetli yaşanacağı yer kıyılar. Kıyı şehirlerinde su baskının maliyeti her yıl 6 milyar doları buluyor. 2050'de ise bu rakam 1 trilyon dolara yükselecek. NASA bilim insanları, su seviyesindeki yükselişi sayısız uydu, tekne, sualtı cironu, denizaltı ve OMG (Oceans Meltıng Greenland) adlı bir programla takıp ediyor.
Kaynak: Deniz Kültürü ve Çevre Dergisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.