BU YIL TARIM SİGORTACILIĞI AÇISINDAN SEFERBERLİK YILI OLACAK
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, doğal risklerin tamamının teminat altına alındığı 2017 yılını tarım sigortacılığı açısından seferberlik yılı ilan ettiklerini belirterek "TARSİM tek merkez olarak çiftçinin doğal afetler karşısında güvencesi k
24 Ocak 2017 Salı 09:32
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, doğal risklerin tamamının teminat altına alındığı 2017 yılını tarım sigortacılığı açısından seferberlik yılı ilan ettiklerini belirterek "TARSİM tek merkez olarak çiftçinin doğal afetler karşısında güvencesi konumundadır. Çiftçilerimizin başka bir birimden bu afetler karşısında herhangi bir talepte bulunma durumları artık yok. Ürünlerine sigorta yapmaları kaydıyla TARSİM zararları giderme noktasında tek çıkış noktasıdır. Artık başka bir yerin hasar tespiti veya bu kayıpların giderilmesiyle ilgili çalışmasına gerek kalmadı." dedi.
Bakan Çelik, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünde (AOÇ) düzenlediği basın toplantısında, Tarım Sigortaları Havuzu'nun (TARSİM) sigorta kapsamıyla ilgili yeni düzenlemeleri anlattı.
Çelik, tarımsal üretimin doğası gereği olumsuz iklim şartları başta olmak üzere, pek çok riske açık durumda bulunduğuna dikkati çekerek, Tarım Sigortaları Kanunu'nu 2005 yılında çıkardıklarını, TARSİM'in de 2006 yılının Haziran ayından itibaren faaliyetlerine başladığını hatırlattı.
TARSİM kapsamında 10 yılda toplam 5 milyar lira prim üretimi gerçekleştirildiğine işaret eden Bakan Çelik, bunun 2,3 milyar lirasının üreticiler tarafından ödendiğini, 2,7 milyar lirasının da devlet tarafından karşılandığını bildirdi. Çelik, üreticilere ödenen toplam hasar iadesinin de 3,1 milyar lira olduğunu ifade etti.
Geçen sene 2,1 milyon hektar alanın, 1 milyon 124 bin küçükbaş, büyükbaş hayvanın, 19 bin 500 seranın ve 1,5 milyon arı kovanının sigortalandığını belirten Çelik, aynı dönemde 316 bin hasar dosyası için işlem yapıldığını ve üreticilere 900 milyon liralık hasar ödemesi gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Çelik, 2016'daki sigortalanma oranının yüzde 10-20 arasında olduğuna dikkati çekerek, devletin verdiği desteklere rağmen sigortalanma oranının düşük olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Bu alanda yapılması gereken çalışmaları hayata geçirdiklerini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
"2017 yılında uygulamaya koyduğumuz ilklerle birlikte doğal afetlerden kaynaklı tüm tarımsal riskleri sigorta kapsamına almış bulunuyoruz. Bunlar ülkemiz tarımı ve üreticisine çağ atlatacak sigortacılık açısından devrim niteliğindeki yaklaşımlardır. Tüm Türkiye'de buğday kuraklık karşısında güvence altına alınıyor. Ürünleriyle birlikte meyve ağaçlarını teminat kapsamına alıyoruz. Kirazda yağmur kaynaklı miktar kaybını, asma yaprağını da bazı risklere karşı teminat kapsamına almış bulunuyoruz. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara yönelik hırsızlık teşebbüsü temelli zararları teminat kapsamına almış bulunuyoruz. Bu teminatlarla üreticilerimiz hem risklerini güvence altına aldılar hem de meyve ağaçlarını ve hayvanlarını rehin ettirerek kredi kullanma imkânını elde ettiler. Çiftçilerimizin karşılaşabileceği bütün doğal riskler TARSİM teminatı altındadır. Buğday için 2017 itibarıyla başlayan kuraklık teminatı 2018 yılında tüm tahıl ürünleri için geçerli olacak şekilde yaygınlaştırılacak. 2018'e geldiğimizde artık TARSİM kapsamına alınmayan ürünün kalmayacağını görmüş olacağız. Nihayi hedefimiz ise gelir sigortasını hayata geçirerek çiftçimizin işletme gelirlerini güvence altına almak. İnşallah önümüzdeki dönemde de artık gelir sigortasının hayata geçirilmesi sürecine girmiş olacağız."
"TARSİM kara gün dostu"
Bakan Çelik, geçen yıl 72 ilde 562 bin çiftçiye ait 2 milyon 470 bin hektar arazinin doğal afetlerden zarar gördüğünü belirtti. TARSİM'in kara gün dostu olduğunu vurgulayan Çelik, bunu nedenle çiftçilere bir an önce tarım sigortalarını yaptırmalarını tavsiye etti.
Çiftçilerin sigorta yaptırırken büyük bedeller ödemeyeceğine işaret eden Çelik, Türkiye'de işletme büyüklüklerinin ortalama 60 dekar civarında bulunduğunu söyledi. Bu arazi büyüklüğü için çiftçilerin ödeyeceği sigorta bedelinin 330 lira olduğunu ifade eden Çelik, bunun karşılığında arazinin zarar görmesi durumunda çiftçinin 10 bin liraya kadar hasar iadesi alabileceğini bildirdi.
Bu yılın başından itibaren doğal afetlerle ilgili herhangi bir desteğin başka bir kanaldan alınmasının söz konusu olmayacağını dile getiren Çelik, çiftçilerin kuraklığa karşı risklerini teminat altına alabilmek için şubat ayı sonuna kadar ürünlere göre belirlenen sürelerde müracaatlarını yapmaları gerektiğini söyledi.
Çelik, "Doğal risklerin tamamının teminat altına alındığı 2017 yılını tarım sigortacılığı açısından seferberlik yılı ilan ediyoruz. TARSİM tek merkez olarak çiftçinin doğal afetler karşısında güvencesi konumundadır. Çiftçilerimizin başka bir birimden bu afetler karşısında herhangi bir talepte bulunma durumları artık yok. Ürünlerine sigorta yapmaları kaydıyla TARSİM zararları giderme noktasında tek çıkış noktasıdır. Artık başka bir yerin hasar tespiti veya bu kayıpların giderilmesiyle ilgili çalışmasına gerek kalmadı." dedi.
"En doğru kararı halkımız verecek"
Bakan Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşan Anayasa değişikliğine ilişkin, "Bu tarih aynı zamanda bir parlamentonun kendi tarihine ihanet tarihidir." şeklindeki sözlerine yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:
"Daha önceki anayasa değişikliği tartışmalarında 'Bu meclis bu şartlarda anayasa yapamaz, darbe gibi olağanüstü durumlarda Anayasa değişikliği yapılır' deniyordu, böyle bir bakış açısıyla karşılaşıyorduk. Türkiye 15 Temmuz sonrasında olağanüstü bir süreç yaşıyor. Şimdi de deniyor ki, 'Olağanüstü şartlarda Anayasa değişikliği yapamazsınız'. Bu 'İstemezük' anlayışındakilerin her dönemde bir gerekçeleri var. Türkiye AK Parti'den dolayı bu süreçleri yaşamadı. Cumhurbaşkanlarının nasıl seçildiğini biliyoruz. Sayın Ahmet Necdet Sezer Beyi, Sayın rahmetli Süleyman Demirel Beyi, rahmetli Özal nasıl seçildiyse aslında o gün de öyle bir seçim yapılıyordu. Ama hukuksuz kurallar konuldu. Kural denir mi bilmiyorum. Gerçekten parlamentoya, meclise, milli iradeye müdahale diyebileceğimiz, olmadık tablolar milletin karşısına konuldu. Tek bir çare vardı, o gün madem Meclis'e seçtirmeyeceksiniz, hukuksuz bir şekilde dayatmalar yapıyorsunuz, o halde bu meseleyi Anayasa boyutunda çözmek için değişikliğe gidildi ve Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin denildi. O gün Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine neden olanlar bugün halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı ile ilgili yapılan Anayasa değişikliğine karşı çıkıyorlar. Dün de karşı çıkıyorlardı. Bugün de oluşan bu ortamdaki çözüme karşı çıkıyorlar. Bunların her şeye karşı tavırlarını bütün kamuoyu olarak hepimiz biliyoruz. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve halkın seçtiği Başbakan ikileminden Türkiye'yi çıkaracak yeni bir süreç, yeni bir sistemle Türkiye referandum sonrası tanışmış olacak."
Referanduma gidildiğinde halk neyi seçtiyse onu kabul edeceklerini belirten Çelik, "Demokrasilerde sırtınızı halka dayadığınız an birçok meselenin kendiliğinden çözüldüğünü göreceksiniz. Dünyada birçok şey değişiyor. Bunlara direnmek mümkün değil. Tabi ki sistem değişiklikleri olacak. Sistem yürümüyorsa, aksaklıkları varsa onu gidereceksiniz. 80 milyona gömlek dar geliyorsa yeni açılımlar yapmak durumundasınız. Bunu başka tartışmalara çekmek ucuzluktur, ucuzca bir yaklaşımdır. Türkiye bunu hak etmiyor. Yakın gelecekte referandum sonrası kabul edilmesi halinde uygulamaya geçildiğinde daha seri hareket eden bir yönetim anlayışı sergilenmeye başlarsa mahcup olacaklarını bugün yapmasınlar. Çünkü burada son derece halka dayalı, samimi, var olan yönetimdeki sorunları çözmeye dönük bir yaklaşım var. En doğru kararı halkımız verecek hepimiz de ona saygılı olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıya, Bakanlık Müsteşarı Nusret Yazıcı, TARSİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kemaloğlu ve AOÇ Müdürü Yener Yıldırım da katıldı. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.