BAŞBAKAN’DAN VERGİ MÜJDESİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yatırım teşviki uygulamasını kaldırdıklarını ve Kurumlar Vergisi'ni yüzde 30'dan yüzde 20'ye çektiklerini açıkladı. Erdoğan, Gelirler Vergisi'ni tek tarifeye ve 4 dilime indirdiklerini açıklayarak, her dilim için yüzde 5 indirim yaptıklarını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son 3 yılda yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı. Türkiye'nin, son 3 yılda ekonomik alanda elde ettiği kazanımları kalıcı hale getirmeye başladığını söyleyen Erdoğan, önlerinde bulunan tablonun, Türkiye'nin istikrar ve güven ortamı içinde geleceğe emin adımlarla yürüdüğünü ve Türkiye'nin çok daha ileri hedefleri yakalama enerjisine sahip olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Türkiye'nin 3 yıl önce karanlığa sürüklenen bir ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, bir daha aynı girdaplara sürüklenmemek için geçmişi unutmamaları gerektiğini vurguladı. Erdoğan, "Son 3 yılda adım adım ilerlediğimiz yol Türkiye'nin mutlu, müreffeh , tüm insanlarımızın adil gelir paylaşımından nasibini aldığı bir yol olacaktır" diye konuştu. AK Parti Hükümeti döneminde enflasyonun düşürülmesinde tarihi bir başarı kazanıldığını ifade eden Erdoğan, yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 8 olduğunu, geçen ayın rakamının ise yüzde 7.52 olarak gerçekleştiğini bildirdi. Erdoğan, bunun çok ciddi bir düşüş olduğunu ve daha şimdiden Maastricht Kriterleri'ni yakaladıklarını belirtti. Son 3 yılda ortalama yüzde 8 büyüme oranının yakalandığına işaret eden Erdoğan, göreve geldiklerinde iç borçlanmada yüzde 70 faiz ödeyen Türkiye'nin şu anda yüzde 14'ün altında faiz ödediğini anlattı. Aradaki farkın yüzde 56 olduğuna dikkat çeken Erdoğan, bunun 1 puanının 1.5-2 katrilyon liraya tekabül ettiğini söyledi. Erdoğan, "Bu düşüş sağlanmasaydı bize maliyeti 90 katrilyon lira olacaktı. Bize borcu borçla ödüyorsunuz diyorlar. Doğru, borcu borçla ödüyoruz ama bizden öncekiler parayı yüzde 70'le satın alıyorlardı. Biz yüzde 14'le satın alıyoruz. Ekonomik başarıda aslolan bunu yakalayabilmektir. Parayı yönetmek budur. Bizim Hükümetimiz bunu yakalamıştır" şeklinde konuştu.

Bu sürecin devam ettiğini kaydeden Erdoğan, henüz asıl hedeflerini yakalayamadıklarını bildirdi. Erdoğan, Avrupalı dostlarıyla konuştuklarında, bu gelişmeler karşısında şok olduklarını anlattı. Bundan memnun olmayanlar, bu başarıyı hazmedemeyenler de bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Varsın olsunlar. Biz milletimize hizmet yolunda oralara kulak asmadan gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Olayın, sadece ekonomik gelişmelerdeki müspet hava olmadığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'deki demokratik gelişmelerin, ekonomi alana etkisinin önemli olduğunu vurguladı. Son 3 yılda bu açılımlar gerçekleşmese, ekonomide bu başarıyı yakalamalarının mümkün olmayacağına dikkat çeken Erdoğan, 2006-2007 yıllarında da bu trendin öngördükleri şekilde devam edeceğini ve büyümenin kalıcı hale geleceğini ifade etti. Son 3 yılda yakalanan büyümenin istihdama da yansımaya başladığını bildiren Erdoğan, 2003 yılının ikinci döneminde yüzde 10 olan işsizlik oranının 2005 yılının Haziran-Temmuz döneminde yüzde 9.1'e gerilediğine dikkat çekti. 1 ay sonra Türk parasından 6 sıfırın tamamen kalkacağını belirten Erdoğan, 2006'da sadece YTL'nin kullanılacağını kaydetti. Erdoğan, 1 yıl sonra ise YTL'nin de aslına döneceğini ve TL olarak sürece devam edileceğini bildirdi.

"TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARET HACMİ, 190 MİLYAR DOLARA YÜRÜYOR"

Türkiye'nin son 3 yıl içinde ithalat ve ihracatta da ciddi bir sıçramayı yakaladığına işaret eden Erdoğan, bu yıl Türkiye'nin dış ticaret hacminde 190 milyar dolara doğru yürüdüğünü anlattı. Turizmde ayrı bir patlamayı yaşadıklarını bildiren Erdoğan, turist sayısının bu yıl sonunda 20 milyonu aşmış olacağını ifade etti. Bu sayının yeterli olmadığını kaydeden Erdoğan, Batı ülkelerinde bir şehrin, bu sayının daha üzerinde rakamları yakalayabildiğini söyledi. Erdoğan, 4 mevsim turist çekebilecek yapısıyla, kültür ve inanç turizmi altyapısıyla, yaylalarıyla, dağlarıyla çok güçlü olan Türkiye'nin bu sayıyı yeterli görmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Turizm alanında çok ciddi yatırımlar bulunduğunu belirten Erdoğan, yatak kapasitesinin artmasıyla birlikte turizmde bir patlamanın gerçekleşeceğini bildirdi.

Vergi sisteminin yeniden yapılandırılması yönünde bazı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Erdoğan, son 3 yılda bu süreç içinde önemli mesafeler kaydettiklerini söyledi. Vergi sisteminin basitleştirilmesi için atılması gereken adımlar olduğunu dile getiren Erdoğan, sistemin önünü açmaya yönelik olarak önemli bir güvensizlik kaynağı olan 'nereden buldun' uygulamasını kaldırdıklarını anlattı. Vergi Barışı Kanunu ile ekonomide bir uzlaşma ortamının tesis edildiğini ifade eden Erdoğan, kriz şartlarında mükelleflerin üzerinde oluşan tahribatı ortadan kaldırdıklarını ve on binleri bulan ihtilaflı doysa sayısını aşağı çektiklerini belirtti. Erdoğan, vergi barışı uygulamasıyla Türkiye'ye 7.4 katrilyon liralık ilave bir kaynak kazandırdıklarını açıkladı. Yapısal düzenlemeler açısından köklü çalışmalar başlattıklarını kaydeden Erdoğan, vergi mevzuatının anlaşılabilir ve basit uygulanabilir olmasını esas aldıklarını ifade etti. Vergi sisteminin yatırımcıların gelecek planlaması yapabilmesine izin ve6ni kaydeden Erdoğan, henüz asıl hedeflerini yakalayamarecek şekilde istikrarlı ve öngörülebilir olmasına dikkat ettiklerini ifade eden Erdoğan, vergi uygulamalarının, ekonominin önünü tıkamamasına da önem verdiklerini vurguladı. Hükümet olarak çağdaş ve etkin bir vergi sistemi oluşturmak adına adımları kararlılıkla attıklarını bildiren Erdoğan, daha önce hiçbir hükümetin cesaret edemediği enflasyon muhasebesine geçme kararı aldıklarını kaydetti.

Geçen 3 yıl içinde vergi oranlarında önemli indirimler yaptıklarını anlatan Erdoğan, bazen art niyetli olarak "vergiler artıyor" şeklinde ifadeler kullananlar olabildiğini söyledi. Kurumlar vergisinin geçen yıl yüzde 33'ten yüzde 30'a, gelir vergisinin ise, azami vergi oranının yüzde 40'tan 35'e, diğer gelirler için ise yüzde 45'ten yüzde 40'a indirildiğini hatırlatan Erdoğan, ilk aşamada kurum kazançları üzerindeki vergi yükünün yüzde 65'lerden yüzde 44'e çekildiğini ifade etti. Temel gıda maddeleri, sağlık ve eğitimde önemli indirimler yaptıklarını dile getiren Erdoğan, Türkiye güçlendikçe tekstilde, konfeksiyonda da bu adımları atacaklarını ifade etti.

2004 yılı için Kurumlar Vergisi kapsamında beyanname veren mükelleflerin yüzde 60'ının kazanç beyan ederken, yüzde 40'ının zarar beyan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, kazanç beyan eden kurumlardan yüzde 55'inin ise istisna olduğunu kaydetti. Erdoğan, indirim ve stopaj suretiyle ödenen vergilerde, geçici vergi düştükten sonra ödenecek herhangi bir vergi beyan etmediklerini anlattı. Verginin çok büyük bir kısmının çok az sayıda mükellef tarafından ödendiğine dikkat çeken Erdoğan, 2004 yılında beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinin 8.9 katrilyon lira olduğunu, bunun yüzde 58'inin sadece 100 mükellef tarafından beyan edildiği bildirdi. İlk 100 mükellefin 19'unun kamu iktisadi kuruluşu olduğunu açıklayan Erdoğan, bunların beyan ettikleri verginin 2.8 katrilyon lira olduğunu belirtti.

KAYITDIŞI ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK OLAN MÜKELLEFLERE UYARI

Mükelleflerin binde 5'inin 7.4 katrilyon lira vergi beyan ettiklerini kaydeden Erdoğan, 210 bin mükellefin ise vergiye tabi matrah beyan etmediklerini açıkladı. Erdoğan, bu durumun kurumlar vergisinde mükelleflerin büyük ölçüde kayıtlı olduklarını ancak bunların ekonomik aktivitelerinin vergi oranlarının da yüksek olması nedeniyle büyük ölçüde kayıt dışı olarak gerçekleştiğinin ortaya çıktığını ifade etti.

Erdoğan, konuşmasında iş dünyasına da müjde vererek şunları söyledi:

"Müteşebbislerimizin çevre ülkelerle rekabet şartlarını iyileştirmek ve küresel sermaye yatırımlarını teşvik amacıyla yatırım indirimi uygulamasını kaldırıyoruz. Halen yüzde 30 olarak uygulanmakta olan kurumlar vergisi oranını da yüzde 20 seviyesine çekiyoruz. Yatırın indiriminden istifade edenlerin sayısı zaten çok az. Gelir vergisi mükellefleri için uygulanan tarifede de değişikliğe giderek ücret gelirleriyle diğer gelirlerin ayrı ayrı uygulanan tarifeleri teke indiriyoruz. Tarifelerin dilim sayısını da 5'ten 4'e indiriyoruz. Yeni tarifede en düşük oran yüzde 15, 2. dilim için oran yüzde 20, 3. dilim için oran yüzde 27, en yüksek oran ise yüzde 35 olacak. Bu daha önce yüzde 40'tı. Böylece beyanname ile beyan edilen gelirler üzerinden yüzde 20'den başlayıp yüzde 40'a kadar yükselen tarife yapısı ücret g6ni kaydeden Erdoğan, henüz asıl hedeflerini yakalayamaelirlerine paralel olacak şekilde yüzde 15'ten başlayıp yüzde 35'te sona eren bir yapıya kavuşturulmuş olacaktır. Bu tarife ile hem tarife yapısı dünya uygulamalarına daha uygun hale getirilmekte hem de her dilimde 5 puanlık bir indirim sağlanmaktadır. Gelir vergisinde uygulanan en yüksek oranın yüzde 35'e, kurumlar vergisi oranının ise yüzde 20'ye indirilmesi ile kurum kazançları üzerindeki toplam vergi yükü Türk yatırımcılar için yüzde 44'ten yüzde 34'e, küresel sermaye içinse yüzde 37'den 28'e inmiştir. Bu önemli düzenleme ile birlikte Türkiye'nin yatırım şartlarını iyileştirmek adına çok önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu indirim küresel sermaye yatırımlarını çekebilmek açısından çevre ülkelerle rekabet kapasitesini büyük ölçüde artıracaktır. Ülkemize doğrudan küresel sermaye yatırımlarını hızlandıracak, yerli yatırımcılarımızı daha fazla yatırım yapmaya teşvik edecektir. Kurumlar vergisindeki yatırım istisnasının kaldırılmasıyla mükellefler sadece vergi avantajlarından yararlanmak için yatırım yapmak yerine yatırımın daha verimli alanlara yönelmesi sağlanacaktır. Yatırımların ülke geneline dağılarak işsizlik sorununun çözümüne hizmet etmesi, gelir dağılımındaki bölgesel farkların azalması yönünde de önemli beklentilerimiz var. Mükelleflerimizin vergi oranlarının yüksekliğini gerekçe göstererek kayıt dışına yönelmeleri engellenecek ve bu bahane de ortadan kalkmış olacaktır. Yapılan bu iyileştirmelere rağmen kayıtdışı çalışmaya devam edecek olan mükellefler de kusura bakmasınlar, en ağır şekilde cezalandırılacaklar. Bu indirimin psikolojik bir etkisi de olacak. Boş beyanname veren ya da vergi vermeyen mükellefleri vergi öder hale getirecek bu iyi niyet. Biz karşı taraftan da aynı iyi niyeti görmek istiyoruz. Bu ülke 73 milyon. Burada kimse için bir ayrımcılık söz konusu değil, ama hepimiz sorumluluğumuzu bileceğiz. Eğer bu bilince kavuşursak, Türkiye geldiği noktanın çok daha üzerine süratle ulaşacak."