"ARTIK 'YERİM DAR' DEMEK YOK"
İzmir'de Jeotermal İşletmecileri Toplantısı'na katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, "İktidar olarak biz sizin emrinizdeyiz" dedi. Jeotermal enerjinin büyük ölçüde suya bağlı bir şey olduğunu ve Türkiye'nin altında şu anda büyük bir soba b
29 Mart 2006 Çarşamba 00:55
İzmir'de Jeotermal İşletmecileri Toplantısı'na katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, "İktidar olarak biz sizin emrinizdeyiz" dedi. Jeotermal enerjinin büyük ölçüde suya bağlı bir şey olduğunu ve Türkiye'nin altında şu anda büyük bir soba bulunduğunu söyleyen Bakan Güler, bu enerjiden en iyi şekilde yararlanabilmek için 'Jeotermal Yasası' hazırladıklarını belirtti. Çıkacak Jeotermal Yasası'nda 7 yıllık teşviğin bulunduğunu, bundan işletmecilerin ve yatırımcıların faydalanmasını istediklerini bildiren Güler, jeotermal enerjinin İzmir ve Ege Bölgesi için de önemli olduğunu, Allah'ın İzmir'e bütün güzellikleri verirken jeotermal enerjiyi de verdiğini dile getirdi. Bakanlık olarak kendi içlerinde bir koordinasyon sağladıklarını, kuruluşların ellerindeki bilgi birikimlerini masaya koyup birbirlerinin ortak kullanımlarına açtığını, paylaştığını, kömür yatırımlarının bu sayede 7'ye katlandığını belirten Güler, jeotermal enerjide istedikleri şeyin 100 derece üzerinde elektrik elde etmek, altındaki sıcaklıkları ise ısınmada kullanmak olduğunu kaydetti. Koordinasyonun sağlanması ile derlenen bilgilerden faydalanarak bir jeotermal haritası ve kalınca sayılabilecek ancak tamamen bilgilerle dolu bir de el kitabı hazırladıklarını açıklayan Bakan Güler, "Türkiye'de çevreyi kirletmeyen, aynı zamanda dışa bağımlılığı minimize eden bir çalışma yapıldı" diye konuştu. İzlanda'nın kutuplarda karın altında bir yer olmasına rağmen jeotermal enerjiden hem elektrik üretip, hem ısınan bir ülke olduğunu, orada da yerin altında bir soba olduğunu ve verimli bir şekilde kullanıldığını anlatan Hilmi Güler, jeotermal haritası ve envanterinin hazır olduğunu, yasasının da çıkartılacağını belirterek, "Bundan sonra 'yerim dar' demek yok. Şu anda 23 yeri özel sektöre devretmek üzere hazırladık. Bunların bazılarının sıkıntıları var. Bunu yasa ile gidermek mümkün değil. Yasa çıkartılırken gelin oraya düzeltmeleri yaptırın. Siz bu işi hepimizden iyi biliyorsunuz, bu işin içinden geliyorsunuz. Uygulamacıların bilgilerine biz çok önem veriyoruz. Gelin çalışmalara siz de katkıda bulunun, birlikte yapalım" ifadelerini kullandı.
Jeotermal işletmecilerinden gelecek feet-back'ların kendilerini daha olumlu, iyi bir noktaya taşıyacağını ifade eden Güler, "Sondaj makineleri konusunda sadece MTA'ya bağlı kalmayın. Kendiniz bir şirket kurup bu işlerin kendiniz yapın. Jeotermal enerji konusu yakın zamanda yok satacak. Biz MTA olarak size teknik danışmanlık verelim. Biz zaten MTA olarak makineleri özelleştiriyoruz. Siz de bizden hizmet alın. Kısacası biz iktidar olarak sizin emrinizdeyiz. Bakanlığımızın bütün kuruluşları emrinizde" şeklinde konuştu. Katılımcıların sorularını da cevaplandıran Güler, rüzgar enerjisi işletmecilerinin 3 tane derneğinin bulunduğunu, jeotermal enerji işletmecilerinin de bir derneğinin olması gerektiğini düşündüğünü vurguladı. Bakan Güler, Türkiye'nin jeotermal kaynakları yönünden Avrupa'da birinci, dünyada ise 7. sırada yer aldığını, halen kaynakların yüzde 5'ini kullandığını, bir de bulunacak olanlar olduğunu belirterek, jeotermal işletmeciliğinin ufkunun açık olduğunu belirtti.
İzmir'de jeotermal kaynaklar konusunda daha çok potansiyel ve daha yapılacak çok işin olduğunu belirten Vali Oğuz Kağan Köksal ise, işletmeciler arasında bilgi alışverişini sağlamak, varsa eksiklerin giderilmesi için çalışma yapmak için böyle bir toplantı düzenlediklerini bildirdi. Jeotermal işletmelerine sanayi statüsünde değil, tüketici statüsünde elektrik tarifesi uygulandığını, bunun düzeltilmesi halinde abonelerin daha ucuza ısınabileceğini kaydeden Köksal, ayrıca yeni yasa ile abone sözleşmelerine de bir düzenleme getirilmesi gerektiğini dile getirdi. İzmir'de jeotermalin ayrı bir öneminin, değerinin olduğunu vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, Seferihisar'daki Karakoç kaynakların verimli olarak kullanılması, sağlık ve kaplıca turizminin gelişmesinin kentin kongreler, fuarlar ve turizm vizyonuna önemli katkısının olacağını söyledi.
MTA Genel Müdürü Mehmet Üzer, önümüzdeki 5 yıl içerisinde jeotermal görünümünü yüzde 25'e çıkarmayı hedeflediklerini, MTA ve Türkiye için iyi günler olacağını, özellikle gömülü madenler konusunda özellikle Karadeniz'de ciddi çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.