ALTIN EN GÜVENİLİR LİMAN
ANKARA KUYUMCULAR VE SAATÇİLER ODASI BAŞKANI "ALTIN EN GÜVENİLİR LİMAN"
09 Şubat 2017 Perşembe 13:47
Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan H. Çavuşculu, altın sektöründe yaşanan hareketlenmeleri MAG Business için değerlendirdi. Çavuşculu, yatırım amaçlı en güvenilir limanın altın olduğunu belirtti.
-Kuyumcular ve Saatçiler Odası olarak faaliyetlerinizden bahseder misiniz ?
Tüketici ile meslektaşlarımız arasında köprü görevi görüyor, bir nevi arabulucu işlevi görüyoruz diyebiliriz. Adalet Bakanlığı'na da bu konuda detaylı bilgi sunduk. Arabuluculuk konusuna bizim meslek odalarımızın daha fazla eğilmesi ve vatandaşlarımıza kaliteli hizmetin sunulması noktasında ne gibi çalışmalar yapılması gerektiği noktasında durmamız gerekiyor. Tüketici bir sorun yaşadığında elimizden geldiğince çözmeye çalışıyoruz. Bizim yetkilerimiz de sınırlı. Kayıtlarla ilgili belgeler düzenliyor ve kuyumcular adına sektörü yakından takip ediyoruz. Fiyat açıklıyor, bir yandan da gelişmeleri duyuruyoruz. Yasalar ne kadar el verirse o kadarını yapabiliyoruz. Verilen yetkiler doğrultusunda esnafımızın sıkıntılarını çözmeye çalışıyoruz.
-Altın fiyatlarında ve dolarda yaşanan artış kuyumcu esnafını nasıl etkiledi?
Son zamanlarda yaşanan ekonomik ve siyasi olaylar her alanı olduğu gibi, kuyumcu esnafını da olumsuz etkiledi. Bunun yanı sıra kuyumcu esnafını olumsuz etkilediği kadar bu durum halkı da olumsuz etkiledi ve müşterilerde de daha yükselecek mi yoksa düşecek mi gibi tereddüt oluşmaya başladı. Tabii ki bu durum alışverişi de etkiliyor. Bir kuyumcuya gidip bir çift alyans veya bir bilezik alacak vatandaşlarımız, bu durumu erteliyor. Bu durumların hepsini bir araya getirdiğimiz zaman, hem o belirsizliğin getirdiği olumsuzluklar müşteriyi etkiliyor hem de üreticinin satış grafiğinin düşmesine neden oluyor. Bu olguları bir araya getirdiğimiz zaman fiyatların ne olacağının bilinmediği bir süreç yaşanıyor ve fiyatların da yükselmesiyle yıllar itibariyle baktığımız zaman alacağı ürün pahalanıyor. 10 gram alacaksa alamıyor, 9 gram veya 8 gram alıyor. Bunlar da olmazsa almamayı tercih ediyor. Eskiden insanlar çeyrek ya da yarım altın götürürken, şimdi gram altın alayım noktasına gelebiliyor. Dahası da var, fiyat çok fazla gelirse altın almıyor başka hediyelere yöneliyor.
Yaşanan bu artış devam edecek mi ön görünüz nedir?
Tabii her yılın ilk çeyreğinde fiyatlarda mutlaka bir artış söz konusu olur. Bu her sene böyledir. Sizlerin de bizim de gördüğümüz gibi ulusal ve uluslararası yaşanan olaylar piyasalar bu süreci etkiliyor. Amerika'nın merkez bankasının faiz kararlarını alması, faizi yükseltiyor olması, doların yükselmesine neden oluyor. Dünyada paralar üzerinde bir olumsuzluk yaşandığı zaman hemen hemen herkes altına sahip olmaya çalışıyor. Bu sadece vatandaşın sahip olması olarak düşünülmemeli, ülkeler tonlarla altın aldığı için bunlar da etkiliyor. Bir önceki yıl ile bu yılın oranına baktığımız zaman, bu sene de yükselmenin devam edeceğini ön görüyoruz.
-Fiyatlardaki artış, tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını değiştirdi mi? Müşteri ne tür ürünler satın alıyor?
Hem fiyatlardaki artış hem de yıllar itibariyle takı tasarımlarındaki gelişmeler müşteri alışkanlıklarında farklılık gösteriyor. Bu durum ile beraber, son yıllarda pırlanta ve elmas takılar müşteriler tarafından daha fazla talep görmeye başladı. Gram altınlar sadece zaruri ihtiyacı gidermek için ön plana çıkıyor artık... Bir insanın düğünü, nişanı yani, kısacası özel günlerine gitmek durumunda kaldığı için çeyrek altın yerine bunları tercih etme noktasında bir değişim söz konusu olmaya başladı. Bazı noktalarda insanlar böyle altınları da götürmeye utanıyor. Hatta biz, çeyrek altın sattığımız müşterilerimizin kurdelasına, bir başkasının götürdüğü ile karıştırmasın diye çeyrek altın yazıyoruz. Çünkü düğüne katılan vatandaşlar bir kutuya atıyor ve kimin nasıl bir altın aldığı belli olmuyor. Yatırım için vatandaşın tercihi, hala çeyrek altın.
-Türk kuyumculuk sektörünün çözüm bekleyen konuları nelerdir? Kuyumcuların sorunlarının çözümü noktasında neler yapılabilir?
Kuyumculuk sektörünün bir yasası olmadığı, her önüne gelenin her yere kuyumcu dükkanı açabildiği ve kuyumculuktan anlamayan bu tarz kişilerin tüketici ile buluştuğu noktada sorunlar yaşamaya başladık. Şu an bizim en büyük sorunumuz kuyumculuk sektörünün bir yasasının olmaması. Yani, kuyumcuların bir kanunu, yasası, hiçbir şeyi yok. Tabir-i caizse, her önüne gelen kuyumcu dükkanı açabiliyor. Güvenliği var mı, yok mu o da belli değil. Bununla ilgili bizim bir yasaya ihtiyacımız var. Mutlaka bir iş yeri standardının getirilmesi gerekir. Dükkan kaç km olmalı, nerede açılabilmeli, sermaye nasıl olmalı? gibi sorulara cevap verilmesi gerekiyor. Bir kuyumcu dükkanı açtığınız zaman 30 metrekare büyüklükte olmalı, kırılmaz camı kepengi, kamerası olmalı. Sermayesi de 5 kg altından az olmamalı veya 5kg altın karşılığı mücevher olmalı. Bunların yanı sıra, iş yeri açarken emniyet, zabıta, belediye, o ildeki kuyumcular odası veya derneğinin görüşü olarak açılmalı. Yani, bir sokak arasında dağda, tepede gelişi güzel yerlerde açılmamalı. Açılacak dükkana teminat yatırılmalı, yani devletin de bundan menfaati olmalı. Örnek olarak; bir dükkan açacak kişi ne olursa olsun 50 bin TL hazineye para aktarmalı. Kuyumcu dükkanı açacak insanların hem devlete katkısı olsun hem sermayesi olsun. Dükkanda altından ve mücevherden başka bir şey bulunmasın. Bununla ilgili girişimlerimiz Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası olarak devam edecek.
-Mesleğinizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesleki niteliklerin kaybolduğunu düşünüyor musunuz?
Mesleğimiz yasal bir düzenlemeye kavuşmadığı sürece, yani yasası olmadığı sürece kuyumculuk sektörü olarak zarar görmeye devam edecektir. Bu önlemler alınırsa kuyumculuk mesleğini yapan ya da yapmayan belli olur ve meslekte hak ettiği yere gelir. Asıl yapılması gereken başka önemli bir nokta ise, el sanatlarıyla uğraşan meslektaşlarımızın korunması. Biz güzel sanatların bir kolunu icra ediyoruz. Bir ressam, bir heykeltıraş kadar el sanatları ile uğraşan meslektaşlarımız var. Onların mutlaka desteklenmesi lazım. Şu an kuyumculuk meslek liselerimiz ve meslek okullarımız var bizim. Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi'nde de bu anlamda bölümler mevcut. Eğitimli kuyumculuk açısından buralar çok önemli. YÖK ve MEB bu anlamda da çalışmalarına hız kesmeden devam etmeli. Uygun teknolojinin bu alanlara sokulması için faaliyetlerde bulunulmalı. Bu anlamda da girişimlerimiz hız kesmeden devam ediyor. Yirmiye yakın meslek yüksekokulu var, 4 yıllık okul var. Şu anda günümüzde ağırlık verilmesi gereken eğitim taş eğitimi. Elmas, yakut, zümrüt gibi taşlar, şu son 10 yıldır daha çok satılan ve talep gören ürünler. Bunlarla ilgili biz de eğitim veriyoruz. Uluslararası firmalarla diyalog içinde olunmalı. Ankara'nın kıymetli taş analizi ve gemotoloji laboratuvarına ihtiyacı var. Biz bu anlamda faaliyetlerde bulunduk. Daha da bulunmaya devam edeceğiz.
-Mücevher ve değerli taşlar kadınların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor... Mücevher alırken nelere dikkat edilmeli?
Önemli olan buralarda bu şeylerin belli standardı var. Garanti belgesi, faturası, sertifikası mutlaka alınmalı. O taşla ilgili belgeye sahip olmalısınız. Herhangi bir sıkıntıda da Ankara için bize başvurabilirler. Artık bunun eğitimi çok. Bu anlamda eğitimler kuyumculara veriliyor. Tüketici aldığı ürün hakkında bilgi sahibi olacak ve araştırmacı olacak. Mücevher alırken; kalite güvenirliliği çok önemlidir. Mücevher konusunda eğitim almış bilgili, ne aldığını ve ne sattığını bilen kuyumcular tercih edilmelidir. Elmas, pırlanta ve renkli taşlar eğitimi almamış kuyumcu meslektaşlarımızın alırken ve satarken sorun yaşaması kaçınılmazdır.
-Çin malı saatlere karşı nasıl bir önlem alınabilir? Bu saatlerin satılması saatçi esnafını nasıl etkiliyor?
İthal ederken saatin metali, deri veya çelik kordonları dahil insan sağlığına zarar verip vermediği konusunda inceleme yapıldıktan sonra ithal edilmelidir. Aksi takdirde, ithal edilen ve Çin malı tabir edilen saatlerin hem tüketiciyi sık sık ürünün bozulması ve tamirinin mümkün olmaması yönünde hem de ülke ekonomisini zarara sokması yönünde etkilemektedir. Gerçek belli standartlardaki saat satıcıları da bu durum yüzünden olumsuz yönde etkilenmektedir.
-Altın kampanyaları ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu kampanyalar kuyumcuları ne kadar etkiliyor?
Yapılan kampanyalar genel anlamda yanıltıcı oluyor. Bu durum yüzünden de tüketicinin kuyumcuya olan inancı kırılıyor. Örneğin; 3,000.00 TL’ye satılan bir ürün kampanya dolayısıyla 1,500.00 TL hatta esprili bir şekilde 3,000.00 TL’nin üstü çizilerek 1,499.00 TL’ye satılmaya başlandığında; tüketicide diğer dönemde çok pahalı ürün aldığı düşüncesi yaratıyor. Bu da insanlarda ön yargı oluşmasına neden oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.