ALİAĞA ADD TERÖRÜ LANETLEDİ

ADD ALİAĞA"DAN TERÖRE LANET

ALİAĞA HABER/ ALFA TİVİ / YENİVİZYON GAZETESİ / Aliağa Atatürkçü Düşünce Derneği Bitlis"te ve Hakkari"de yapılan terör saldırılarında güvenlik güçleri ve vatandaşların şehit edilmesini protesto etti.

Demokrasi meydanında düzenlenen basın açıklamasında Aliağa Atatürkçü Düşünce deneği üyeleri,sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileri,Tüpraş Petkim işçileri ve Aliağalı vatandaşlar katıldı. Grup saldırılarda şehit düşen asker,polis ve vatandaşlar için saygı duruşunda bulundu ve istiklal marşı okundu. Teröre protesto eylemine  katılanlar “ Kahrolsun ABD işbirlikçi AKP”, “Kahrolsun PKK”,”Askere uzanan eller kırılsın”,”şehitler ölmez vatan bölünmez” şeklinde sloganı attılar. ADD Aliağa Şube başkanı Nazan Keskin"nin okuduğu basın açıklamasında yer alan “1984"te başlayan PKK terörü 90"lı yılların sonunda koalisyon hükümetlerinin ulusalcı politikaları ile sonlandırılmış iken, ABD ve AB desteğinde iktidara gelen AKP döneminde özellikle Habur açılımından sonra ivme kazanarak bugünlere gelmiştir. Artık gizliliği kalmayan İmralı – PKK – İktidar ilişkilerinden anlaşıldığına göre; terör örgütü aldığı vaatler karşılığı referandum ve seçim sürecinde sessiz kalmış, böylece iktidara %50 oy kazandırmış, iktidarını sağlamlaştırmıştır.” İddiasıyla AKP politikaları eleştirildiği sırada H. Öcal isimli Petkim işçisi  “Ak Partiyi işin içine katmayın, burada siyaset yoktur,burada Petkim işçisi ve Aliağa halkı vardır, biz hiçbir partinin taraftarı değiliz” sözleri basın açıklamasına katılanlardan tepki görünce kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

 ADD Aliağa Şube Başkanı Nazan Keskin"in Uğur Mumcu"nun “ Terör nereden gelirse gelsin eninde sonunda emperyalizme hizmet eder, faşizmin değirmenine su taşır.” Sözüyle başladığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi.

“13 askerimizi şahit verdiğimiz Silvan saldırısı üzerinden üç ay geçmedi. Önceki gün 8, dün 26 şehit verdik. 1984"te başlayan PKK terörü 90"lı yılların sonunda koalisyon hükümetlerinin ulusalcı politikaları ile sonlandırılmış iken, ABD ve AB desteğinde iktidara gelen AKP döneminde özellikle Habur açılımından sonra ivme kazanarak bugünlere gelmiştir. Artık gizliliği kalmayan İmralı – PKK – İktidar ilişkilerinden anlaşıldığına göre; terör örgütü aldığı vaatler karşılığı referandum ve seçim sürecinde sessiz kalmış, böylece iktidara %50 oy kazandırmış, iktidarını sağlamlaştırmıştır.

Şimdi haklı olarak o vaatlerin yerine getirilmesini hatırlatmaktadır ve istediklerini alana kadar şiddeti Türkiye genelinde tırmandıracaktır. Bilinmesi gereken; terör örgütüyle, eli kanlı kişilerle arkadaşlık edilmeyeceğidir. Bunu bilmez, terörle ilişki kurar, açılımlarla yol alacağınızı sanırsanız, her açılımın ardından terör bir kale daha kazanır ve siz devamlı vermek zorunda kalırsınız. Bugünlere böyle gelinmiştir.

Öte yandan; bugün bu yanlış politikalar ve buna paralel düzenlemelerle askerin eli kolu bağlanmış, terörle mücadele edemez konuma sokulmuştur. Asker operasyon yapmak için Validen izin almak, operasyon sonunda Savcıya ifade vermek zorunda bırakılmış, adeta teröre karşı insiyatif kullanamaz, terör örgütünün saldırısını bekler konumuna sokulmuştur.

Sorumluluk siyasi iradede; yani hükümettedir. CHP ve MHP Milli Güvenliğin sağlanması noktasında terörle mücadele için hükümete çoktan destek vereceklerini açıklamışlardır. Meclis sınır ötesi harekat için tezkereyi onaylamış, süresini uzatmıştır. Ne var ki hükümet sınır ötesi kara harekatı yapmakta isteksiz davranmış, sonuç  alınamayacağı belli olan yolu seçmiş, terörün kaynağı olan Kandil"i havadan bombalama ile zaman kaybetmiştir. Bugün Kandil"e davul çala çala yapılacak bir kara harekatında başarı şansı çok düşüktür. Geç kalınmıştır. Hangi etnik kökenden olursa olsun vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun ülkenin, ulusun birlik ve beraberliğinden yana oldukları, terörü lanetledikleri bilinmektedir. Hep birlikte bu yanlış politikaları lanetliyor, Terörün, alınacak akılcı tedbirlerle bir an önce bitirilmesini istiyoruz.