23 Kasım 2024
  • İzmir19°C

AKDENİZ’İN KALBİ :”KYME"

Kyme, antik dönemde zeytin, üzüm, buğday tarım ürünlerinden zeytin yağı şarapçılık ilerlemiş bir medeniyet olduğunu seramik ve toprak kaplar alanlarında çok gelişmiş bir merkezdi.

AKDENİZ’İN KALBİ :”KYME"

2005-10-30 07:20:02

KYME, YÜZ YILDIR GÜN IŞIĞINA ÇIKARTILMAYI BEKLİYOR

Antik KYME kenti, Aliağa’nın Çakmaklı Köyü yakınındadır. Bölgede İlk kazılar Çekler tarafından yapılmıştır ve 1952 yılında Doktor Baki Örgün yönetiminde kazılar sürdürülmüştür. Buluntular İzmir Arkeoloji müzesindedir.Kyme, Anadolu’nun Batı Ege kıyılarında kurulan en eski kentlerden birdir. Kuzey- Batı Anadolu kıyılarına göçen Aioller, bölgenin yerli halkı Pelaoglar’ın elinde bulunan Larissa’yı aldıktan sonra KYME’yi kurmuşlardır. Tarihçi Strabon KYME için “Aiolis’in en büyük ve en güzel kenti” şeklinde söz eder. KYME antik kentinin gün ışığına çıkarılması için kazılar İtalyan Catania Üniversitesi’nin katkılarıyla İtalyan Arkeolog Prof. Dr. Sebastiana Lagona tarafından sürdürülmektedir. (Aiolis: Anadolu'nun Ege Bölgesinde, güney ucu ilk Smyrna / İZMİR, bugün Bayraklı olmak üzere ve kuzey ucu Mysian'in Ege Denizindeki kentleriyle sınırlamak üzere Hellen'lerin Ailos boyu tarafından M.Ö. 1. bin yılın ilk yarımında yer yer kolenize edilmiş kıyı şeridinin Helenlerce kullanılan adı)

İzmir- Aliağa karayolundan ilerlerken Aliağa’da Demir Çelik ağır sanayi bölgesinin girişi olan Foça kavşağından girdiğinizde Habaş Demir-Çelik fabrikasından sağ kıvrılarak yaklaşık   2.km gittiğinizde tabelalar sizi deniz kıyısında şipşirin bir ören yerine götürür : KYM Çevresindeki Demir Çelik, Gübre sanayi ve akaryakıt kara nakil yapılarının arasına sıkışmış ve şöyle bir bakıldığında görkemi hemen keşfedilen bu ören yeri, Aiolis Bölgesinin en büyük kenti olan Kyme'dir.

 KYME SİKKE BASTIRAN İLK ŞEHİR DEVLETLERDEN BİRİSİDİR.

Anadolu'nun Ege Sahillerindeki en eski şehirlerinden biri olan Kyme Antik Kenti Troya Savaşlarından hemen sonra “Frikyos Lokrikos'tan” gelenler tarafından kurulmuş olup, yerli halkın “Pelascilerin de” ilk şehir toplumuna dahil edilmesiyle bilinmektedir (Strabon XIII. 43) Batı Anadolu'da kurulun 12 Aiol kentinden biri olan Kyme Antik Kentinin kuruluş tarihi hakkında net bir bilgiye sahip olunamamakla birlikte eldeki buluntular ve antik kaynaklardan yola çıkılarak yaklaşık M.Ö. 1046 yıllarına bir tarihleme yapılabilmektedir. M.Ö. VIII yy.da Kyme halkının deniz yolu ticareti yaptığı, denizcilik ve ticarette de ne denli iyi oldukları ünlü Şair Hesiodos'un eserlerinden anlaşılmaktadır. Limanından dolayı Archaik Çağlardan (M.Ö. 650–480) beri önemini koruyan Kyme Antik Kentinden halk önceleri geçimini çiftçilikten sağlamış. Strabone'dan öğrendiğimize göre Kyme halkı limanlarından faydalananlardan 300 yıl boyunca vergi almamışlar bu yüzden onların bir deniz kentinde yaşamanın getirilerinden çok geç yararlandıkları bilinmektedir, Ancak zamanla Ticarete yoğunlaşmışlar ve geçte olsa liman vergisi almaya başlamışlardır. Sikke bastıran ilk şehirlerden birisidir. İlk baskı sikkelerin ön yüzünde at başı figürü yer almaktadır.Kent önemini Roma devrinde ( M.Ö. 30-M.S.395 İmp.’un ilk dönemleri) de korumuştur. Bizans ( M.S. 395–1453) ve Orta Çag dönemlerine ait net bir bilgi olmamakla birlikte çıkan az sayıdaki kalıntıdan Bizans döneminin bir piskoposluk merkezi olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

KYME YÜZYILLAR BOYUNCA TALAN EDİLMİŞ

Osmanlı Döneminde(M.S. 1299–1923) ise yerleşim yeri terk edilmiştir. Kyme Antik Kenti öncelikli daha yeni evrelere ait kalıntıları dolayısıyla araştırmacılar tarafından eskiden beri biliniyordu. Ancak eski büyük kentten geriye çok az şey kalmıştı. Kıyıdaki bütün Ege Kentlerinde olduğu gibi Kyme de büyük şehirlere yapı malzemesi arayan mermer yağmacıları tarafından maalesef yüzyıllar boyunca talan edilmişti. Yöredeki ilk incelemeler Nemrutta toprak sahibi olan Demostere Balttazi tarafından yapılmış. 19.yy sonlarında deneme çukurları açarak gerçek anlamda ilk ciddi kazı çalışmaları yapan Reinach tarafından devam edilmiştir. Çalışmalar sonunda tepenin arkasında yer alan Nekropol gün ışığına çıkarılmış ve birkaç taş heykel elde edilmiştir. Bu malzemeler yeni kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesine teslim edilmiştir. 

SİSTEMLİ  İLK KAZIYI ÇEKOSLOVAK EKİP YAPTI

Sistemli kazı çalışmalar ise Prag Üniversitesinden Arkeolog Prof. Antonin Salaç yönetimindeki Çekoslovak ekip tarafından 1925 yılında yapılmıştır. Uzun ve verimli bir kazı çalışmasının sonunda bir portik ve kil çalışma bulguları nedeniyle “Yazıcının Evi” seklinde adlandırılan bir ev ve İsisin ufak bir tapınağı, neredeyse tamamı sular altında kalan liman yapısı ve kuzey tepenin güney yamacında çok az bir kısmi günümüze ulaşabilen tiyatro ortaya çıkarılmıştır. Prof. Salaç'in ani ölümünden sonra kazı çalışmalarına uzun yıllar ara verilmiş; 1952–1955 yılları arasında Foça'da kazı yapan Ord. Prof. Dr. Ekrem AKURGAL'ın kısa bir araştırma kazısı dışında hiçbir çalışma yapılmamıştır.1979 yılından 1984 yılına kadar faaliyet gösteren İzmir Arkeoloji Müzesi ekibi Çekoslovak Kazı ekibinin çalışmaları çevresinde yeni kazılar yapmış ve yeni buluntular ortaya çıkarılmıştır. Sonrasında sistemli kazılara ise önce 1985–1986 yıllarında İzmir Arkeoloji müzesiyle ortak 1986’da tek başına devam eden İtalyan Catania Üniversitesi ekibi ve başkanları Prof. Dr. Sebastiana LAGONA başlamıştır. Kazı Çalışmaları günümüzde de bu ekip tarafından yürütülmektedir. Kyme Antik Kentinde ortaya çıkarılan taşınabilir buluntular bugün Bergama ve İzmir Müzelerinde sergilenmektedir.

SEBASTİANA LAGONA, ''KYME, EFES VE BERGAMA'YI GEÇECEK”

İtalyan Prof. Lagona, 1982 yılında başladığı kazılarda, şimdiye kadar Helenistik ve Roma dönemine ait su kemerleri ve hamam gibi çok sayıda tarihi eseri ortaya çıkardı. İtalya'daki Catania Üniversitesi Öğretim Üyesi Ord. Prof. Dr. Sebastiana Lagona başkanlığında İzmir'in Aliağa İlçesi'ndeki Kyme Antik Kenti'nde 21 yıldır sürdürülen kazılarda, Helenistik ve Roma dönemlerine ait, aralarında su kemeri, hamam gibi çok sayıda önemli eser ortaya çıkarıldı. Lagona, 19. yüzyılın ikinci yarısında Venedikli Demostene Baltazzi'nin, Kyme Antik Kenti'nde yer alan arazisinde bulduğu mermer heykelleri, İstanbul Müzesi'ne teslim ettiğini, bölgedeki ilk kazının bu şekilde gerçekleştirildiğini kaydetti. 

İLK BULGULAR 1925’TE ORTAYA ÇIKTI

Daha sonra, 1925 yılında Prag Üniversitesi'nin aynı bölgede kazı çalışmaları yaptığını dile getiren Lagona, bu kazıların Kyme Antik Kenti'nin sahip olduğu arkeolojik zenginliği ortaya koyduğunu ifade etti. Catania Üniversitesi'nin Kyme Antik Kenti'ndeki 1982'de başlattığı kazıların ilk 4 yılının İzmir Müzesi'yle yürütüldüğünü belirten Lagona, kazıların 21 yıldır kendisinin başkanlığında sürdürüldüğünü bildirdi. 

30 ÖNEMLİ  ANTİK ŞEHİRDEN BİRİ

Lagona, kazı çalışmaları kapsamında şimdiye kadar Kyme Antik Kenti'nde, Helenistik ve Roma dönemlerine ait kent merkezi, tapınak, anıtlar, tiyatro alanı, sur duvarı, rezidanslar, hamam, yol ve limanlardaki kemerlerin ortaya çıkarıldığını belirtti. Lagona, "Kyme, Akdeniz'de Midilli ile aynı dönemde kurulmuş 30 şehrin en önemlilerindendir. Ticarette çok önemli bir yere sahip olan Kyme şarapçılık, zeytin, üzüm, buğday ve seramik alanlarında çok gelişmiş bir bölgeydi'' dedi.

ALİAĞA'YA MÜZE

Maddi olanaksızlıklar yüzünden çalışmaların hızlı yürütülemediğini kaydeden Lagona, yeterli paranın sağlanması halinde kazıların 15-20 yılda tamamlanabileceğini, aksi halde ise 50-70 yıl süreceğini söyledi. Lagona, Aliağa Belediyesi'yle Kyme'de ortaya çıkarılan eserlerin sergileneceği bir müze kuracaklarını belirterek, kaba inşaatı biten müzenin tamamlanması için 350 bin euroya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bunun için sponsor aradıklarını belirten Lagona, "Kyme kazıları tamamlandığında, Aliağa'ya dünyanın çeşitli ülkelerinden akın akın turist gelecektir. Kyme Efes'i ve Bergama'yı bile geçecektir" dedi.

KYME ANTİK KENTİ’NİN SIRRI

İtalya’nın Catania Üniversitesi Öğretim Üyesi Ord. Prof. Guiseppe Pappalardo, Kyme Antik Kenti’nde art arda gelen birçok medeniyetin yaşadığını, burada yaşayanların kültürlerinin birbirlerini etkilediğini söyledi. Prof. Pappalardo, Catania Üniversitesi’nin öğretim üyelerinin, Ord. Prof. Sebastiana Lagona başkanlığında 22 yıldır İzmir’in Aliağa İlçesi yakınlarındaki Kyme Antik Kenti’nde sürdürdüğü kazı çalışmalarıyla ilgili konferans verdi. Akdeniz’e kıyısı bulunan pek çok ülkede çıkarılan tarihi eserler üzerinde yıllardır inceleme yaptığını belirten Pappalardo, 6 yıl önce kazılarda kullanmaya başladıkları seyyar cihazların önemi üzerinde durdu. Pappalardo, bu cihazlarla, tarihi buluntuların tüm kimyasal özelliklerini ayrıştırarak hangi döneme ait olduklarını belirleyebildiklerini bildirdi. 

BİRÇOK MEDENİYETE EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Bu cihazların, Catania Üniversitesi, Ulusal Araştırma Merkezi ve İtalyan Tarihi Araştırma Enstitüsü’nde bulunduğunu belirten Prof. Pappalardo, gelecek yıllarda bunları Türkiye’ye de getirerek, buluntular hakkında daha bilimsel veriler ortaya koyabileceklerini söyledi. Akdeniz’e kıyısı bulunan birçok ülkedeki arkeolojik kazıda incelemelerde bulunduğunu belirten Pappalardo, Kyme’deki kazılardan çok etkilendiğini dile getirdi. Pappalardo, “Kyme’de, art arda gelen birçok medeniyet yaşamış, burada yaşayanların kültürleri birbirlerini etkilemiş. Bu kazıda görev alan arkeoloji öğrencileri çok şanslı” diye konuştu. Konferansa katılan İtalya’nın İzmir Konsolosu Michele Tommasi de iki ülke arasındaki dostluk ilişkisinin pekişmesinde kazı heyetlerinin çok etkili olduğunu söyledi. Tommasi, Kyme’de yıllardır yapılan kazılarda antik kentin gün ışığına çıkarılmasının önemini belirtti. 

KYM ANTİK KENTİ GÜN İŞIĞINA KAVUŞUYOR

32 yıldır kazılan Kyme’de 2005 yılı kazı çalışmaları başladı. 15’er kişilik iki ayrı İtalyan kazı grubunun dönüşümlü olarak yaptıkları kazılar Eylül ayı sonuna kadar sürecek. Kazıları yöneten İtalyan Arkeolog Ord. Prof. Sebastiana Lagona, “ 30 İtalyan, 2 de Türk’den oluşan kazı heyetimiz çalışmalarına başladı. KYME Antik kentinden çıkarılan eserleri Aliağa’daki Müze binasında restorasyonlarını yapıyoruz. Burada müze henüz tamamlanmadığı için ortaya çıkan büyük eserleri İzmir ve İstanbul’daki Arkeoloji müzelerine gönderiyoruz. Aliağa Müzesi tamamlandığında bu eserler var oldukları topraklarda yaşamaya devam edecek” dedi. Lagona, “Kyme’de, art arda gelen birçok medeniyet yaşamış, burada yaşayanların kültürleri birbirlerini etkilemiş. Bugün bile modern kentlerin en önemli sorunu olan kanalizasyonu kıyısı oldukları denize vermek yerine fosseptik kuyularında biriktirerek arıtarak bertaraf edilmiş. Binlerce yıl önce kurulan bir ketin böylesine uygar bir kent yaşamını sağlaması çok şaşırtıcı” Dedi.

ÜÇ BİN YILIN TARİHİ MİRASI

Lagona Kyme’de çıkarılan tüm eserlerin Aliağa’da yapımı süren müzede sergileneceğini aktardıktan sonra ekliyor; “Para olursa Kyme kazıları 10-15 yıl içinde biter. Burası ilerde Efes, Bergama kadar ilgi görür”. Lagona’nın ifade ettiği kurşunlar tarih yağmacıları tarafından talan edilirken sütun sabitlemek için kullanılan bazı kurşun parçalarına ise kalıntı alanında halen rastlanıyor. 

KYME, AKDENİZ’İN MEDENİYET BEŞİĞİ

Geçmişi MÖ 1100’lü yıllara kadar dayanan KYME kentinin büyük bir alanı kapsadığını ifade eden Prof. Lagona, “Bu büyük Eoli şehri her geçen gün bizi daha çok şaşırtıyor ve Akdeniz için önemi daha çok ortaya koyuyor. KYME’nin Akdeniz’deki rolünü destekleyici en önemli bulgular son 5 yıl içerisinde elde edildi. İlk yıllarda yapılan çalışmalarda Liman alanı, Tiyatro, Kuzey tepesindeki tapınak, şehir merkezi, güney tepesindeki oturma alanı ortaya çıkarılmıştı. Son yıllarda yaptığımız kazılarda da Roma hamamı, Pseudo kolonlu yol ve liman alanındaki sütunlu girişi ortaya çıkardık” dedi. Lagona, kentte bulunan Roma hamamına açıklık getirerek, “Kente çok yakın olan Ilıcaburun mevkiinden kurşun borularla sıcak su getirilmiş. Ayrıca dönemin yer hareketlerinde büyük taş ve sütunları tutturmak için kenetlenmiş taşlar arasına kurşun plakalar ile kaynaştırma yapılmış. Bu bulgu çok ilginç” dedi. Lagona, “Ticarette çok önemli bir yere sahip olan Kyme şarapçılık, zeytin, üzüm, buğday ve seramik alanlarında çok gelişmiş bir bölgeydi” dedi.

KYME KAZILARINA İTALYA’DAN MADDİ DESTEK GELİYOR

İtalyan Arkeolog Ord. Prof. Sebastiana Lagona, ''Anadolu'nun her yeri tarihi hazine. Kıymetini bilin'' dedi. Kyme'nin MÖ 1100 yılında kurulmuş merkezi bir kent olduğunu belirten Lagona, bölgeden çıkarılan birçok eserin İzmir, Bergama ve İstanbul müzelerinde sergilendiğini söyledi. Kyme kazılarında çıkarılan eserlerin bölgede sergilenmesi amacıyla müze yapımına başlandığını anlatan Ord. Prof. Lagona, ''Ancak müze ödenek yetersizliğinden dolayı bu güne kadar tamamlanamadı. Belediye geçmişte sadece arsa tahsisi yapmıştı. Maddi desteği ise Catania üniversitesi sağlıyordu. 

ALİAĞA BELEDİYE BAŞKANI KAYA’DAN KÜLTÜREL MİRASA DESTEK

KYME Antik kentine giderek incelemelerde bulunan Aliağa belediye Başkanı Tansu Kaya, KYME’deki kazı çalışmalarının, Aliağa’nın dünyaya tanıtılması için büyük önem taşıdığını ifade ederek, “Biz belediye olarak tarihi ve kültürel birikimin gün ışığına çıkarılmasını istiyoruz. Bunun için belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız. KYME dünyanın en önemli liman kentlerinden biriz. İnsanlığın büyük medeniyet yolculuğuna tanıklık etmiş bu topraklara gereken önemin verilmesi için imkanlarımızı seferber edeceğiz” dedi.Kyme’nin nemrut Limanında bulunmasının önemine de değinen AKP’li Başkan Kaya, “KYME, Akdeniz’in en büyük liman kenti. Nemrut’u 1000 yıl sonra yeniden denizciliğin önemli bir merkezi yapmak istiyoruz. Nemrut bölgesi, KYME ile buna uygun olduğunu kanıtlıyor” dedi.Yeni yerel yönetimler yasalarında tarihi ve SİT alanlarının korunması ve gözetilmesinin yerel yönetimlere devredileceğini kaydeden başkan Kaya, “Binlerce yıl önce kurulan bir kentin böylesine bilimsel bir altyapıyla kurulmuş olduğunu görünce çok şaşırdım. Pişmiş toprakla yaptıkları jeotermal ve atık su sistemini yaparak altyapı sorununu denizi kirletmeden çevreci bir anlayışla çözmüşler” dedi. 

AKDENİZ’İN KALBİ  KYME KAZILIYOR

 İzmir'in Aliağa İlçesi'nde Nemrut körfezinde bulunan eski tarihin en büyük Liman Kenti olan Kyme Antik Kentin, gün ışığına çıkartılması için başlatılan ve Ağustos sonuna kadar sürecek olan 2005 yılı kazı çalışmaları başladı.

Kazı çalışmalarını 25 yıldır yürüten İtalyan Arkeolog Ord. Prof. Dr. Sebastiana Lagona, '' Kyme Kazılarına sponsor bulmamız gerekli, bu hızla sürerse 50 yıl devam eder'' dedi. 

 Ord. Prof. Dr. Lagona, Kyme Antik Kenti'nde bu yıl kazılara başlanması dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kyme'nin Anadolu'nun Batı Ege kıyılarında 3-4 bin yıl önce kurulmuş bir liman şehir devleti olduğunu söyledi. Kendisinin başkanlığında İtalya'dan gelen Cosenza, Napoli ve Catania Üniversitelerinden oluşan, 3 İtalyan üniversitesine mensup 4 profesör, 15 arkeolog ve 5 teknisyenden oluşan 4 ayrı kazı ekibinin Eylül ayına kadar 2.5 ay boyunca yeni kalıntılara ulaşmaya çalışacağını bu yüzden ilk aşamada 4 ayrı yere sondaj kazısının yapıldığı belirten Lagona, ekipte yenileme çalışmasında yer alacak iki stajyer Türk'ün de bulunduğunu kaydetti.

ANTİK LİMAN KENTİ KYME GÜNIŞIĞINA KAVUŞUYOR

 Bu yıl ilk defa 3 üniversiteden 4 profesör başkanlığında yapılan kazı çalışmaları önemli bir hız kazanacağını belirten İtalyan Arkeolog Ord. Prof. Dr. Sebastiana Lagona, Kyme Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarının maddi olanaksızlıklar yüzünden yeterli seviyede ve hızda yapılamadığını ve bu hızla böyle büyük bir alana yayılmış liman kenti kym’nin ancak 50 yılda kazı çalışmalarının biteceğini söyledi. Logana, ''Kazı çalışmalarına İtalya’da bulunan Cosenza, Napoli ve Catania Üniversiteleri tarafından yapılıyor fakat maddi olarak Catania Üniversitesi olanaklarıyla devam ediyoruz. Kyme kazıları, bu hızla 50 yıl sürer. Türkiye'de kazılara sponsor olmak isteyen kuruluş sayısı çok az. İtalya'dan topladığımız yardımlarla bu yıl Aliağa'daki müze inşaatının bir kısmını tamamlamak istiyoruz. Müze inşaatında, 5-6 Ekim'de Kyme Antik Kenti'nden çıkan tarihi eserleri Aliağalılara ve sanat severlere sergileyeceğiz.'' 

 KYME KAZI ÇALIŞMALARI HIZLANDIRILMALI

Kentteki 7500 kişilik Antik Tiyatronun Anadolu yarımadasının en büyükleri arasında yer aldığını açıklayan logana,” Tiyatro kentin öyle bir yerine inşa edilmiş ki tiyatronun dayandığı tepenin arkasından esen poyraz rüzgarlarının akustiği bozamadığını ve denizden gelen imbat rüzgarlarının ise akustiğe yardımcı olan mükemmel bir dizaynı  olduğunu ve 3 ayrı dönemde inşa edildiğini bildiren Lagona, 25 yıldır sürdürülen çalışmalar sırasında Roma dönemlerine ait agora,tiyatro,sıcak su kaplıca hamamı, sarnıçlı tüccar evi, su kemeri, sütunlu yol ve kale duvarları, atık su fosseptik ve lağım sistemi,sayısız anfora kalıntıları ve denize 150 metre giren liman kalıntılarının da aralarında bulunduğu çok sayıda bulgu ortaya çıkarıldığını  aynı zaman da Bizans dönemine ait bir kilisenin de olduğunu belirten Logana, ”bu yıl yapılacak çalışmalar hakkında kısaca Cosenza üniversitesinden Profesör Antonia La Marca’nın  daha önce ortaya çıkartılan 150 metrelik liman duvarının devamının ortaya çıkaracak, Napoli üniversitesinden bir grubun da dönüşümlü olarak Agora kazılarını tamamlamayı düşünüyoruz.”dedi.

LOGANA:”MEDENİYETİN BEŞİĞİ KYME ÇOK ZENGİNDİ”

Akdeniz'de Midilli ile aynı dönemde kurulmuş 30 şehrin en önemlilerinden, ticarette çok önemli yere sahip liman kenti Kyme, antik dönemde zeytin, üzüm, buğday tarım ürünlerinden zeytin yağı şarapçılık ilerlemiş bir medeniyet olduğunu seramik ve toprak kaplar alanlarında çok gelişmiş bir merkezdi. Dönemin çok ilerlemiş liman kenti’nin yanında Başkent olma özelliğini ve zengin bir şehir devleti olduğu unutulmamalıdır.”dedi. İtalyan Arkeolog Ord. Prof. Dr. Sebastiana Lagona,”Kyme kazılarının İtalyan işadamlarının yaptığı bağışlar ve sponsorluklar ile Catania Üniversitesi’nin maddi desteği ile yürütülüyor.Çalışmaların hızlandırılması için Türkiye’de Kyme kazılarına destek olacak iş dünyası veya şirket yetkilileri ile görüşmelerde bulunacağım” dedi

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.