24 Kasım 2024
  • İzmir7°C

74 BİN YARALI 6.500 ÖLÜM OLABİLİR

İzmir'de meydana gelebilecek, 6.5 büyüklüğünde bir depremde, 6 ilçedeki 45 bin binanın hasar göreceği, 74 bin kişinin yaralanacağı ve 6 bin 500 kişinin de öleceği gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunu, bu nedenle de yapı denetimlerinin artırılması gerektiği

74 Bin Yaralı 6.500 Ölüm Olabilir

26 Kasım 2005 Cumartesi 23:18

İzmir'in depremselliği, Ege-Koop tarafından düzenlenen panelde ele alındı. Panele katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kent Dönüşümü Projesi için 2006'da, sınırları daha da zorlayacağını açıklayarak, "50 km. içindeki kaçak yapılaşmaya son vereceğiz" dedi.

Konak Dr. Selahattin Akçiçek Kültür ve Sanat Merkezi'nde dün gerçekleştirilen panele, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Ege-Koop Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan ile davetliler katıldı. İzmir'de son yaşanan depremlerin değerlendirildiği panelde açılış konuşmasını yapan Ege-Koop Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aslan, organizasyonu düzenlemedeki amaçlarının, makrosismik araştırma sonuçları ile İzmir'in depremselliğini değerlendirmek, yapı denetimine ilişkin eksiklikleri ve yapı denetim şirketlerinin çalışmalarında ortaya çıkan olumsuzlukları kamuoyuna sunmak olduğunu belirtti. Ege-Koop Başkanı Aslan'dan sonra konuşan Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, Türkiye'nin, depremlerden ders almadığını ve yetişen yüzlerce uzmana rağmen, çarpık kentleşmenin devam ettiğini bildirdi. Belediye olarak çalışma yaptıklarını ve kaçak yapıları tespit ettiklerini belirten Konak Belediye Başkanı Tunçağ, "400'e yakın kaçak inşaat tespit ettik ve ilgili birimleri harekete geçirdik. Fakat, kaçak yapılaşma, her geçen gün artmakta. Bu nedenle, yapı denetimi meselesini gözden geçirmeli ve ilgili yasanın çıkmasını sağlamalıyız" diye konuştu.

Eğitimin gerekliliğini savunan Başkan Tunçağ, ilçe sınırları dahilindeki okullara, Ahmet Mete Işıkara tarafından hazırlanan kitapları dağıttıklarını ifade etti. Tunçağ, iller arasında dayanışma sistematiğinin kurulması gerektiğine dikkat çekti. Kaçak yapıların, büyük sorun olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 'Kent Dönüşümü Projesi'ne daha da ağırlık verdiklerini kaydetti. İzmir'de, 2 katlı gecekondunun kalmadığını ve 'apartmanlaşmış gecekondu'ların her geçen gün arttığını dile getiren Başkan Kocaoğlu, "İzmir, 6-7 katlı gecekondular ile, Kent Dönüşümü Projesi'ni uygulamaya koymakta zorlanacağımız bir şehir haline geldi. Kaynaklar da sınırlı olunca, işler daha da kötü boyutlara ulaşıyor. Bu nedenle, gelecek yıl kaynaklarımızı zorlayarak, projeyi tamamıyla uygulamaya koyacak ve İzmir'de gecekondu bırakmayacağız" dedi. 

"TÜRKİYE, BİR DEPREM BÖLGESİ. İZMİR, TÜRKİYE'DEKİ EN RİSKLİ BÖLGELERDEN BİRİNDE BULUNUYOR"

İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Aydın ise, topluma afet çalışmalarını hızlandırdıklarını bildirdi. Açılış konuşmalarının ardından, 'Son Depremler ve İzmir'in Depremselliği' konulu panele geçildi. Oturum başkanlığını, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ'ın yaptığı panele, DEÜ Mühendislik Fakültesi Yapı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Düzgün, DEÜ Mühendislik Fakültesi Sismoloji Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Mehmet Utku, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ile Jeolog Eser Arpat, konuşmacı olarak katıldı.

İzmir'in, acil eylem planına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, deprem anında yaşanan paniğin büyük bir sorun olduğunu ve örgütlü bir şekilde üstüne gidilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'de, son 60 yılda, 160 hasar verici deprem yaşandığını kaydeden Gündoğdu, "Türkiye, bir deprem bölgesi. İzmir'de, Türkiye'deki en riskli bölgelerden birinde bulunuyor. Fakat, deprem sonrası kriz masasının oluşturulacağı valilik ya da belediye binası yıkılırsa ne olacak? Merkezi yönetecek mobil ekibimiz yok. Acilen bu soruna çözüm bulmamız gerekiyor" şeklinde konuştu. İzmir'de, 17-21 Ekim tarihlerinde meydana gelen depremlerin, iletişimin önemini de ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Gündoğdu, "İzmir'de, son yaşanan depremlerde, bunun örneklerini gördük. İletişim ve güvenlik ağlarının, güçlendirilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

İzmir'de her meydana gelen depremin karakterlerinde farklılık olduğunu belirten Yard. Doç. Dr. Mehmet Utku ise, "Canlı bir nesne olarak yerküre, devinimini sürdürecek. Bu nedenle, eğitime büyük önem vermemiz gerekiyor. Bireyin, bilgi okur-yazarlığı çok önemli" dedi. Yapay kaynaklara göre, Ege Bölgesi'nde 80 km. uzunluğunda bir fay hattı olduğunu ve bunun 7.0 büyüklüğünde deprem meydana getirebileceğini söyleyen Jeolog Eser Arpat ise, gerçek verilerle oluşturulmuş kaynaklara acilen ihtiyaç olduğunu ve bir üniversitenin bunu sahiplenmesi gerektiğini savundu. İzmir'de yaklaşık 13 fay hattının olduğunu bildiren Eser Arpat, "Mevcut yerkabuğunda, çok sayıda fay var. Ancak, deprem yapacak diri fayların nerede olduğunu bulmalıyız. Bunun için, gerçek kaynaklar gerekiyor" diye konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Düzgün ise, hazırladıkları deprem senaryosuna göre, İzmir'de meydana gelebilecek, 6.5 büyüklüğünde bir depremde, 6 ilçedeki 45 bin binanın hasar göreceği, 74 bin kişinin yaralanacağı ve 6 bin 500 kişinin de öleceği gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunu, bu nedenle de yapı denetimlerinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.