29 Kasım 2024
  • İzmir9°C

5.9 YA ALİAĞA’DA OLSAYDI?

Aliağa’da ciddi zemin problemi olan yerler var. Yumuşak zeminde olanlar bu depremi daha şiddetli hissettiler. Ama Aliağa’lıları şu aşamada endişendirecek olan Foça fayında herhangi bir aktivite söz konusu değil.

5.9 Ya Aliağa’da Olsaydı?

2005-10-27 12:04:07

TÜPRAŞ ve PETKİM dolum tesisleri, aktif fay üzerinde... Fay hattı, Helvacı beldesinden başlayıp Ilıcaburun mevkiinden Ege Denizi’ne giriyor

Türkiye’nin petrol, doğalgaz, enerji ve demir çelik sektörlerinin bulunduğu Aliağa’da muhtemel bir deprem, bölgenin adeta saatli bir bomba olduğunu açıkça gösteriyor

17- 21 Ekim tarihlerinde meydana gelen 5,9’luk depremler, merkez Seferihisar’dan, İstanbul’a kadar olan geniş bir bölgede hissedildi. Depremin en şiddetli hissedildiği yerlerden bir de Aliağa oldu. Türkiye’nin stratejik dev Petro kimya komplekslerinin, demir çelik sanayinin ve LPG- LNG depolama dolum tesislerinin, Doğalgaz Çevrim Santralının da bulunduğu Aliağa’nın Uzaktaki bir depremden bu kadar şiddetli etkilenmesi akıllara “ya bu 5,9’luk deprem Aliağa’da olsaydı neler olurdu” sorusunu getirdi.

Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu ve Belediye Başkanı Tansu Kaya, “Aliağa, depreme dayanıklıdır. Özellikle Petkim ve TÜPRAŞ 9 şiddetindeki bir depreme dayanır” şeklinde konuşurken Dokuz Eylül Üniversitesi Ege Bölgesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Atilla Uluğ “Petkim ve TÜPRAŞ yıllar önce aktif fayın üzerine kuruldu. Bunların değil 9 şiddetindeki bir depreme dayanması, daha düşük bir depremde bile zarar görmesi kaçınılmaz” diye konuştu.

KAYMAKAM BULGURLU: PETKİM 9 ŞİDDETİNDE DEPREME DAYANIR

Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, “Aliağa’nın zemin yapısı çok sağlamdır. Böyle orta şiddetli depremlerden yıkıcı hasar görmesi mümkün değil. Ayrıca ilçemizde Petkim, Tüpraş gibi Türkiye’nin stratejik önemdeki kuruluşları mevcut. Bu kuruluşlar yüksek teknolojiyle ve 9 şiddetindeki depreme dahi dayanabilecek bir şekilde kuruldu. Bunun yanında her yıl tevsii ve yenileme çalışmalarıyla deprem gibi doğal afetlere karşı dayanıklılık arttırılıyor.

Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya, “Muhtemel bir doğal afette bu tesislerde oluşabilecek herhangi bir olumsuzluk neticesinde bir gaz ve kimyasal sızıntı çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak bu depremde de görüldü ki bu tesislerde bu tip bir hasar meydana gelmedi. Uzmanların raporlarına göre Aliağa'daki sanayi tesisleri 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı şekilde kurulmuş durumda" şeklinde konuştu.
MTA ARAŞTIRMASINDAN ÇIKAN SONUÇ

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü tarafından bir süre önce hazırlanan 'Aliağa ilçesinin arazi kullanım potansiyeli” konulu raporda Aliağa’nın depremselliğini gözler önüne koyuyor. Raporda Helvacı beldesinden başlayan PETKİM ve TÜPRAŞ'ın altından geçip Ilıcaburun mevkiinden Ege Denizi'ne giren fay hattının diri ve büyük bir deprem riski yarattığı savunuldu.

ALİAĞA BÖLGESİNİN DEPREMSELLİĞİ

“Aliağa Bölgesi depremsellik açısından çok tehlikeli bir bölge” diye konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Ege Bölgesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Atilla Uluğ, “Bu bölgedeki sanayi kuruluşlarında ve konutlarda mutlaka önlemler alınmalı. Dikili Bergama Fay zonu, Aliağa’yı doğrudan etkiler. 1939 Dikili Depreminin ardından bu fay zonu harekete geçmişti. Aliağa’da ne yazık ki sanayi tesislerinin, Petkim TÜPRAŞ rafinerisinin yer seçimi çok yanlış yapılmıştır. Keşke o zaman bölgenin jeolojik yapısı, tarihsel geçmişi ve deprem karakteristiği hakkında yeterince bilimsel çalışma yapılarak bu yatırımlara karar verilseydi.” Dedi.

Uluğ, “Birkaç yıl önce Aliağa’daki deprem tehlikesi ve bu kuruluşların yer seçiminin yanlış olduğuna dair bir açıklamam basında yayınlandıktan sonra Rafineri Bölge Müdürü bana yanında bir kişiyle birlikte geldi ve (Hocam, yaptığınız açıklamaları basından okuduk. Haklısınız, biz bir fayın üzerindeyiz. Hatta yakınımızda bir bölgeden sıcak su ve buhar çıkıyor. Bu konuda ne gibi önlemler alabilir, ne yapabiliriz) diye sormuştu. Ben de bunun üzerine yapılabilecekleri söylemiştim. Ama sonra Rafinerinin özelleştirilmesi süreci başlayınca bu çalışmalar kesintiye uğradı. Daha sonra neler oldu bilemiyorum” dedi.

ATİLLA ULUĞ: ALİAĞA FAYI, HAREKETLİ BİR FAY

Prof. Dr. Atilla Uluğ şunları kaydetti: “Aliağa fayı hareketli bir faydır. Bu fay, Marmara depreminde neden Kuzey Anadolu fayının uzantısı niteliğinde, paraleli olan bir faydır. Kuzey Anadolu fayındaki depremler ya da enerji birikimi, Aliağa fayını da tetikleyebilir. Ama bu ne kadar sürede olur, bilemeyiz'. 

60'A YAKIN LPG DOLUM TANKI VAR

Uluğ, Aliağa'da çok sayıda firmanın 60'a yakın LPG dolum tankı bulunduğunu belirterek şöyle konuştu; bu dolum tesislerinin her biri çok dar alanlarda konuşlanmış durumda. Bir depremde bu LPG tankları bir çevre felaketine yol açabilir. Bölgede düzenli olarak ölçüm ve inceleme yapılması gerekir. Çok ciddi bir deprem kuşağı üzerindeyiz. Yeraltı hareketleri göz ardı edilmemeli'.
EN RİSKLİ BÖLGELER
İzmir'in riskli bölgelerinde nüfusun yüzde 70'inin yaşadığını belirten Prof. Uluğ, şu bilgileri verdi: “Zemin problemi olan yerlerin çoğul sahil bölgeleri. Yani lüks semtler. Bu bölgelerin bir kısmı çok katlı yapılar, bir kısmı da lüks villalarla dolu. Yüksek yapılarda kalabalık bir nüfus yaşıyor. Öte yandan yüzlerce fabrikanın bulunduğu Çiğli'deki Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve çok önemli yatırımların yer aldığı Aliağa'nın zemini de çok tehlikeli. Herhangi bir depremde buraları büyük risk altında.”

FOÇA- KARABURUN - MİDİLLİ ÜÇGENİNDE SORUN YOK

Atilla Uluğ, “5.9’luk son depremin Aliağa’da şiddetli hissedilmesi zemine bağlıdır. Aliağa’da ciddi zemin problemi olan yerler var. Yumuşak zeminde olanlar bu depremi daha şiddetli hissettiler. Ama Aliağa’lıları şu aşamada endişendirecek olan Foça fayında herhangi bir aktivite söz konusu değil. Foça Midilli Karaburun üçgeninde de bu fayların yakın biz zamanda etkinlik göstereceğine dair de hiçbir ipucu yok.” Dedi.

Bazı bilim adamlarının bundan sonraki depremin Foça Karaburun Midilli üçgeninde olacağına dair iddialara kızan Prof. Atilla Uluğ, “Bilim adamlarının bilimsel verilerle konuşması lazım. Öyle kafadan atarak bilimsel verilere dayanmayan iddialarla kamuoyunun kafasını karıştırmak doğru değil. İstanbul’daki bazı bilim adamları kafa karıştırıyor

Biz deprem izleme istasyonlarımızdan edindiğimiz bilgilerle konuşuyoruz. Bu verileri sürekli analiz ediyoruz. Şu anda Seferihisar’daki depremsellik etkisi çılgınca devam ediyor. Bunun yönü, ucu da şu anda Kuşadası körfezine doğru yönelmiş durumda. Bu şu anlama geliyor; O fayın üzerinde bu 5.9’lara benzer birkaç tane daha deprem olmayacağına dair bir veri yok elimizde. Bu etkinliğin bir süre daha devam etmesini bekliyorum” dedi.

Seferihisar depremleri ile ilgili bilgiler veren Prof Uluğ, “Urla’nın güneyindeki Doğanbey, Yağcılar Urla’nın güneyindeki karada başlayıp denize doğru devam eden, denizdeki Sisam fayının paraleli şeklinde bir uzantı gösteriyor şimdi. Bölgedeki diğer fayların da bunlardan tetiklenmesi lazım ancak ne yazık ki bunu bilemiyoruz.  Kuzey Anadolu Fay hattındaki depremlerin yıkıcı etkisi yüksek olan yanal atımlı bir karaktere sahipken Ege’deki depremlerin düşey atımlı karakteri olduğuna dair bilgilerin de yüzde yüz gerçeği anlatmadığını kaydeden Prof Uluğ, “Şu anda 5.9’luk depremler, Aynı kuzey Anadolu fayındaki gibi yanal atımlı depremlerdi. O bölgede bilimsel çalışma yapmayan ve bölgeyi bilmeyenler yanılıyor.” Dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.