GENEL-İŞ SENDİKASINA BAĞLI ALİAĞA BELEDİYESİ İŞ YERİ BAŞ TEMSİLCİSİ YÜCEL LAÇİNEL, SAĞLIĞINA VE GELECEĞİNE SAHİP ÇIK. SOSYAL GÜVENLİK YASA TASARISINA DUR DE.
HERKESE SAĞLIK, GÜVENLİ GELECEK
Genel-İş sendikasına bağlı Aliağa Belediyesi iş yeri baş temsilcisi Yücel Laçinel 60. hükümetin, bu güne kadar kurulan hükümetlerden bir farkının olmadığını ve 5510 sayılı yasa"nın, genel hatlarıyla Anayasa'nın sosyal devlet ilkesine aykırı olan bir yasa olduğunu açıkladı. Laçinel yasanın uygulamada işçinin geleceğe güven duygusunu yok edeceğini iddia etti.
Genel-İş sendikası Aliağa Belediyesi iş yeri baş temsilcisi Yücel Laçinel yaptığı yazılı açıklamada, Bu kanunun ısrarla ele alınmasının üç temel nedeni var birincisi, emeklilik hakkımızı ortadan kaldırmak ikincisi, sağlık alanını özelleştirip, ticarileştirerek sağlık hizmetlerini paralı hale getirmek ve üçüncüsü de emekli maaşlarını en alt seviyede indirerek eşitlemek. Hükümet yetkilileri emekçilere; bu kanun sizi ilgilendirmiyor, 2035 ten sonrasını ilgilendiriyor savını öne sürerek tepkileri yumuşatmaya çalışıyor ve bunu da başarıyor. Ancak, 2035 ve sonrasındaki işçiler, yine bizim çocuklarımız ve torunlarımız olacaktır. Hükümet"te bunu unutuyor. Bu yasa, emekçilerin geleceğini yok etmek anlamına gelmektedir. Bu süreç, sessizce izlenerek engellenemez. İşçiler ve emekçiler olarak geleceğimizin karartılmasına sessiz kalamayız.dedi
Açıklamada Laçinel, 60. Hükümetin devlet anlayışı da önceki hükümetler gibi, sosyal devleti dışlayan, düzenleyici piyasacı devleti önceleyen bir yaklaşıma dayanmaktadır. 5510 Sayılı Yasa, Yeni düzenleme ile sosyal devletin güvencesinde olan hak anlayışının yerini, takdire dayalı sıradan bir yardım anlayışı almıştır. Sosyal güvenlikte 5510 Sayılı Yasa ile getirilen ve bir dönüşümü yansıtan bu model, Dünya Bankası ve IMF"nin sosyal hakları ve sosyal güvenliği mali piyasalara terk eden modelidir. 5510 Sayılı Yasa"da olduğu gibi, değişiklik öngören taslak metinde de korunan bu yaklaşımın, daha önce uygulanan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye"de de başarılı olma olanağı yoktur. Tasarı eğer yasalaşırsa sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızda bir dizi kayıp oluşacak: Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65"e çıkarılacak. Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000"den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak. Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. Aylık geliri 139,6 YTL"den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73YTL ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de katılım payı adı altında para ödenecek. Katılım payı gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak. Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye"de sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek. Hastalanan sigortalılara verilen iş göremezlik ödeneği %16 azalacak. Emekli Bağ-Kur"lularının maaşından 10 yıl süreyle %10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. Geçmiş hükümetlerin Seçmene şirin görünmek için art arda çıkardığı prim borçları ve faizlerinin affı, kaçak işçi çalıştırılmanın önüne geçilecek gerekli yasal tedbirlerin alınamaması, faturanın işçiye çıkarılması bedelin işçi sınıfına ödetilmesi kolaylığına dönüştürülmüştür. Bu gayri vicdani; gayri ahlaki, gayri insani girişimi durdurmak için Disk genel iş sendikası olarak Herkese Sağlık, Güvenli Gelecek talebiyle başlattığımız mücadeleye hep birlikte katılalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.