Zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin sorunlarını araştıran CHP'liler, Türkiye'nin amaçları ve araçlarının belirlendiğini söyleyerek, sürekliliği olan, siyasi beklentilerin dışında bir zeytinyağı politikasının oluşturulmasının zorunlu olduğunu kaydetti
Her gün kahvaltı masalarında baş köşede yerini alan zeytinde hijyen eksikliğinden bahsedilen raporda, "Zeytin hasadında elle, tarakla ve makineyle toplamanın yanında, hala sırıkla dallara vurulmakta, hasat edilen zeytinler bir çok yörede çuvallar içinde taşınıp, işletmelerde çuvallar üst üste konarak istif edilmektedir. Bir çok yağhanede hijyen ve temizlik kurallarına hiç uyulmamaktadır. İlkel yağhaneler varlıklarını sürdürmektedir" denildi.
CHP TBMM Grubu tarafından oluşturulan ve başkanlığını İzmir Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un yaptığı "Zeytin ve Zeytinyağı Üreticilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu'" çalışmalarını tamamladı. Rapor haline getirilen komisyon çalışmasında, Türkiye'de amaçları ve araçları belirli, sürekliliği olan bir zeytin ve zeytinyağı politikası bulunmadığı sonucuna ulaşıldı. Raporda, uygulamaların siyasi beklentilerin etkisiyle oluştuğu ve bu durumun belli ölçütlere dayanmaksızın fiyat belirlemesi biçiminde üreticiye, dolayısıyla da tüketiciye yansıdığı belirtilerek, şu hususlara dikkat çekildi:
- Amaçları ve araçları isabetli olarak belirlenmiş, sürekliliği olan bir zeytinyağı politikası gereksinimi bulunmaktadır.
- Önemli miktarda zeytin ağacı yaşlı ve verimden düşmüş bulunmaktadır. Zeytinde periyadisitenin olması da hem üretimde hem de pazarlamada ciddi sorunlar yaratmaktadır.
- Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası'nda 2000 yılında yapılan değişiklikle bu kooperatiflere her türlü devlet desteği kaldırılmıştır. Dünyada görülmeyen bu uygulama tarım satış kooperatiflerinde ciddi sıkıntıya neden olmaktadır.
- Her türlü işlemi kayıt altına alan, sigortalı ve sendikalı işçi çalıştıran kooperatifler, kayıtdışı faaliyet gösteren tüccarla rekabete zorlanmaktadır.
- Zeytinyağı tağşiş sorunu yaşanmakta, bu konu yeterince denetlenememekte ve etkili yaptırım uygulanmamaktadır.
- Zeytinyağına verilen prim miktarı yeterli olmamakta, üreticiyi tatmin etmemektedir. Yemeklilik zeytine ise prim uygulanmamaktadır.
- Üretici ve zeytin zararlılarıyla mücadelede devlet desteğinden yoksun bırakılmıştır.
- Organik zeytin ve zeytinyağı üretiminde belirsizlikler vardır.
- Zeytin hasadında elle, tarakla ve makine ile toplama yanında hala sırıkla dallara vurulmakta, hasat edilen zeytinler bir çok yörede çuvallar içinde taşınıp, işletmelerde çuvallar üst üste konarak istif edilmektedir.
- Bir çok yağhanede hijyen ve temizlik kurallarına hiç uyulmamaktadır. İlkel yağ haneler varlıklarını sürdürmektedir.
- Türkiye'nin bir çok yöresinde, o yörenin ekolojisi dikkate alınmadan uygun olmayan cinste zeytin fidanı dikilmektedir.
- Zeytinliklere hayvan sokulmakta, çiftçi malları koruma kanunu bu durumu önlemede yetersiz kalmaktadır.
- Bir önceki yılın zeytinyağı primi hala ödenmemiş bulunmaktadır.
- Zeytinyağı tüketimi diğer ülkelere göre az. Tanıtım eksik.
- Gümrük vergileri yüksek.
CHP'nin "zeytin ve zeytinyağı raporu"nda öneriler de yer aldı. Bu öneriler arasında en dikkat çekici olanı ise Ege Bölgesi'nde Meslek Yüksek Okullarında "Zeytincilik ve Zeytinyağı Teknolojisi Bölümleri" açılması. Diğer öneriler ise destekleme, zeytinliklere hayvanların bırakılmaması, hijen kurullarına uyulması, kaliteye yönelik çalışmaların yapılması, organik zeytin ve zeytinyağında üretimin belli esaslara bağlanması, fidan üretiminde yeni yaklaşımların geliştirilmesi, zeytinyağında coğrafi işaret tescili yapılması ABD pazarı yanında Çin ve Japonya pazarlarına girilmesi şeklinde sıralandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.