Petrol-İş Genel Başanı Mustafa Öztaşkın Tüpraş’ın satışı hakkında yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;”Tüpraş’ın Koç-Shell Ortak Girişim Grubu’na satışında üretim, yatırım ve istihdam güvencesinden hiç söz edilmezken, yönetim ve pazarlamanın kontrol ve denetimi, küçük ortak Shell’in lehine yapılan ve halktan gizlenen sıkı anlaşmalarla düzenlenmiştir. Tüpraş’ın %51 oranındaki kamu payının blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi işlemine izin verilmesine ilişkin 21.10.2005 tarihli Rekabet Kurulu Kararı’nda yer alan değerlendirmeye göre, 12 Eylül 2005 tarihinde yapılan ihalede en yüksek teklifi veren Koç-Shell Ortak Girişim Grubu’nun hukuki çerçevesi; Tarafların (Koç-Shell) aralarında imzaladıkları Ortak Girişim Beyannamesi, Ortak Girişim Anlaşması, Teknik Servis Anlaşması, Ham Petrol Tedarik Anlaşması ve İhracat Anlaşmasıyla çizilmiştir.
Ortak Girişim Anlaşmasına göre;
Tüpraş hisselerini satın almak için sermayesinin en az %51’ine sahip olacağı bir anonim şirket kurulacaktır.
Bu şirkette Koç tam kontrole sahip olacak, Shell ise “Azınlık Hakları”na sahip olacaktır.
5 üyeden oluşacak Yönetim Kurulu üyelerinin 4’ü Koç tarafından tayin edilecektir.
Shell, “Azınlık Menfaati”ne sahip olduğu sürece hem bu şirkette hem de Tüpraş’ın Yönetim Kurulunda en az bir üye ile temsil edilecektir.
Koç, Shell’in onayı olmaksızın temettü politikasını değiştiremeyecektir.
Tüpraş’ı satın almak için dış kredi alınarak borçla kurulan şirketle Tüpraş’ın birleştirilmesi, zaten bu satış işleminde çağrı muafiyetinin olması küçük yatırımcıya yapılacak temettülerin dağıtımını riskli hale getirecek hem de şirketin zararlı hale gelmesi durumunda devletin vergi kaybına uğramasına yol açacaktır.
Koç-Shell Ortak Girişim şirketi ve Tüpraş, büyük hissedar Koç tarafından yönetilecek bununla birlikte, Tüpraş’ın bütün üst yönetiminin seçilmesi konusunda önceden Shell’e danışılacaktır.
Tüpraş’ın faaliyetlerini desteklemek için belirli bazı teknik danışmanlık ve diğer hizmetlerin Shell tarafından verilmesine ilişkin Servis Anlaşması ve Tüpraş’ın üretim, dış ticaret, pazarlama faaliyetlerini Shell lehine sınırlayan önemli iki anlaşma bulunmaktadır. Bunlar;
Ham Petrol Tedarik Hizmetleri Anlaşması; Shell International Trading and Shipping Company Limited (STASCO) ile Tüpraş arasında imzalanacak bu anlaşma süresince Tüpraş, Türkiye’de üretilen ham petrol istisna olmak üzere, Türkiye’deki Tüpraş rafinerileri için gerekli olan bütün ham petrol ve/veya hammadde ihtiyacının en az %40’ını, piyasa koşulları çerçevesinde münhasıran STASCO’dan veya STASCO yoluyla alacaktır. Anlaşmanın süresi 3 yıldır.
Tüpraş kamu mülkiyetinde iken, ham petrol alımlarını ülke gereksinimi doğrultusunda, yıllık üretim programlarına paralel olarak petrol üreticisi ülkelerle yapılan görüşmeler sonucunda ikili anlaşmalarla ortak vadeli ve yenilenebilir sözleşmeler aracılığıyla kendi seçimine göre temin etmekteydi. Gruplar arasında yapılan Ham Petrol Tedarik Anlaşmasıyla Tüpraş artık, 3 yıl boyunca yıllık ham petrol ihtiyacının en az %40’ını Shell’den hem de piyasa koşullarında almak zorunda kalmaktadır. Yani Tüpraş, yıllık 23 milyon ton olan ham petrol ihtiyacının 9,2 milyon tonunu Shell yoluyla karşılayacaktır. Shell’in bu alışverişten kazancı ne olacaktır?
Ortadoğu’dan getirilmesi büyük olasılık olan ham petrolün maliyeti göz önüne alındığında, elde edilecek yüksek kazanç görülecektir. Ortadoğu ham petrol üretiminin maliyeti en fazla 1–1,5 dolar/varildir. Taşıma giderleriyle bu maliyet en fazla 5 dolara yükselecektir. Ham petrol fiyatlarının 65–70 dolar/varil düzeylerinde seyrettiği ve giderek yükseldiği düşünüldüğünde, Shell’den alınacak ham petrolden Shell’in Tüpraş üzerinden yıllık kazancı en az 4,5–5 milyar dolar olacaktır.
İhracat Anlaşması; Koç ile STASCO arasında imzalanacak anlaşma ile 3 yıl süreyle Tüpraş’ın rafinerilerinde üretilen ürünlerinin yıllık ihracat miktarının en az %50’sinin satın alınması konusunda “Tüpraş ile Görüşme Hakları” münhasır olarak STASCO’ya verilecektir.
Yani bugün yılda 5 milyon ton olarak planlanan ürün ihracatının en az yarısının ihracat hakkı Shell’de olacaktır. Böylece Shell bu hakla, dış ticaret kararlarında belirleyici olacak ve Tüpraş’ın yurtiçi pazar payının düşmesine yol açacak kararlar verebilecektir.
Söz konusu anlaşmalarla, Shell’e Tüpraş’ın tasarrufunu sınırlayan önemli veto yetkiler tanınmıştır. Ancak Rekabet Kurulu değerlendirmesinde Shell’i sadece bir yatırımcı gibi düşünmüş, Koç-Shell ortaklığını Ortak Girişim olarak nitelendirmemiştir. Rekabet Kurulu Kararı’na karşı oy kullanan iki üyenin gerekçelerinde belirtildiği gibi sübjektif ve genel bir değerlendirme ile bu bütünleşme ithalatta yatay, üretim ve rafinaj pazarlarında ise dikey bütünleşmenin getireceği olumsuzluklar ve riskler hiç dikkate alınmamıştır.
Tüpraş’ın %51’lik kamu payının devredilmesinde kullanılmak üzere, yabancı ve yerli bankalardan oluşan konsorsiyumlar aracılığıyla, yurtdışındaki bankalardan toplam 4,3 milyar dolar kredi temin edilmiştir. Tüpraş’ın satışı için gereken 4,1 milyar dolar ÖİB’ye peşin ödenecek faizlerden kurtulan Koç-Shell Ortak Girişim Grubu, bu dış borcun faturasını da halka yüklemiştir. Özelleştirmeyle ülkeye gireceği iddia edilen sermaye, borç olarak faiziyle birlikte Türkiye tarafından geri ödenecektir.
Özetle;
Tüpraş’ın ithal edeceği ham petrolün %40’ının Shell’den alınması koşulu, Türkiye’nin bu özelleştirmeden kazanacağı söylenen paradan (4,1 milyar dolar) daha fazlasını Shell, bir yılda kazanacaktır.
Dış kredilerle oluşturulan borçlu Enerji Yatırımları A.Ş.’nin Tüpraş ile birleştirilmesinin yolunun açılacağını göstermektedir. Devlete vergi verilmeyecek, çağrı muafiyetine de uğrayan küçük yatırımcı mağdur olacaktır.
Rafinaj ve petrol ürünleri pazarında oluşacak tekelci yapı halka yüksek fiyatlar olarak yansıyacaktır. Halka yerli sermayeye satış olarak sunulan bu özelleştirme işlemi, Tüpraş’ın yönetim, üretim, yatırım, istihdam, mali pazarlama politika ve kararlarında kontrol ve denetiminde, küçük ortak olmasına rağmen Shell’i belirleyici konuma getirecektir.
Tüpraş özelleştirmesinden en büyük kazancı sağlayacak olan Shell, Türkiye halkını ikna için Koç’u vitrine koymuştur.Shell’i ihya eden böyle bir “Koç” satış dünyanın neresinde yapılmıştır? Bu satışla, Tüpraş’ta alınacak en kritik kararlarda inisiyatif Shell’e geçmiştir. Koç, bu özelleştirmenin aracısı, komisyoncusu pozisyonuna düşmüştür. Petrol-İş, toplumu bir kez daha uyarmaktadır. Bu satışla, Türkiye kaybetmiştir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.