• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İzmir 18 °C

Kahraman Cengiz Yazıyor

Kahraman Cengiz Yazıyor
Sevgili okuyucular ben ilçe başkanı olduktan sonra bir parti büyüyüm beni telefonla aradı. İlçe başkanlığımı tebrik etti. İlçe başkanlığının emrinde olduğunu söyledi. Konuşmamızın sonunda çok önemli bir öneride bulundu. O öneriye üç yıla yakın bir zamand

ALİAĞA HEPİMİZİN

Sevgili okuyucular ben ilçe başkanı olduktan sonra bir parti büyüyüm beni telefonla aradı. İlçe başkanlığımı tebrik etti. İlçe başkanlığının emrinde olduğunu söyledi. Konuşmamızın  sonunda çok önemli bir öneride bulundu. O öneriye üç yıla yakın bir zamandır hep uydum. Bundan sonra da uymaya devam edeceğim. Bana önerilen şu: Siz ilçe başkanı oldunuz, bundan sonra her gün muntazaman ulusal basına da bakmanız gerekir. O tarihten itibaren bazı günler ve istisnalar hariç hemen hemen hergün ofisime Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Yeni Asır ve Aliağa’da yayınlanan yerel basın mutlaka gelir. Ben sabah ofisime geldiğimde önce Aliağa’da yayınlanan basına Yeni Asır gazetesine ve arkasından ulusal basına bakarak ilçemle ve ülkemle ilgili olayları öğrenmeye çalışıyorum. Geçen hafta yazdığım yazıda yerel basının önemine ve işlevine değinmiştim. Elbette ulusal basının işlevi ve önemi çok farklı. Biz ilçemizi çok seviyoruz. Ama Türkiye’yi vatan olarak seviyoruz. Sevdiğimiz bu vatanda neler oluyor? Kimileri iç tehdit, kimileri dış tehditler var diyor. Haksız da değiller. Bu konuları ulusal basında öğreneceğiz.  Ulusal basını takip edenler çoğunlukla bir siyasi görüşü savunmakla sınırlı kalmıyor; görüşler arasında en iyisi hangisi ise onun yanında yer alıyor.

Aliağa hepimizin. Hepimiz Aliağa’yı seviyoruz. Aliağa vatanın bir parçası. Hepimizin bu ilçeye karşı sorumlulukları var. Sorumluluklarımızı yerine getirdik mi?.. kimimizin bakış açısı şu: bizim parti iktidarda, Aliağa’da sorun yok. İktidarda olmayan siyasi görüş sahipleri ne yapıyor? Sahilde, uzun bir duvar örülmüş! Bu duvar onları hiç ilgilendirmiyor mu

Bir başka konuda gelen kent yönetimi giden yönetimi sürekli eleştirip eski yönetimin yaptığı hizmetleri yok saymasıdır. Bu tür yönetim anlayışını artık Türkiye aşmış olmaktadır. İktidarın görevi kenti en iyi şekilde yönetmektir. Muhalefetin görevi de iktidarı en iyi şekilde denetlemektir. Yönetimin artı puan toplaması muhalefetin önüne engel çıkarmaması ve iyi hizmet yapmasıyla mümkündür. Aliağa’nın alt yapı sorunları tamamlamak üzeredir. Bundan sonra yapılanlar restorasyon (güzelleştirme) çalışması olacaktır.

1970’lerde sağcı Hıristiyanlarla solcu Müslümanlar Ortadoğu’da birbirlerinin boğazlarını sıkmaya çalışıyorlardı. Zaman zaman da araya ABD, Birleşmiş Milletler girerdi, barışın denilirdi. Solcu Müslümanlar silahla barış olmaz! Sağcı Hıristiyanlar da silah olmadan barış sağlanamaz derlerdi. Netice de ne sağcı Hıristiyanların, ne de solcu Müslümanların dediği oldu neden? Çünkü ne sağcıları, ne de solcuları kimse dinlemiyordu. İşin başında olanlar bildiğini okuyordu. Artık bu ülkede iş başında olanları kamuoyu denetlemelidir. Biz bildiğimizi yaparız anlayışının yıkılması gerekir. Sivil toplum denetimi devreye girdikçe Aliağa’yı daha çok seveceğimizi düşünüyorum. Haftaya görüşmek üzere.

Not: Bu yazıyı yazdığımda Sn Bülent Ecevit’in ölüm haberini duydum. Türk halkının  başı sağolsun.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894