PROF. DR. ATİLLA ULUĞ: İZMİR, BÜYÜK DEPREME HAZIR DEĞİL..
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRÜ PROF. DR. ATİLLA ULUĞ, DEPREM TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKTİ: “İZMİR, ALLAH’A EMANET YAŞIYOR!”
PROF. DR. ATİLLA ULUĞ; 400 YILDIR İZMİRDE CİDDİ BİR DEPREM OLMADIĞI İÇİN HER AN ARZ KABUĞU PATLAMAYA KOPMAYA HAZIR. BU YÜZDEN TOPRAKLARIMIZIN NÜFUSUMUZUN VE SANAYİ BÖLGELERİMİZİN TAMAMI DEPREM TEHLİKESİ ALTINDA”
ALİAĞA HABER/ ALFA TİVİ / GÜNAYDIN EGE GAZETESİ / Kentsel dönüşümün gündemde olduğu İzmir’de büyük bir deprem tehlikesi bulunduğu belirtildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Atilla Uluğ AA Muhabirine yaptığı açıklamada, “İzmir’in genelinde kötü bir zemin var. İzmir’de son yüzyıl içinde 7 ve yukarısı şiddetinde bir deprem yaşanmamış her an büyük bir deprem olabilir.” Dedi.
ALİAĞA BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA
Prof Uluğ, Türkiye’nin en önemli rafineri, enerji, LPG, LNG üretim, depolama ve dağıtım tesislerinin bulunduğu Aliağa’nın da büyük bir tehlike altında olduğunu ifade ederek, “Aliağa’da fay hattının tam üstüne rafineri kurulmuş. Allah’a emanet yaşıyoruz” dedi.
İZMİR’DE BÜYÜK BİR DEPREM OLABİLİR
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Atilla Uluğ’un Aliağa’da yaptığı açıklamalar, İzmir’i deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzyüze bıraktı.
İzmir’de son büyük depremin 1680 yılında olduğunu ve 25 bin kişinin yaşamını yitirdiğini ifade eden Uluğ, Afrika plakasının yılda 2 cm Anadolu plakasının altına girdiğini belirterek, “bu hareketlilik Anadolu plakasının dengesini bozuyor. Anadolu plakası yılda 2 buçuk cm batıya doğru kayıyor. İzmirde büyük deprem olmaz mantığı var ama bu doğru değil; İzmir’de tarih boyunca önemli ve büyük depremler yaşanmıştır. Dört yüz yıldan beri İzmir’de ciddi bir deprem olmadığı için her an arz kabuğu patlamaya kopmaya hazır. Nüfusumuzun ve sanayi bölgelerimizin tamamı deprem tehlikesi altında. Her an büyük bir deprem olabilir” dedi.
İZMİR’İN ZEMİNİ KÖTÜ
İzmir ve çevresinde irili ufaklı hareket gösterebilen 12 aktif fay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atilla Uluğ, “İzmir’in kötü zemin problemi var. İzmir yerleşim itibarı ile doğru bir yerde değil. İzmir’in bazı bölgelerinde zemin ağır ve büyük binaları taşıyamıyor. Örneğin Mavişehir binaları yapıldığı günden bu güne kadar -30cm deniz kotunun altına düştü. Her yılda belli bir ölçü çökmeye devam ediyor. İzmir’in zemini sağlam olan bölgelerinde aynı şiddette deprem hafif atlatılırken zemin bozuk olan bölgelerde depremin gücü beş kat daha fazla hissedilecek. Zemin sıvılaşması dene bir olguda var çok şiddetli olmayan bir depremde bile bu sıvılaşma ile izmirde birçok binamız ya yan yatacak ya da yerin altına girecek.” Dedi.
YAPILAR, MUHALLEBİ ÜZERİNDEKİ KÜRDAN!
İzmir’in zemini zayıf bir çok yerindeki yapılaşmayı “Muhallebi üzerindeki kürdan” olarak tanımlayan Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir’de deprem dışında sel, heyelan ve deniz suyu taşkınları gibi afet tehlikesinin de bulunduğunu söyledi.
Uluğ “Olası bir deprem sonrası oluşacak tsunami dalgaları bir çanak olan İzmir körfezini etkilemese de Mavişehir gibi deniz kotunun altıda kalan bölgelerde çok yıkıma sebebiyet verebilir bu tür tsunami dalgaları sadece o bölgeyi değil Örnekköy semtine kadar taşkınlıklara sebebiyet verebilir. Bayraklı bölgesi, yüzyıl öncesine kadar vapur seferlerinin olduğu deniz alanıydı. Biz bu gerçeği gözardı ederek burayı gökdelenler bölgesi ilan ettik . Bu bölgedeki zeminin çok kötü olduğunu, bilim insanları olarak defalarca söyledik. İzmir, doğal afetler karşısında korumasız bir kenttir.” Dedi.
SANAYİ BÖLGESİ ALİAĞA’DA RİSK BÜYÜK!
“Türkiye’nin önemli bir sanayi bölgesi olan Aliağa da büyük deprem riski var” diye konuşan Prof Dr. Uluğ, “Bergama- Foça aktif fayı TÜPRAŞ Aliağa Rafinerisinin altında geçiyor. Rafinerinin yeri doğru değil. Aliağa’nın deprem sonrasında Rafineri gibi tek bir problemi yok bölgedeki LNG ve LPG depolama tesisleri de aynı tehlikeyi arz ediyor . Olası depremde tankların çalkalanması sonucu çıkacak bir yangın ve patlamalar bölgeyi büyük bir tehlike altına sokabilir. Bu sanayi tesislerimizi daha güvenli bölgelere taşınması gerekir. Bunları yapmadığımız zaman doğaya her zaman yeniliriz.” Dedi.
YENİ TESİSLER FAY HATTINA KURULMAMALI
Prof. Dr Uluğ, Aliağa’nın hızlı sanayileştiğine dikkati çekerek yeni kurulan sanayi kuruluşlarının deprem riskinden uzak bölgelere yapılması gerektiğini ifade etti. Uluğ, “Sanayileşmede de Fay hattından uzak bölgelere yapılaşmaya gitmek gerekiyor. Eskiden tekrarlanmış hatalar tekrarlanmasın. Fay Hattının tam üstüne bu tür sanayi tesisleri yapmak çok tehlikeli. Bölgeye yeni parlayıcı, yanıcı özelliği olan Rafineri, LNG,LPG ve Akaryakıt gibi üretim ve depolama tesislerine müsaade edilmemelidir. Aliağa bölgesi başta olmak üzere tüm bölgede Allaha Emanet yaşıyoruz” dedi.
ÇÖZÜM KENTSEL DÖNÜŞÜMDE
Depremin değil yapıların can kaybına neden olduğunu kaydeden Prof Uluğ, “Yapacak tek şey ya İzmir başka bir bölgeye taşınacak ya da deprem master planı dahilinde depreme hazır hale getirilecek. İzmir’in bu afetlerden tek kurtuluşu bilinçli ve düzenli bir kentsel dönüşümden geçmesidir. Son yıllarda güzel gelişmelerde olmuyor değil İzmir Türkiye’de ilk defa deprem master planı yapan kenttir. Sağlam zeminlere, depreme dayanıklı konutlar tesisler imal etmeliyiz. “ dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.