İzmir Cezaevleri Bağımsız İzleme Grubu'nun yıllık değerlendirme raporu, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Gruba geçen bir yıllık sürede 41 başvurunun geldiği bildirildi.
Değerlendirme raporunun açıklanması amacıyla İzmir Tabip Odası'nda bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına TMMOB İzmir İl Koordinasyonu Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilcisi Prof. Dr. Veli Lök, İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Zeki Gül, Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi Başkanı Bahattin Özdemir ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Başkanı Mustafa Rollas katıldı. Grubun ikinci dönemine ait rapora ilişkin açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Gül, "Kurulların 4 yıllık çalışma biçimi ve izlenen yöntem siyasi iktidarın, cezaevlerini gerçekten sivil izlemeye açmak, sorunları gözlem-görüşmeler yoluyla belirleme; denetim yoluyla sorumlulara düşen payı değerlendirme ve mahkum, mahkum yakınları, ilgili meslek kuruluşları, insan hakları örgütleri, siyasi yetkililer arasında koordinasyon yoluyla çözümünü sağlamak gibi bir amacı olmadığını açıkça göstermektedir. Bir önceki yılda yapmış olduğumuz izin taleplerine olduğu gibi, bu yılki taleplerimize de ya olumsuz ya da hiç yanıt verilmeme yoluna gidilmiştir. Verilen yanıtlarda, grubumuzun izleme yapma konusunda yasal yetkisinin olmadığı belirtilmiştir" dedi.
İzleme Grubu'na Kasım 2004 ile Ekim 2005 arasında İzmir'de bulunan cezaevlerinden, bir kısmı doğrudan tutuklu ya da hükümlülerce yazılan mektuplar yoluyla, bir kısmı yakınları tarafından, bir kısmını da grup bileşeni kurumlar aracılığıyla iletilen 41 başvuru ulaştığını kaydeden Zeki Gül, yakınma konularını şöyle sıraladı: "Sağlık sorunlarıyla ilgili yakınmalar, işkence-kötü ve onur kırıcı muamele iddiaları. Cezanın infazının ertelenmesine ilişkin yakınmalar. Tecrit yakınmaları. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazına dair yakınmalar. Tretman/ iyileştirme programlarıyla ilgili yakınmalar. Hak arama ve hukuksal yollara başvurma hakkı. Aramalarla ilgili yakınmalar. Ayrımcılık yasağı ihlalleri, disiplin uygulamaları, ziyaretler ve görüş uygulamalarıyla ilgili yakınmalar. Mektup-telefon-faks ve telefon hakkının kullanılmasına dair yakınmalar. Yiyecek, ısınma, hijyen ve kantin konularındaki yakınmalar. Açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri. İntihar girişimi ve vakalar."
Cezaevlerinden gelen başvuruların Buca, Kırıklar 1 ve 2 No'lu F Tipi cezaevlerinden ulaştığına değinen Gül, söz konusu dönemde Kırıklar 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde intihar eğilimi, 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde ise kendini yakmak suretiyle yaşamına son verme olayı saptandığını bildirdi. Gül, " 2 kişi, 1 Haziran'da başlattıkları süresiz açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmüştür ve Atatürk Eğitim Hastanesi'nin mahkum koğuşunda bulunmaktadır" açıklamasını yaptı.
Cezaevlerindeki sorunların ve yaşam koşullarının tam ve gerçek anlamda saptanmasının sivil denetimle mümkün olabileceğini kaydeden Zeki Gül, "Sorunlarının çözümünün ise, Adalet Bakanlığı'nın ilgili birimleri, ilgili demokratik meslek kurumları ve insan hakları örgütlerinin sorunun taraflarıyla biraraya gelerek bulunabileceği düşüncemizi koruyor; siyasi iktidarı 'Toplumsal mutabakat' için sorumluluklarını yerine getirmeye bir kez daha çağırıyoruz. Bizler, İzmir ili içerisindeki cezaevlerindeki yaşam koşulları ve sorunlarının görülür ve tartışılır kılınmasına yönelik çalışma ve çabalarımızı devam ettirme kararlılığındayız. Çözüm yolunda ciddi adımlar atılması yönündeki beklentilerimizi de sürdürüyoruz" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.