Gelecek Rüyamız
Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca birçok siyasi çalkantıya gebe olmuştur. Türk devletinin ilk siyasi partisi 23 Ekim1923 yılında“Halk Partisi” olarak daha sonra da “Cumhuriyet Halk Partisi” adıyla kurulduktan sonra 1945 yılına kadar geçen süreçte bir çok defa çok partili siyasi yaşama geçiş denemeleri yapıldıysa da başarılı olunamadı. Bu dönemin ilk siyasi partisi olarak 18 Temmuz 1945’ te “Milli Kalkınma Partisi” kuruldu. Takip eden süreçte de 7 Ocak 1946 yılında “Demokrat Parti” nin kurulmasıyla 1950’ de yapılan seçimde 487 sandalyenin 397 sandalyesini alarak 24 yıllık CHP iktidarının yerine tek başına iktidara geldi. 1960 Askeri darbesi ile de iktidarı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş belki de demokrasiye vurulmuş hazin bir sonla Ülkenin Başbakanı asılarak sona erdirilmişti. Bu kadar olumsuzluğa rağmen çok partili sistem o kadar benimsenmiş olacak ki bu dönemde otuza yakın siyasi parti kurulmuştu.
1980’ li yıllara kadar geçen süreçte birçok parti koalisyonlarla iktidara gelmiş olsa da Ülkede sorunların ardı arkası kesilmiyor adım adım sanki iç savaşa doğru sürükleniyordu. 70’ li yıllarda artan ekonomik bunalımlara birde sağ – sol kavgaları eklenmiş, kardeş kardeşe düşman olmuş, ülkenin dört bir yanında faili meçhul cinayetler işlenmiş, üniversiteler eğitim yuvası olmaktan çıkmış sanki harp alanına dönmüştü. Nihayet Demokrasilerde hiç istenmese de 12 Eylül 1980’ de Silahlı Kuvvetler olaylara müdahale ederek son vermiştir. 1983 yılında yapılan genel seçimlerde “Anavatan Partisi” tek başına iktidara gelerek yıllardır dışarı açılamamış olan ekonomimizi dışa açarak “Liberal Ekonomiye” geçiş yapmış ve bu anlamda bir çok radikal kararlar alarak uygulamaya sokmuştur. Buhranlı geçen ekonomik yıllara bir nebze de olsa dur demiştir.
90’ ların başında Cumhurbaşkanı olarak köşke çıkan Turgut ÖZAL arkasında koalisyonlarla yönetilecek olan bir ülke bırakmıştı. Artık 90’ lı yıllar Terörün ve Ekonomik krizlerin yükselişe geçtiği yıllar olup çıkmıştı. Benim de o yıllar üniversiteyi okuduğum yıllara denk gelmişti. Ee hayliyle bölümde Ekonomi olunca ülke ekonomisiyle ister istemez yakından ilgilenir olmuştuk. Tartışmalı geçen Ekonomi derslerinde ortak düşüncemiz herhalde kabus gibi giden ülkenin durumunun sonunda uyanamayacağımız ve bu paradoksun içinde kaybolup gideceğimizdi.
Hep şunları sorardık birbirimize; acaba bir gün televizyonu açtığımızda ya da gazetelerin ekonomi sayfalarında Doların – Markın şu kadar düştüğünü veya Faizlerin bu kadar indirildiğini ya ada Enflasyonun tek haneli rakamlara kadar gerilediğini görebilecek miyiz? Diye oluyordu.
Nerdeee! biz göremeyiz ama çocuklarımız belki görür diyorduk. Fakat benim içimde bir an olsun umut kesilmemişti. Bu ülke, bu millet ne badireler atlattı, ne mücadeleler kazandı da bu günleri mi aşamayacak diye. Kimimiz Borsacı oluyorduk borsayı kurtarıyorduk, kimimiz Bankancı oluyorduk bankaları kurtarıyorduk, kimimiz de Akademisyen oluyorduk ve gençleri yetiştiriyorduk. İşte o dönemlerde bu hayallerle yaşıyorduk.
Dönüp baktığımızda o yıllara (90’ lı yıllar) şunu görüyorduk; koalisyon hükümetlerinin ülke gündeminden çok kendi iç çekişmeleriyle uğraşmaktan kısa aralıklarda seçimlere gitmesi ve gelen hükümetlerin de ekonomiye güven vermemesi bizi 1994, 1999 ve 2001 yıllarında arka arkaya krizlere sürükleyerek Ülkenin dibe vurmasına sebep olmalarına şahit oluyorduk. Makus talihini yenmeye karar vermiş olan Büyük Türk Millet 3 Kasım 2002 seçimlerinde bir zamanlara damgasını vuran partileri sandıkta devirerek hepsini meclisin dışında bırakmış ve yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. /Yeni Vizyon Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.