GENELKURMAY BASIN BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Irak'ın kuzeyine düzenlenen kara harekatında, terör örgütünün silahlı saldırılarının planlandığı yer olan Zap'ın hedef alındığını vurgulayarak, başarıyla icra edilen harekatta, planlanan hedefe ulaşıldığını ve operasyonun bu nedenle sona erdirildiğini söyledi.
Harekatın başlatılışı gibi bitirilişinin de son derece başarılı olduğunu belirten Orgeneral Büyükanıt, harekata dışarıdan veya içeriden hiçbir etkinin söz konusu olmadığını kaydetti.
''ABD istediği için harekatın sonlandırıldığı'' yolundaki iddiaların kendilerini yaraladığını belirten Orgeneral Büyükanıt, ''Bu, yalnızca TSK'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'ne de yapılan çok seviyesiz bir saldırıdır. Askerimizin döktüğü kana saygısızlıktır'' diye konuştu.
Basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcilerine, Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü unsurlarına yönelik sınır ötesi kara harekatına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda bilgi verildi.
Kuvvet Komutanları ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un da katıldığı, İnönü Salonu'ndaki toplantıda konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, son derece çetin mevsim koşulları ve arazi şartlarında icra edilen harekatta, birliklerin bu dezavantajları avantaja döndürmeyi başardığını, hiçbir aracın kullanılmadığı ''yaya harekatı'' olarak gerçekleştirilen operasyonda, ilk kez gece şartlarında alay seviyesinde uçarbirlik harekatı yapıldığını söyledi.
Operasyonun ana amaçlarını, ''silahlı saldırıların planlandığı Zap bölgesine darbe vurmak, her türlü şartta TSK'nın operasyon yapabileceğini göstermek, teröristin ümidini kırmak'' olarak sıralayan Orgeneral Büyükanıt, bu hedeflerin tümüne ulaşıldığını, o bölgede 300 olarak tespit edilen teröristlerden 240'ının etkisiz hale getirildiğini kaydetti. Orgeneral Büyükanıt, ''Ancak değerlendirmelerimize göre teröristlerin zayiatı çok daha fazladır. Çünkü bu rakama Hava Kuvvetlerinin verdirdiği zayiat dahil değildir'' dedi.
''PKK'YA DAHA AĞIR DARBE VURACAĞIZ''
Bir kara harekatı yapılarak bu işin bitmeyeceğini vurgulayan ve ihtiyaç duyulduğunda tekrar operasyon yapılabileceğini belirten Orgeneral Büyükanıt, ''PKK'ya daha ağır darbeler vuracağız'' diye konuştu.
''Yaz aylarında bu sonuca belki birkaç ayda ulaşabilirdik'' diyen Orgeneral Büyükanıt, bu kadar sürede icra edilen en etkili operasyon olan bu harekatı gölgelemeye kimsenin hakkı olmadığını kaydetti. TSK'nın, devlet terbiyesi olan bir kurum olduğunu vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, operasyonla ilgili tüm yetkili makamlarla koordinasyon içinde hareket edildiğini ve bilgi verildiğini ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''harekatın biteceğinden bilgisi olmadığı'' şeklindeki iddiaların doğru olmadığını vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, Ulusa Sesleniş konuşmasının kaydının 27 Şubat Çarşamba günü yapıldığını, Başbakan'ın söylediği tarih itibariyle operasyonun sürdüğünü söyledi. Orgeneral Büyükanıt, ''Ben kimseye avukatlık yapmıyorum ama gerçek budur'' dedi.
''ABD istediği için harekatın sonlandırıldığı'' yolundaki iddialara tepki gösteren Orgeneral Büyükanıt, ''Bu, yalnızca TSK'ya değil Türkiye Cumhuriyeti'ne de yapılan çok seviyesiz bir saldırıdır. Askerimizin döktüğü kana saygısızlıktır'' diye konuştu.
Ne ABD'den ne içeriden ''harekatı sonlandır'' diye imada bulunan bile olmadığını, siyasi söylemler olduğunu ancak bunların kendilerine hiç tesir etmediğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, bunun aksinin kanıtlanması halinde üzerindeki üniformayı çıkaracağını söyledi.
''TSK, çıkarken birlik bıraksın'' şeklindeki değerlendirmelere de yanıt veren Orgeneral Büyükanıt, ''Bunu söyleyenler oradaki koşulları bilmiyor. TSK olarak sığınacak mağara mı arayalım? Bunları söyleyenleri orada 2 gün misafir edelim'' dedi.
Planlanan hedeflere ulaşılması nedeniyle sona erdirilen harekat konusunda etik olmayan yorumlar yapıldığını söyleyen Orgeneral Büyükanıt, ''Etik olmayı bırakın çok garip yorumlar yapılmaktadır. Bu yorumlardan bir tanesi operasyon bölgesinin bize ABD tarafından empoze edildiği ve bu bilgilerden sonra da 'gir' diyor, gidiyoruz operasyon yapıyoruz, 'yeter çık' diyor. Tabii kim diyor, Amerika diyor. Bu tür yorumlar gerçekten yalnız Silahlı Kuvvetler'e değil, Türkiye Cumhuriyeti'ne de yapılmış çok seviyesiz saldırılardır'' diye konuştu.
Kuvvet Komutanları'nın da katıldığı toplantıda konuşan Orgeneral Büyükanıt, Cuma günü sınır ötesi operasyonun sona ermesiyle çeşitli konularda çeşitli yorumlar geliştiğini, bu yorumların gelişeceğini tahmin ettiklerini için Cuma günü yayımlanan bildirinin en sonunda böyle bir bilgilendirme yapılacağını da tarih vermeden belirttiklerini ifade etti. Ortaya çıkan tabloda çeşitli soru işaretleri ve çeşitli yorumlar bulunduğunu kaydeden Büyükanıt, mümkün olduğu kadar bunlara açıklık getirmek için bu toplantıyı düzenlediklerini anlattı.
''Operasyon bölgesi neden Zap?'' diye soran Orgeneral Büyükanıt, ''Operasyon bölgesini Zap seçmemizin sebebi PKK'nın silahlı saldırılara yönelik eylemleri planladığı ve bilahare teröristlerin silahlı terörünün beyni burası. Kandil daha ziyade eğitim yaptıkları yerler, lojistik, şu, bu, buna benzer şeyler. Ama silahlı terörün beyni Zap kampıdır ve bu bölgeye bir operasyon yapmayı planladık ve icra ettik.
Şimdi şu suali sorabilirsiniz, operasyon neden bu mevsimde yapıldı? Şunu söyleyeyim, tabii ki askeri bir harekatta önceden planlama, gerekli ayrıntıları tespit etme değişmez parametreleridir. Bu mevsim özellikle seçildi. Bu mevsimde orada çok çetin mevsim koşullarının olacağını, olduğunu biliyorduk. Arazi son derece sert, onu da biliyorduk. Yani ilk bakışta bizim için dezavantaj bir bölge gibi görünebilir. Oysa eğer imkan ve kabiliyetleriniz uygunsa, bu dezavantajı avantaj haline çevirebilirsiniz. Bu terör örgütüne dezavantaj olarak yansır ki, ne kadar doğru olduğu operasyon sırasında ortaya çıkmıştır. Dezavantajı, arkadaşlarımızın muazzam bir gayret sarfıyla, avantaja döndürmesini bildi birliklerimiz.''
''DERİN KARDA HAREKAT ÇOK ZOR''
Orgeneral Büyükanıt, bu tür çok sert iklim koşullarında operasyonların riskinin şüphesiz ki bulunduğunu ifade ederek, ancak riskin hayatın kendisinde de olduğunu söyledi. Orgeneral Büyükanıt, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ancak kafamıza pencereden saksı düşeceğini düşünürsek, dışarıya çıkmamamız lazımdır. Askerlik şöyle ifade edilebilinir, öngörülere dayanan bir risk alma sanatıdır, biz de bu riski almaya karar verdik. Şunu biliyorduk ki PKK'nın en büyük eylem biçimi olan patlayıcılar bu mevsimde patlatılamaz. En can yakıcı kayıpları maalesef patlayıcılar yüzünden yıllardır yaşıyoruz.
Fakat, derin karda PKK'nın bunu yapamayacağını biliyorduk. Nitekim operasyon sırasında patlayıcıdan dolayı tek bir zayiat dahi verilmedi. İşte avantaja çevirmek derken bunları kastediyordum. Derin karda harekat çok zor. Çok görsel malzemeyle basınımızı takviye ettik. Bu ortamda arazi şartlarını görüyorsunuz, Mehmetçiklerimizin hareket şartlarını görüyorsunuz, bunların hepsini avantaj haline getirebileceğimizi düşünüyorduk, öyle oldu.''
Aşırı kötü havanın tam aksine teröristlere olan etkisinin askeri personele olan etkisinden çok daha fazla olduğunu vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, yaşanan operasyonun da bunun bir kanıtı olduğunu söyledi. Soğuk hava ve elverişsiz şartların, PKK'ya dezavantaj olarak döndüğünü dile getiren Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi:
''TSK'nın teçhizat durumu ve diğer kolaylıkları bu kötü hava şartlarını yenmemizde çok büyük avantaj sağlamıştır, bize. Operasyon bölgesinde hiçbir araç kullanmadık, generalleri de, albayları da, subay ve astsubayları tamamen bu derin karda yaya halinde bulunmuştur. Arazi şartları zaten o bölgede araç kullanılmasına da imkan tanımıyor ve bu operasyon tamamen yaya bir operasyon olarak icra edilmiştir. Böyle bir havada, böyle bir derin karda, böyle bir arazide bu kadar gece gündüz operasyon yapmak büyük bir fiziki güç ister. Bu harekat, birliklerimizin ulaşmış oldukları eğitim seviyesinin ve fiziki güçlerinin çok tipik bir göstergesidir. Her şeyden önce fiziki bir güç ister o arazide operasyon, gece ve gündüz.
''BİR ALAY HAREKAT BÖLGESİNE GECE KOŞULLARINDA İNDİRİLDİ''
Operasyon sırasında çatışmaların çok büyük bir bölümü gece icra edilmiştir. Bu bizim diğer bir avantajımızdır. Bu birliklerimizin de arzu ettiği bir husustur. Geceler, azami derecede kullanılmıştır. Çünkü geceye hakim olan bizim birliklerimizdir, geceye hakimiyetleri sayesinde teröristler üzerinde çok büyük bir üstünlük sağlamıştır ve terör örgütü en büyük zayiatlarını gece çatışmalarında vermiştir. Şunu da düşünmek lazım, karın üzerinde yaşayacaksınız, gündüz arama tarama yapacaksınız, çatışma çıkarsa çatışacaksınız, gece de operasyon yapacaksınız. Bu da olayın çok çarpıcı ancak örnek alınması gereken bir sonucudur. O kötü koşullarda hem hayatını idame ettirecek, hem dinleneceği saatlerde çatışmaya girecek. Ayrıca, bu tür bir arazide helikopterlerle bir çok bölgede, uçarbirlik harekatı gerçekleştirilmiştir. Gece şartlarında azami derecede kullanılmıştır, helikopterlerimiz. Mesela alay seviyesinde bir birlik harekat bölgesine gece koşullarında indirilmiştir. Ben bu kadar büyük bir birliğin gece koşullarında o ortamda, kış şartlarında harekat yaptığına meslek hayatımda ilk defa şahit oldum. Ufak uçarbirlik harekatları oluyordu. Gece şartlarında, hudut ötesinde, olumsuz koşullarda, çünkü orada istediğiniz her yere de inemez helikopter, bir çoğu yere değmeden önce atarlar, o koşullarda uçarbirlik harekatı yapılmıştır. Bu tür operasyonları açıkça ifade ediyorum, terör örgütü daha önce görmemiştir. Bunlar baskın tesiri yaratmıştır.''
Orgeneral Büyükanıt, şüphesiz geçmişte pek çok başarılı operasyon yapıldığını, bunun terör var olduğu günden beri yapıldığını ifade ederek, ''Ancak, teknolojik olanaklarımız geliştikçe farklı operasyonlar yapmaya başlayabiliriz, teknolojik imkanlarımız şu anda gelişiyor, gelişmiş de. Dolayısıyla operasyonlarımızı teknolojinin bize verdiği avantajı kullanarak yapmak, tabii ki mücadele ettiğimiz insanların, terör örgütlerinin üzerinde sürpriz tesiri meydana getiriyor'' diye konuştu.
OPERASYONUN AMAÇLARI
''Operasyonun hedefi nedir?'' diye soran Orgeneral Büyükanıt, amacı olmayan bir operasyonun olamayacağını belirtti. Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
''Birinci amaç PKK'nın önemli olarak gördüğümüz Zap bölgesine bu koşullarda bir darbe vurmak. Her türlü hava ve arazi şartlarında TSK'nın harekat kabiliyetine sahip olduğunu göstermek, dosta da düşmana da. Üç, arazi koşullarını biraz önce anlattığım gibi avantaja çevirmektir. Burada bir husus belirteceğim, teröristlerin ümitlerini kırmaktır. Ben sık sık tekrar etmiştim, terörle mücadelenin en önemli hedeflerinden bir tanesi teröristlerin başarılı olma ümidini kırmak. O ümidini kırmadan terör örgütünü tesirsiz hale getiremezsiniz. Eğer teröristin veya terörist grupların kafasında 'bu iş galiba oluyor gibi' bir şey uyandırılırsa, bu çok tehlikelidir terörle mücadelede. Bu harekat da bu ümidi kırma yönünden bana göre bütünüyle değil ama bu bölgede tamamen gerçekleşmiştir.
Bu arada, etik olmayı bırakın çok garip yorumlar yapılmaktadır. Bu yorumlardan bir tanesi operasyon bölgesinin bize ABD tarafından empoze edildiği ve bu bilgilerden sonra da 'gir' diyor, gidiyoruz operasyon yapıyoruz, 'yeter çık' diyor. Tabii kim diyor, Amerika diyor. Bu tür yorumlar gerçekten yalnız Silahlı Kuvvetler'e değil, Türkiye Cumhuriyeti'ne de yapılmış çok seviyesiz saldırılardır. Böyle bir şey olabilir mi? Gerçekten, ben inanamıyorum bazı zamanlar.
Her türlü görüşe saygı göstermek gerekir. Bizim bu bilinçte olduğumuz açık bir gerçektir. Her türlü görüşe saygı duyarız. Ancak bu görüşler, bilgi ve deneyime değil de kalıplaşmış bir önyargıya dayanıyorsa, bu kişilere de saygı duymak gerekmiyor. Bu tür yaklaşımlar askerimizden, erinden generallerine kadar, döktükleri kana ve emeğe karşı saygısızlık oluyor. Biz bir kabile devleti miyiz? TSK, o kabile devletindeki mızraklı şeyler mi yani? Böyle bir şey olabilir mi? Hiçbir zaman böyle bir şey olmamıştır.''
Orgeneral Büyükanıt,askeri bir operasyonun başlangıcının önceden belirlendiğini, ancak sonunun ise tahmini olarak saptandığını söyledi.
Bunun genel bir kural olduğunu, ''operasyonunun başlama zamanının sizin inisiyatifinizde bulunduğunu, ama operasyonu sonlandırmanın her zaman elinizde olamayacağını'' anlatan Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
''Çünkü çatışmalar uzar, çeşitli şeyler olur. Kaba bir çerçeve çizebilirsiniz ama bu her zaman aynı gün ve saati tutmayabilir. Bu kararın verilmesinde arazi, hava koşulları, ayın durumu, operasyon sırasındaki uygulamaların sonuçları ve daha bir çok faktör dikkate alınmaktadır. Bunlar tamamen askeri faktörlerdir. Şüphesiz politik faktörlerde değerlendirme dışı bırakılmaz. Çünkü askeri faktörlere tesir eden politik faktörlerin de değerlendirilmesi lazım. Bunları yaptıktan sonra bir operasyona başlamayı veya sonlandırmayı değerlendirebilirsiniz yani çok boyutlu bir olaydır. Bu harekat için de bütün faktörler dikkate alınmıştır. Mevsimin menfi yönleri, arazinin çok önemli zorlukları dikkate alınarak operasyonun kısa sürede asgari zayiatla birliklerimiz tarafından tamamlanması bu süre içinde PKK'ya azami zayiat verdirilmesi temel mülahazaları oluşturuyor. Tüm planlar bu temel mülahazalar altında yapılmış ve gururla ifade edelim uygulanmıştır.
Genelkurmay Başkanlığı olarak bildirilerimizi çok dikkatli hazırlamaya çalıştık. Bazen hata da yapabiliriz, olabilir. Kara harekatının başladığının bildirisi 22 Şubat öğleden önce yapılmıştır. Oradan bir cümle okuyacağım; 'Irak'ın toprak bütünlüğü ve istikrarına özel önem veren TSK planlanan hedeflere ulaşılmasından sonra en kısa zamanda yurt içine dönecektir' biz bunu önceden ilan ettik.''
HAREKATLA İLGİLİ HABERLER VE YORUMLAR
Cuma günü operasyon sonrasında yapılan haberler ve yorumlarla ilgili olarak düşüncelerini açıklayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti:
''Bu yorumlarımla kimseyi ve hiçbir kurumu hedef almak istemiyorum. Ancak Silahlı Kuvvetler'in görüşlerini de dile getirmenin görevim olduğunu düşünüyorum. Üzülerek ifade ediyorum; kendilerini vatansever olarak tanımlayan bir kısım kişilerin askerin yaptığı bu harekatı kendi tatminsizlikleri nedeniyle farklı yönlere çekerek Silahlı Kuvvetler'e karşı olumsuz davranmaları TSK tarafından ibretle ve dehşetle izlenmektedir. Adeta 'Neden gidip Musul'u Kerkük'ü almayıp da döndünüz?' diyenler var. 'Niye Kandil'e gitmediniz?' diyenler var. Bakın normal şartlarda bir teröristin ifadesidir: Kandil içinden bir teröristin bizim grubun içine girmesi 100-150 kilometre. Öyle bir arazi ki teröristin kendi ifadesi.''
Orgeneral Büyükanıt, operasyonun sonlandırılmasıyla ilgili düşüncelerini açıklarken de, ''Operasyonun dış ülkelerin veya içeriden bazı çevrelerin etkisinde sona erdirildiğini iddia eden çevreler milli değerlerimize ve şehitlerimize seviyesiz saldırı yapmışlardır. Türk milleti de bu saldırıları asla affetmez'' dedi.
Operasyonların yapılan değerlendirmeler sonucu 21 Şubat günü ve gece başlamasının TSK'nın kararı olduğunu bildiren Orgeneral Büyükanıt, 28 Kasım 2007'de askere bu yetkinin verildiğini hatırlattı. Orgeneral Büyükanıt, ''Ne siyasi kuruluşun, herhangi bir çevrenin bu kararda bir etkisi olmamıştır. Şunu da söyleyeyim; kimsenin avukatı değilim ama bir hususa açıklık getirmek istiyorum; Silahlı Kuvvetler devlet terbiyesi olan bir kurumdur. Her şey ilgili makamlarla koordine edilir ve edilmiştir. Bilgilendirmeler yapılmıştır. Yetki almak başka, bir icra hakkında bilgi vermek başka şeydir. Bunların hepsi yapılmıştır'' diye konuştu.
Orgeneral Büyükanıt, çok zor koşullarda ve ülkenin terörle mücadele geçmişinde görülmeyen bir riski göze alarak operasyon icra edildiğini belirterek, teröristlerin kalpgahı olan bir bölgeye operasyon düzenlendiğini söyledi.
Arazi ve iklim koşulları dikkate alınarak operasyonun en az zayiatla ve en kısa zamanda bitirilmesinin kararlaştırıldığını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, ''Neden 8 günde geldiniz? Öyle planladık. Koşulları değerlendirdik'' dedi.
Operasyon belli bir aşamaya geldikten sonra koşullar, ortam, arazi dikkate alındığında daha fazla kalınması halinde idari zayiata da uğranabileceğini ifade eden Orgeneral Büyükanıt, ''Bakın gururla söylüyorum. Bu dönem içinde o zor koşullarda ne bir patlayıcıya basılmıştır, ne de bir idari zayiat verilmiştir. Hiç yaşanmamıştır. Bu aynı zamanda o operasyonu yapan birliklerin yüksek disiplin seviyelerinin de bir göstergesidir'' şeklinde konuştu.
Hava harekatıyla önceden vurulan ve mevcudu 300 kadar olduğu değerlendirilen teröristlerden 240'ının tesirsiz hale getirildiğini hatırlatan Orgeneral Büyükanıt, kalan 50-60 teröristin ne olduğunun ise belli olmadığını, muhtemelen dağıldıklarını söyledi. Operasyon sırasında hava taarruzları sonucu etkisiz hale getirilen teröristler hakkında sonucun henüz bilinmediğini belirten Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
''Tahmine dayalı söylemek Genelkurmay Başkanlığının prensiplerine uymamaktadır. Çok konuşulan konulardan birisi de bizi gerçekten incitiyor. Teröristlere verdirtilen zayiattır. Size net olarak ifade ediyorum; 240 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bir gerçeği daha tekrar ifade edeyim; değerlendirmemize göre teröristlerin zayiatı çok daha fazladır, bundan eminiz. Çünkü bu miktarlara Hava Kuvvetlerinin darbeleri sonucu verdirilen zayiat dahil değildir. Burada çok daha önemli bir gerçek vardır; Genelkurmay Başkanı yalan söyler mi? Değerli basın mensupları, hem de bu kadar önemli bir konuda... 'Niye cesetleri bize göstermiyorsunuz emin olalım', biz yalan söylüyoruz, 'ispat edin'. İsterlerse şehitlerimizin resimlerini de gösterelim, böyle bir şey olur mu, böyle bir uygulama olur mu? Böyle bir uygulama olmuş mu ki şimdiye kadar?
Bu tür dedikodular bizi çok üzmektedir. Tekrar ediyorum, net olarak söylüyorum; teröristlerin zayiatı çok daha fazladır ama bizim fiilen tespit ettiğimiz 240. Hava Kuvvetleri tarafından çok güçlü ve başarılı operasyonlar yapılmıştır. Bunlardan hiç mi yaralıları yok? Yaralı iseler bunları kim tedavi ediyor? Tesisleri tahrip edildikten sonra o bölgede bulunanlar hiç mi zarar görmedi? Mesela çok sayıda uçaksavar mevzisi vurdu Hava Kuvvetleri, bunları kim kullanıyor? Teröristler kullanıyor. Nasıl nokta atış yapıldığını size verdiğimiz görsel malzeme ile gördünüz. Mağaranın ağzına 2 bin librelik bombayı vurduğunuz zaman bırakın parça tesirini insanlar o darbenin altından kalkamaz. Her mağarayı gidip sayamadık.''
Orgeneral Büyükanıt, operasyonun hava taarruzları ve uzun menzilli silahlarla vurulan büyük darbelerin hemen ardından başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Tüm Irak'ın kuzeyindeki operasyonlar esasında 1 Aralık 2007 tarihinden itibaren başlamıştır. Sadece olayı bu operasyonla sınırlamayın. Kasım 2007'de yetkiyi almışızdır, ilk saldırıyı 1 Aralık günü yapmışızdır. Ondan sonra aralıklarla Hava Kuvvetleri Kandil'den bütün sınır ötesine kadar her tarafa etkili bir şekilde tespit edilen hedeflere çok başarılı operasyonlar yapmıştır. Kara harekatı da bu faaliyetlerin bir safhasıdır. Kara harekatı yapılması gerekiyordu, kara harekatı yaptık. Tabii bir kara harekatı yapmakla 'bu iş bitti' anlamına gelmez. Bir de bu yanlış kanı var bazı çevrelerde. İhtiyaç duyuldukça operasyon yapılır. Bunu terörle mücadelenin esasları belirler.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.